Can

17 1 2
                                    

Ertesi gün ilk işim Eda'yı arayıp hamile olduğunu Burak'a söyleyip söylemeyeceğini öğrenmek oldu.
Söyleyecek fakat uygun bir dille nasıl anlatılacağını bilmediğinden neredeyse vazgeçiyordu. Yardım edebilirdim değil mi? Sonuçta abisinin sevgilisi olsamda onun da en yakın arkadaşı sayılırım. Tamam da nasıl anlatılırdı ki?

İşe gittiğimde Emre'yi görmemle dün ki tavırı geldi aklıma. Ruh hastası yine sinirimi bozmayı başarmıştı. Elimde kahveyle odama doğru ilerlerken arkamdan birisinin hızla çarpması sayesinde kahvemin uçuşunu seyrettim. Yalnız güzel uçmuştu ki Emre'nin önüne düşüp bütün her yerini batırmıştı. Arkama dönüp bana çarpan kişiye bakıp 'çok sağol,iyi ki çarptın' dedim. Çocuk bunu beklemediği için kahkahalara boğuldu. Bende Emre'nin üstü başı batmasının verdiği mutlulukla gülmeye başladım. İkimizde gülerek fazlasıyla gıcık gözüktüğümüz için bu olay daha da keyif aldırmıştı.

Gözümde ki yaşları silip Emre'nin olduğu tarafa doğru baktığımda sinirden kıpkırmızı olmuştu. Bende eteğimi düzeltip saçımı geriye atarak odama girdim. Oldukça sinirleri bozulmuş olmasını dilerken telefonum çalmaya başlamıştı. Çantamda telefonumu büyük uğraş sonucu buldum fakat kapanmıştı. Arayan kişinin lise den arkadaşım 'can'ım ciğerim olan 'Can' olduğunu gördüm. Eskiden fazla yakın olmamıza rağmen sonradan neredeyse unutmuştuk birbirimizi. İyi ki aramıştı özlemiştim yavrumu da bayadır konuşmuyorduk neden aramıştı ki şimdi?

Fazla beklemeden geri aradım. Bi kaç saniye çaldıktan sonra açmıştı. Enerji dolu sesiyle beni daha da  mutlu etmeyi başarmıştı.
- Cansu? Yavruşum beni hatırladın umarım. yoksa inşallah serçe parmağını sehpaya çarparsın emi!
+ Ulan unutanın kalbi kurusun be. Sen unutulur musun yavrum?
- Unutmasaydın arardın sinsirellam. Aman dur şimdi ben İstanbul'a geldim. Gelmişken sanada geliyim dedim. Hem anneni de özledim kız. Dedikodu gecesi yaparız güzel olur ne dersin?
+ Sen nerdeydin ki İstanbul'a geldin. Diyivermiştim ki neyseki duymamış olduğunu varsayarak,
Tamam canım bekliyorum seni. Dememeye kalmadan
- Öptüm yavrum.
Deyip kapamıştı hemen yüzüme.
Neden benim tanıdığım herkes yüzüme telefonu kapardı ki?! Kaderimde var dedim kendi kendimi avutmaya çalışarak.

İşime dönüp,gerekli konuşmalarımı ve gerekli mesajları gerekli kişilere ileterek bugün ki işimde bitmişti sonunda. İşimi anlatırken kolay geliyordu herkes için. Önemli olan içeriğini bilmekti. Tam tersi öldürücü bir işim vardı. Her ne kadar sevmesem de yinede bir gıdımlık sevgim vardı bu işe karşı.

Koltuğumdan kalkarken saatime bakmıştım saat 18.00 ı gösteriyordu. Günün yorgunluğuyla çantama telefonumu bir daha ki bulma arayışım olmasın diye çantamın ön gözüme koydum. İçinden aynamı çıkartıp rujumu tazeledikten sonra unuttuğum bir şey varmı diye arkama baktıktan sonra, kapıyı açıp ilerlemeye başladım. Sabah ki olayın aklıma gelmesiyle gülmüştüm o sırada bana çarpan kişinin karşımda olduğunu gördüm. Ona güldüğümü sanarak o da güldü. Kendime içimden küfrederken aynı zamanda yanıma gelmemesi için dua ediyordum. Hızlı adımlarla asansöre ilerlerken, koşmakla yürümek arası birşey yaptığım için topuklu sayesinde ayağım burkulmuştu Acı dolu yüz ifadesiyle bileğimi ovalarken, Çaprazımda kahve makinasının yanında durup kahvesini gülerek içen Emre'yi gördüm.

Hiçbir şey olmamış gibi asansöre binerken arkamdan seslenerek yürüyen sabah ki adamın bana doğru yürüyüşünü izledim. hızla bütün katlara basıp asansörün kapısının kapanmasını bekledim. Tam da sırasında kapanmıştı neyse ki.

Her katta durduğum için neredeyse 15 dk sonra zemin kata inmeyi başarmıştım. Hayatımda ki bu şansızlığıma alışkın olduğumdan içimden cansu sen neler neler yaşadın bunlar mı seni yıldırcak deyip arabaya bindim daha doğrusu annemin arabası demeliyim sanırım. Annem fazla izin vermezdi arabasını kullandırtmaya fakat bugün bir haller oldu da verebilmişti anahtarı. Müziğin sesini son ses açıp arabayı sürmeye başlamıştım.

Kırmızı ışıklarda durduğumda şarkıyı çıldırırcasına söylerken kafamı sağa doğru çevirdiğimde arabada ki adamla gözgöze gelmiştik. Kafamı ani bir hareketle çevirip yeşil ışığın yanmasını bekledim. Daha fazla rezil olmamak adına şarkıyı daha insancıl bir şekilde söyleme gayretinde buldum kendimi.  

Arabayı park ettiğimde Ahmet'in arabasından gelmiş olduğunu anladım. Mutlulukla evin kapısına doğru koştuktan sonra hızla kapıya vurup zile bastım kapıyı açan annem. ' kız bune böyle alacaklı gibi' diye azarlamasına kalmadan arkadan Can'ın 'benim ki geldii' diye bağırmasıyla apartmanı inletmemizi aldırmadan birbirimize sarılmıştık bile.

Arkadaşlar uzun bir aradan sonra bölüm yazmayı başardım ! :)) okul falan derken yazamadım hiç bölüm kusura bakmayın :( .
Sizleri seviyorum..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 10, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Öylesine Hayat Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin