Atlas'tan
Ona sarılırken hala bana neden kızdığını anlayamıyordum. Ya da neden böyle davranması hoşuma gitmişti.
Beni görünce böyle bir tepki vermesini beklemiyordum ama açıkcası çok güzeldi. Titremeye başladığını farkedince "Başımın belası"diye söylendim.
Bilincinin kapanmaya başladığını gitgide sessizleşen konuşmasından anlamıştım."Sevgilinin yanına gitsene sen"dediğinde şaşırdım.
Benim sevgilim yoktu ki. O okula geldiği ilk günden beri ondan başkasını düşünemiyordum bile.
Kafamı saçlarına gömdüm. Büyük ihtimal yorgunluk ve soğuktan kendinden geçmişti. Ya da en basitinden uyuya kalmıştı.
Telefonumu çıkardım ve Selin'i aradım. Selin benim kardeşimdi ve benden iki yaş küçüktü. Yani Simayla yaşıttı. Ama farklı sınıftalardı.
"Efendim abicim"
"Selin hemen arabamı al okulun iki sokak ötesindeki park olan ara yola gir. Ordayım."dedim ve telefonu kapattım. Yaklaşık on beş dakika sonra Selin gelmişti. Bizi görünce şaşırmıştı fakat bir yorumda bulunmamıştı.
Yolun başında duran arabaya önce Simayı dikkatlice bindirdim. Dâha sonra yanına ben oturunca Selin şaşırdı. Normalde araba kullanmasına izin vermezdim.
Ama şuan Simayı bırakmak istememiştim. Titriyordu ve vücut ısım ona iyi geliyordu. Selin arabaya binerken içeriye dolan rüzgarla daha da bir titreyince iyice bana sokuldu. Onu daha sıkı sardıktan sonra Seline evi tarif ettim.
Tek başına yaşadığını düşünüyordum. Sadece okulun ilk bi kaç günü kapıda annesini görmüştüm. Gelince yavaşca arabadan kucağımda Simayla indim.
Seline çantasını gösterdim ve anahtarı bulmasını söyledim. Selin biraz karışrırıktan sonra anahtarları buldu.
Anahtarları çıkarırken havada dalgalanan uğrursuz ses sinir bozucuydu. Selin önde gidiyordu. Kapıya varınca hemen açtı ve benim geçmemi bekledi.
Açıkcası evini merak ediyordum. İkinci katta onun olduğunu düşündüğüm bir odaya girdim. Fakat bir erkek odasıydı. Genç bir erkek odası.
Yanındaki kapıyı açtığımda beyaz tonların hakim olduğu odayı gördüm. Kesinlikle onun kadar sade ve güzeldi. Onu yatağa yatırdım.
Ateşler içerisindeydi. Selini kapıda görünce çorba yapmasını söyledim. Selin yavaş adımlarla âşâğıya ilerlerken ben ise onu izliyordum.
Çok masum duruyordu. Ama aslında onun için masum dediğimi duysâ bana tekme falan atardı. Bu düşünce dudağımın kenarının hafifçe kıvrılmasına sebep olmuştu.
Onunla ilgili en ufak birşey bile beni güldürebiliyordu. Annemin ölümünden sonra Selin yeni yeni kendini toparlamışken ben onu görünceye kadar hiç gülmemiştim.
Ama onu görmek bile beni mutlu ediyordu. Çok farklı birşeydi bu. Ben düşüncelere dâl6mışken gözlerini açtığını farketmemiştim bile.
"Neden yanımdasın"dedi ruhsuz bir sesle. Bu hali çekip gitmeme yeterdi ama kaldım.
"Yanında olmak istediğim için." dedim sakin bir şekilde. O sırada içeriye giren Selin bize bakıyordu.
Simay gözlerini kıstı. Neden bu kadar soğuk ve istemsizdi.
"Bu kız neden burada. Lanet olşun sevgilini al ve git!"diye bağırdı.
Selini sevgilim mi sanıyordu? Selinin ağzı neredeyse yere düşecekti.
Bir bana bir Simaya bakıyordu.
"Abi"dedi ürkmüş haliyle. Simay bir an boş gözlerle Seline baktı.
"Abi mi?"dedi. Kafamdaki tâşlar somutmuş gibi yerine otururken çıkarttıkları sesleri duyar gibiydim. Bahçede Selinle beni gördüğü için mi o tepkiyi vermişti?
Beni kıskanmış mıydı?
Simay'dan
Ağzım neredeyse mideme giden yolları gösterecek kadar çok açılmıştı. Ama ben onları sevgili sanmıştım.
Şimdi baktığımda aslında onların kardeş olabilecek kadar çok birbirine benzediklerini farketmiştim.
"Kusura bakmâyın."dedim çekingen tavırla. Atlas gülmeye başlâdığın da yerin dibine girmeyi düşünmüştüm.
Benim asıl aklım da dönen şey Atlası kıskanmış olmamdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senden Başka Yok
Teen Fiction"Siktir ya. Aşık mısın?"aynı anda çocuğa baktık. Sarışın güzel yüzlü çocuk ukala ukala bi yerdeki Atlas'a bi de bana bakıyordu. Sonunda kahkahayı patlattı. "Tamam itiraf ediyorum. Bende beğendim. Zevklerini tartışamam hiçbir zaman."diyince gözlerind...