Hangi hastane olduğunu öğrendikten sonra hemen bir taksi çağırdım. Ellerim ayaklarım titriyordu. Ne yapacağımı bilmez halde koltukta acı dolu yüz ifadesiyle hastaneye doğru gidiyordum. Yüzümde oluşan o sıkıntılı ifade soföre de yansımış olacak ki bana 'iyi misiniz hanımefendi?' dedi.
Kafa sallamakla yetindim. Bir kaç dakika sonra hastaneye gelmiştim.
Parayı uzattığım gibi hemen çıktım arabadan. Önceden soförlerin öldürücü bakışlarına rağmen kuruşuna kadar alırdım. Ama şuan hiç mi hiç umurumda değildi..Hemen koşarak nerede olduğunu öğrendğim yoğun bakımına doğru gittim. Vardığım da Burak'ın kardeşini gördüm. Yere oturmuş ağlıyordu. Hemen yanına gidip ağlayarak yanına yere oturdum. İlk önce suratıma bu kim dercesine baktıktan sonra anladı kim olduğumu. Kolunu benim omzuma attı. Ve bir süre öylece kaldık.
1 gün sonra;
Ellerimizde çaylarla yerde otururken. ki burada koltuk var. Emin olabilirsiniz. İçeriden doktor çıktı.
Hemen ayağa kalkmaya çalışırken iyi ki çayımı doktorun üstüne fırlatmadım. Doktorun yüzüne bakılırsa iyi haber olmalıydı. Zorundaydı buna.Doktor gittikten sonra Eda'yla (Burak'ın kardeşi) birbirimize gülümseyerek sarıldık.
Burak'ı odaya aldıklarında Hilal'ler geldi (ler=enişte eki)
Canımla bir süre oturduktan sonra hemşire odadan çıktı ve en yakını odaya girebilir. Dedikten sonra ben Eda'ya
- Hadi tatlım abinin yanına git.Sana ihtiyacı var. Dedim.
Eda ayağa kalktığında başının döndüğü belliydi. Kusacağını belli ederek hemen tuvalete koştu.
Arkasından bende koşarken Hilal'im, sen Burak'ın yanına git ben Eda'nın yanındayım diye bağırdı.Odaya girdiğimde Burak gözlerini yarım açmış camdan dışarı bakıyordu
Kapıyı hafifçe kapatırken yüzü bana döndü. Hafif gülümser gibi olması canımı acıtmıştı. Kötü gözüküyordu. Heryerinde bir yara izi vardı.Ona doğru yavaşça yaklaşıp yanında ki sarı renkli sandalyeye oturdum. Ellerimi bacaklarımın üstüne koyup gözlerimi kocaman açarak,
- İyi misin? Dedim
O da aynı gülümsemeyle,
+ Tabi ki iyiyim! Dedi.
İyi hissettirmeye çalıştığı o kadar belliydi ki. Bende gülümseyip,
- Daha da iyi olacaksın. Dedim mutlu olmasını istercesine.
Ve dedim nefes alarak,
Tam Eda'yı söyleyecektim ki sustum. Kötü hissetmesini istemiyordum.
+Vee? Dedi uzatarak.
-Ve.. Ee burdan çıktığında ne yapmak istersin. dedim.
Ki iyi ki bu cümleyi kurdum aklıma saçma sapan bir cümle gelseydi hemen onu söylerdim. Ve kendimi camdan sallandırırdım.
+ Bilmem ki, Eda nerede?
-Eda.. fazla üzüldüğü için senide etkilemek istemedi ve benim yanına gelmemi istedi. Ama eğer isters..
Derken kapı açıldı ve içeri hemşire girdi. Benim çıkmam gerektiğini anlatan iki çift cümle sarf ettikten sonra, pansuman için arkasına döndüğünde Burak'a elimle hemşireyi gösterip bitti işareti yaptım. Burak gülerken hemşire arkasına döndüp, 'sen hala burada mısın lan' dercesine baktı. Bende ellerimi iki yana açıp' tamam koca kadın çıkıyorum' dedim. Zaten Dediğim gibi çıktım. Döverdi kesin bu beni. nasıl dedim ki ben o koca kadını!
Odadan çıktığımda Eda'yla Hilal 'in olmadığını gördüm tuvalete gittiğimde Eda duvara yaslanmış. Saçlarının önleri ıslanmış bi şekilde bana doğru baktı.
-iyisin dimi ? Dedim saçlarını geriye iterek.
Nemli yüzünü elinin tersiyle silip kafa sallamakla yetindi.
- Aa bak ne oldu.hemşireye koca karı dedim. Gülerek.
Eda gülerek" ne?" Derken tuvaletten çıkan Hilal bize doğru yürürken gülerek altına yaptı diyebilirim.Ben ki kendimle gurur duyuyorum bu olaydan ötürü. Harikasın,iyi yaptın sözlerini beklerken gülmeleri koydu.
En sonunda tuvaletten çıkarken hala gülüyolardı beni aralarına almış moron gibi dururken...
Eda'nın ağzından;
hastaneye gittiğimde yoğun bakıma gelip kendimi hemen yere attım. Dayanamıyordum. Abimi de kaybedemezdim. Bunun acısıyla ağlarken telefonum çaldı kim olduğuna bakmadan açmıştım telefonu.
karşıda ki adam,
-Selam güzelim. Nasılsın?..... Hm peki..şimdi şöyle ki bizi tanıyosun aslında..sana iki çift lafım var,
Babanın intikamını annenden çıkarttığımız gibi abiciğinden de çıkarttık. kendine geldiğinde anlar bizim ona daha ne boklar yapacağımızı.. Tamam mı güzelim? En yakın zaman da seninlede görüşeceğiz. Dedi ve yüzüme telefonu kapadı.
Telefona bakıp bağırarak ' daha konuşmayı beceremiyon dangalak' diye bağırdım.Önümden geçenler bana değişik baksada umurumda değildi.
Sadece ağlayarak abimi beklemekten başka çarem yoktu.Arkadaşlar hikayemi okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Lütfen oy vermeyi unutmayın :) öpüldünüz..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Öylesine Hayat
Teen Fiction23 yaşında ki bir genç kızın hayatında yaşadığı zorlukların nasıl üstesinden geldiğini,arkadaşları arasıda ki bağı,sakarlıklarını,hayata karşı düşüncelerini sizlerle paylaşmak istedim. Benim hayal gücüme katılmak istermisiniz?