Eda ile birlikte salona doğru giderken,hala şaşkınlık içerisindeydim. Bunu Burak'a söylemeli miydim? Tabi ki söylemeliydim. Ne olursa olsun kardeşiydi. Herzaman onun iyiliğini isteyeceği bir insandan bunu saklamak olmazdı. En kısa zamanda bunu ona söylemeliydim.
Bu sırada ben bunları düşünürken Burak'ta Eda'yı soru yağmuruna tutmuştu.
- Birşey ister misin?
- İyi misin?
- Seni doktora götüreyim mi?
- Emin misin?
- Bir ilaç içsen?!
Eda'nın bunaldığını hissettiğimde Burak'a kaş göz hareketi yapıp susmasını söyledim...Gecenin sonunda, herkes evine dağıldığında evi toplamak üzere harekete koyuldum. Annem yiyecekleri almak için salona geldiğinde,
+Kızım Eda'nın hamile olduğunu düşünüyorum. Yani anlamayacak değildim. Hareketlerinden o kadar belliydi ki. E senle Eda,biz yemek yerken içeri girdiğinizde senin suratından şaşkınlık akıyodu be kızım dedi. Acıyla gülerek. Yoksa doğrumu bu dediklerim?
Annem şaşkınlıkla beni süzerken ani ruh değişimi yaşadığı için gülesim gelmişti. Olayın ciddiyetliğini fark ederek,
-Anneciğim aslında sana söylememem gerekirdi. Fakat doğru. Ben şuan ne yapacağımı bilmiyorum. Burak'a söylemem doğru olur mu?
+Hemen söyleyeceğinin sağlıklı olacağını düşünmüyorum kızım. Ama tabi ki de fazla zaman geçmeden söyleyeceksin. Sonuçta empati yapmak lazım değil mi?
Eda'yla da konuş derim ben.
Sağ omuzuma dokunarak,Eline tabakları alıp giderken. Bende koltuğa oturmuş hüzünlü bir şekilde düşünüyordum.
*Ne yapsam sorun olacak. Hem Eda açısından hem de ben ve Burak açısından..Sabah uyandığımda Hilal'den mesaj geldiğini gördüm.
Kahvaltı için dışarda bir yerin adresini atmıştı. Altına da,
'Ne dersin canım buluşalım mı?'
Aslında çok isterdim ama ben Burak'ın hastane durumundan dolayı işten bir hafta daha izin almıştım. İşe gitmem gerekirdi. Bu sebeple Hilal'ime mesaj atıp,
'Yavrum işe gitmem gerek malum 1 hafta izin almıştım. Zaten nasıl izin aldım bilmiyorum. Müdür bana mı yürüyor yoksa ne yapmaya çalışıyo. Sırf iyiliğinden mi bilmiyorum. Gerçi önceden pek bir iyiliğini görmedim!?'
Anında Hilal'den mesaj gelmişti
'Hahaha tamam canım sorun değil o zaman iş seni bekler ;)'Gülümseyerek telefonu yatağıma koyup kalktım. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra üstüme bir elbise giyip ona uygun ayakkabıyı bulduğum gibi odamdan çıktım. Kahvaltımı yapmak için zamanımın olmadığını bildiğim için anneme,
' Ben işe gidiyorum annem. Bana şans dile' dedim yanaklarından öperken.
- - -
İşe geldiğimde kızlarla tatilimin nasıl geçtiğiyle ilgili iki laf ettikten sonra odama geçtim. Çantamı masaya koyup koltuğuma yerleşirken kapıyı açık bıraktığımı fark ettim kapamak için kapıya doğru ilerlerken,kapının önünde Emre elinde bir kaç kağıtla bir kıza bir şeyler anlattığını gördüm. Arkasına döndüğünde beni görüp kaşlarını çatarak kafasını sallamıştı. Kapıyı kapatıp.
- Benim ona kızgın davranmam gerekirken ne diye bana öyle bakmıştı. Salak! Hayır be Cansu sen niye kapıyı hemen kapatmıyorsun he kızım?
Kendi kendime konuşurken,
Bu ne biçim bakışı yaptım,kapıya doğru bakarken.Arkadaşlar hikayemi okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Lütfen oy vermeyi unutmayın. Her bölümün okuma sayısı arttıkça yeni bölüm yazıyorum. Hikaye adına önerdiklerinizi bana söyleyin lütfen bu beni daha mutlu eder. Önerilerinizi ve oylarınızı bekliyorum..
*-*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Öylesine Hayat
Teen Fiction23 yaşında ki bir genç kızın hayatında yaşadığı zorlukların nasıl üstesinden geldiğini,arkadaşları arasıda ki bağı,sakarlıklarını,hayata karşı düşüncelerini sizlerle paylaşmak istedim. Benim hayal gücüme katılmak istermisiniz?