KANDARAS

Kandaras'a Dönüş

Bir yanılgı mıdır yaşanan pişmanlıklar?
Olması gibi gelişen, arzu edildiği gibi yaşanan tüm olayların perde arkasında duyulan en ufak bir pişmanlık bile yanılgıdır elbet.
Biz seçtik, biz inşaa ettik ve biz sorumluyuz olup biten her şeyden ama tek bir farkla pişmanlık duymadan.

Remada tabelasını geçip ana yola sapalı yaklaşık on dakika olmuştu. Rulin için gayet zevkli bir cinayetin işlenmesinden , Beraris için babasının huzur verici intikamının alınmasından , Tehar için ise, '' Katil olmak için illa bir bedene ardı ardına hançerlerin mi saplanması gerek ? Yoksa bu işi yapan esas adamın işini nasıl yaptığını izlerken, kurbanlarının seslerinin çıkmaması için yastığı bir araç olarak kullanan bir adam da katil sayılır mıydı?'' Sorularının aklına gelmesinin başlangıcından bu yana bir saatten fazla bir süre geçmişti. Tehar'ın bir gözü yolda bir gözü ise sürekli, ''Acaba takip ediliyor muyuz?'' korkusuyla dikiz aynasındaydı. Beraris için durum epey farklıydı; yeni doğmuş bir bebeği vaftiz eden bir rahibin yüzündeki tebessüme sahipti. Babasının bugüne kadar acı çeken bir ruhu vardı ona göre ve bundan sonra o  ruh ,alınan intikamla adeta yeniden doğmuş gibiydi Beraris için.
Rulin'in sağ eli açık olan pencerenin dışındaydı ve parmaklarını birleştirip, elini esen rüzgara karşı dik tutmaya çalışıyordu ve yaptıkları işin profesyonellik boyutunu Tehar'a anlatıp duruyordu. ''Kimsenin ruhu bile duymadı. Sabaha anca fark ederler. Başkanın bir sürü düşmanı var. Birinden elbet şüphelenirler. Hem seni kasabada kimse görmedi, kamyonetini bile görmedi kimse. Bize gelince; bu ustaca işi iki yetimin yaptığına kim inanır ki bahsi bile geçmez bence.''
Tehar, vites kutusunun altına düşen sigara paketini aradı elleriyle.Paketi yakaladığı an sigaralar düşmesin diye nizami bir el hareketiyle bir sigara çekti paketten ve Rulin'den yakmasını istedi. Derince bir nefes çekti sigaradan ve tavana doğru üfledi. Rulin'e dönerek, '' Peki ya ardınızda kalan arabanız ve eviniz...Ya onlara ne olacak? Herkes öylece iki yetim onca şeyi bırakıp gitti mi diyecek? '' Rulin alaycı bir gülümsemeyle, ''Kasabada şuan herkes, Beraris'in babamın ölümünden sonra daha fazla kasabada yaşamak istemediğinden dolayı kasabaya yılda bir kez bu aylarda salgın kontrolü için uğrayan doktorlardan biriyle kaçtığını konuşuyor .'' Sigarasından bir kaç nefes üs üste alıp ekledi, ''Ve ben Tehar , bu kızın abisi olarak onu bulup birlikte kaçtığı doktorla birlikte gebertmek için peşlerine düştüm.''
''Remada kasabasında bir yaygara çıkarmak istiyorsan, yanındakine söylemen yeterli. Bunu ağzı olan herkesin konuşacağından zerre kadar şüphen olmasın.''
''Arabaya gelecek olursak şuan arkadaşlarım onu un ufak etmişlerdir. Senin de var mı sağlam arkadaşların Kandaras'ta?
Tehar sigarasını açık olan pencereden attı, '' Kandaras'ta kimsenin ne bir arkadaşı vardır ne de bir dostu, ya düşmanın vardır ondan kaçtığın ya da düşmanın vardır öldürmek için aradığın.''
Rulin arkaya baktı, Beraris'in uyuduğunu görünce ''Kızcağız da uyumuş. Babamın ölümü ve ardından yaşanan olaylar bizi çok yordu. Ben de senin şu meşhur karanlık dolu ürkütücü Kandaras'ına gelene dek kestireyim.'' Dedi ve güldü. Koltuğunu geriye yasladı, şapkasını yüzüne koydu ve göz kapaklarını, şapkasının verdiği karanlığa teslim edip kapattı.İnzivaya çekilmiş iki kişiyi koruyan bir edayla yola dikti gözlerini Tehar, ardından kendi tarafina yakın olan camdan içeriye esen rüzgarın şiddetlendiğini farketti. Esen bu rügarın bu iki kişiyi rahatsız etmemesi adına kendi tarafına yakın olan camı kapattı.Bu andan sonra içeri gelen tek ses, yolla cebelleşen tekerleklerin içeri aktardığı sesti.Bu ses uykuya dalan veyahut dalmaya yakın kişiler için ise güzel bir velinimetti.

Kandaras'taki karanlığa sebep olan ve neredeyse her gün yaşanan cinayetler sanki Tehar'la birlikte Remada'ya gelmişti bu sefer. Tehar bu karanlığı, kamyonetin arkasına ölüm kokan iplerle bağlayarak gittiği her yere kendisiyle sürüklüyor gibi hissediyordu şuan.