Jongin okul zili çalmadan yarım saat önce okuldan ayrılmış ve yolda abisine,arkadaşlarına ve abisinin arkadaşlarına yakalanmamak adına koşarak eve gitmişti. Biliyordu ki eve abisini beklemeden döndüğü için dahada çok azar işitecekti belkide tekrar tacize yakın bir pozisyonda kalırlardı. Yolda ölümle burun buruna gibi koşmuş ve ses çıkarmamak adına eve anahtarla girmişti. Tabi ki ses çıkarmıştı. Bunu başarmış olsa muhtemelen dünyanın sonu felan geliyor olurdu.
Neyse ki Jongin yolda gelirken annesine uyduracağı bahaneleri düşünmüş ve klasik bahanelerden birini söylemeye karar vermişti. Annesi üst kattan aşağı bağırınca Jongin olduğu yerden sıçramıştı.
"Çocuklar siz mi geldiniz? Bu gün okullar erken mi dağıldı?"
Jongin hırkasını astığı dolabın kapağını bilerek elinden kaçırıp özellikle ses çıkarmış gibi davranmıştı ki kesinlikle elinden kaçmıştı. Belkide ergenliğin verdiği sakarlıklar dandı ama olmuştu bir kere.
"Hayır anne sadece ben geldim."
"Jongin sen misin?"
"Evet anne benim."
Jongin hızlıca merdivenleri tırmandı ve annesinin yanına ulaştı. Anne ve babasının odasına girdiğinde annesinin babası ve kendinin bavulunu hazırladığını gördü. Kendini yüz üstü yumuşak yatağa bırakırken sızlanmaya başlamıştı.
"Anne? Gitmek zorunda mısınız? Kore'de niye devam etmiyorsunuz?"
"Ahh benim koca bebeğim. Maalesef hayatım. Amerika'da işlerimizi dahada büyüteceğiz."
Jongin, anne ve babasının Amerika'ya gitmesini istemiyordu. Çünkü önceliği Kai ile evde yalnız kalma fikri oldukça korkutucuydu ve ikinci önceliği de daha önce anne ve babasından ayrı kalmamıştı. HİÇ. Okul gezilerine gitmez, arkadaşlarıyla kalmaz ve babasının abisini gönderdiği o kamplara gitmezdi. Gerçi abisi de gitmemişti. Anne ve babası Amerika'ya Kore'de olan işlerini büyütmek adına gideceklerdi. Aslında başlarda sadece babası gidecekti ama daha sonra annesi eşini yalnız bırakmamak adına onunla gitmeye karar vermişti. Her ne kadar Jongin ve Kai' de onlarla gitmek istese de anne ve babası kabul etmemişti çünkü ikizler için Amerika'da bir düzen kurmak zor ve masraflı olacaktı.
Kai, Jongin'in ikizi ve dört dakika büyük olmakla ona abi deme zorunluluğunu öne süren kişiydi. Jongin, Kai'ye abi diyordu çünkü zorundaydı yoksa olacaklar kötüydü. Bu onun korktuğu sahte tehditler değildi. Kai dediklerini yapıyordu. Ve ilk yaptığında Jongin utançtan ve birazcık korkudan Kai'nin suratına bakamamıştı. Çünkü Kai, onu öpmüştü. O zamanlar 12 yaşlarındalar dı. Jongin abisinin kendine olan normalden daha fazla olan sevgisini fark ettiğinde 14 yaşındaydı. İlk seferler sadece tehdit ettiği için böyle davrandığını düşünüyordu ama daha sonra Kai'nin kıskançlıkları başladı. Onu herkes den kıskanıyordu. Misafirden, misafirin çocuğundan hatta köpekten bile.
Ailesi Kai'nin aşırı kıskançlığının farkında değildi ama Jongin her misafir gelecek sözünü duyduğunda odasında kapalı kalmaktan sıkılmıştı. Arada Kai'ye patlıyordu ama tabiki kısa süreli oluyordu çünkü her ne kadar sinirli olursa olsun Kai'den korkuyordu. Jongin, Kai'den 1-2 santim kısaydı ve Kai, Jongin'den daha yapılıydı. Saç modellerinden giydikleri kıyafetlere kadar her şeyleri aynıydı ve bu onları rahatsız etmiyordu. Bazen arkadaşları bile onları ayırt etmekte zorlanıyordu. Telefonları Jongin yerine Kai açtığında insanlar aradaki farkı anlayamıyordu. Yani kısaca her şeyleri aynıydı.
Jongin annesine baktı ve somurttu.
"Ama anne sen olmadan biz nasıl yemek yapacağız? Kai iğrenç yemek yapıyor ve bende beceremiyorum."