SERUS - Bölüm 8

299 223 11
                                    

Karşımda bana bakan gözler, benim sahip olduğum tek varlığın buğularıydı. Yeşilin en güzel tonlaması olmalıydı ki evet kesinlikle en mükemmeliydi. Beni tekrar tekrar bakmaya iten, oralarda bir yerlerde umut ışığını görmemi sağlayan bir parıltıya sahipti. Ve sanırım rüya hala devam ediyor olmalıydı ki böylesine huzur dolu an bu şartlarda gerçek olamayacak kadar hayaldi.. Fakat iki kol vücudumu dürtüyordu. Çok şükür artık sesleri duyabiliyordum. 

''Giae! Buradasın cesur. Kendine gel.''

Şimdi şimdi rüyada olmadığımı fakat bir kaç dakika önce gördüklerimin kesinlikle rüyadan ibaret olduğunun farkına varıyordum. Ah,anne. Neden bu kadar gerçektiki? Elinin sıcaklığı hala omzumda duruyor halbuki. Derin bir iç geçirdim. Anne. Duyuyorsan eğer, '' Bir daha ki gelişinin reel bir boyutta olmalı. Yoksa söylediklerini düşünmeden beynimden siler atarım'' Hadi ama Giae,sanki kendini bilmiyorsun. Söyledikleri harfiyen beynimde tekrarlanıyordu fakat artık yeşil gözlerin sahibiyle konuşma vakti gelmişti. Pekala beyler. Bakalım ses tonum istediğim gibi çıkabilecek miydi? Nefes aldım ve,

'' Demek geldin Jamie.'' dedim. 

Sesim tamda istediğim gibi emin bir şekilde çıkmıştı. Donuk bakışlar ise beni süzüyordu. İçim ani bir huzursuzluğa kapılmıştı. Nedeni bakışları mı,yoksa burada duran bir kaç kişinin varlığı mıydı? Şöylece bir göz gezdirdim ve sağ tarafımda duran Fred'i gördüm. Bizi izliyordu. Onun yanında da birkaç kişi vardı. Her neyse. Jamie'nin cevap vermesini bekliyordum fakat sesi çıkmıyordu. Bu sessizliği bozmam gerekiyordu çünkü anlamını bilemediğim tuhaflık seziyordum. 

''Pekala beyler,birisi cevap verecek miydi artık?''

Jamie karşımdaydı ve ben olduğum yerde duruyordum. Bu bir saçmalık olmalıydı. Şuanda ona sarılmış, iyi ki beni buldun diyor olmam gerekiyordu fakat ne o, nede ben bir şey yapıyorduk. Ciddiyim bu çok tuhaftı. Birden soğuk bir sesle düşüncelerimden sıyrıldım.

''Eğer kendini iyi hissediyorsan, toparlan ve toplantı odasına gel.''

Fred'e anlamsız bir bakış attıktan sonra Jamie' ye döndüm çünkü onun hala cevap vermemesi beni rahatsız etmeye başlamıştı.

''Jamie, toplantıdan önce birlikte kalıp konuşmalıyız bunun farkındasın değil mi?''

Jamie tam ağzını açmış birşeyler diyecekti ki Fred ona engel oldu. Kahretsin!

''Giae, hemen şimdi toparlan. Odada seni bekliyor olacağız.''


İçimden lanetler savursam da orada durup bu olanlara engel olamıyordum. Ve Jamie hiç olmadığı kadar tuhaf davranıyordu. Pekala. Odadan çıkışlarını izledim ve dönüp üstü başıma baktım. Giydiğim jean biraz hasar görmüştü. Rengi sarı olan saçlarımı elden geçirdikten sonra neden burada bir ayna yok diye söylenmeden edemedim. Her neyse,burada daha büyük sorunlar dönüyordu ve en önemlisi Jamie neden bu kadar garipti? 

Odadan çıkarken kapının yan tarafında duran bayana nerede toplandıklarını sordum. Bana yeri gösterdikten sonra içeri girdim. Bir masa etrafında toplam dört kişi duruyordu. Gözlerim Jamie'yle buluştu ve içimden onu çok özlediğimi söyledim. Koca bir iç geçirdim ve Fred'in konuşmasıyla irkildim. 

''Giae, cesur savaşcımız. Bizi bu kadar erken bulman epey şaşırtıcı oldu. Jamie bize birkaç birşey anlattı. Senin adını ve cesur bir savaşcı olduğunu onun sayesinde biliyoruz. Ve tabiki buraya ait olmadığınızı, ait olduğunuz yerin SERUS istasyonu olduğunu ve bulunduğumuz ortamı araştırmaya geldiğinizi de anlattı. Fakat buraya ilk varan Jamie oldu. Bu yüzden senin kafanı biraz karıştırmış olmalıyız ki tam bir gün boyunca uyudun. Aklında ki soruların cevap bulduğunu umuyoruz. Öyle oldu değil mi cesur Giae?''

Tabiki de öyle olmamıştı! Jamie onlara burayı araştırmaya geldiğimizi mi anlatmıştı? Bu saçmalık da neyin nesiydi? Kesinlikle buraya ait değildik evet fakat buraya araştırma için gelmek de neydi böyle? Gözlerim hızlı bir şekilde Jamie'nin keskin bakışlarını buldu ve tam konuşacaktım ki Jamie sözü çoktan almıştı bile.

''Kesinlikle öyle olmuştur Fred. Fakat Giae'nin aklında bir soru daha olmalıydı. Onunda cevabını ben vermeliydim çünkü benimle ilgiliydi. Evet Giae, uyandığında neden yalnızdın ve neden ben ortalıkta yoktum. Çünkü ayrı yerlerde uyandık ve araştırmamızla ilgili olan kısıma en yakın olan bendim, seni aramak istedim fakat geleceğini biliyordum. Ve üzerimizde olan GPS bizim SERUS'dan izleniyor olmamızı sağlıyordu. Bu yüzden artık emin olabilirsin. Görevimize başlamakta hiç bir sakınca yoktur. Emir SERUS' dan. Unutma.''

Son söylediği sözleri daha farklı ses tonuyla söylemişti. Sanki bir uyarı mesajı gibiydi. Üzerimizde GPS olmadığından emindim. Gerçeği neden saklıyordu? İçimde ki hissiyat şimdilik söylediklerini doğrulamamı söylüyordu. Ve beni hislerim asla yanıltmazdı. Sanırım tam da şimdi öyle yapmalıydım. 

''Emir çoktan alınmıştır asker. Öyleyse göreve başlayalım.''


SERUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin