*PinkuPinkue adlı okuyucuma itafen*
Kai sessizce kardeşinin uyuduğu odaya girdi ve elindeki tepsiyi komidinin üzerine koydu. Diğeri hala uykusunda irkiliyordu ve aşırı hassastı.
"Jongin...uyan."
Kai yavaş bir tonda söylemesine rağmen Jongin anında gözlerini açmıştı. Onu bu derece korkutmuş muydu?
Jongin biraz korkuyla uyanıp abisine bakarken ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
"Yemek ve ağrı kesici getirdim. Yemek yemen lazım."
Jongin sakince komidinin üzerindeki tepsiye baktı. Sıcacık görünen bir çorba vardı. Onu yemeyi şu an gerçekten istiyordu.
"Sana yedireceğim."
Kai kardeşinin yatakta rahat bir pozisyon almasını sağlarken söylemişti.
"Biraz sıcak olabilir. Çok sıcaksa söyle."
Kai çorbayı üfleyerek karıştırdı ve kaşığa biraz alarak kardeşine uzattı. Jongin çok sıcak olmayan sıvıyı içerken diğer yandanda gözlerini tişörtünün eteklerinden ayırmıyordu.
Neredeyse 10 dakikalık bir yemek yeme sürecinden sonra Kai ona hapı vermişti.
"Ağrı kesici krem de ister misin?"
Jongin kafasını iki yana sallayarak cevap vermişti.
Biraz yıpranmış hissediyordu ve şu anda abisinin onunla ilgilenmesi her ne kadar hoşuna da gitse kötü hissetmesini sağlıyor du.
"B-ben biraz daha uyumak istiyorum.."
Kai kafasını salladı ve diğerinin saçlarını okşadı. Jongi zorlukla biraz kaykılmış ve kafasını yumuşacık yastığa koymuştu.
"Pamuk şeker gibi olmuşsun Jongin."
"Beğenmedin mi?"
"Hayır tatlı ama taktir etmiyorum.."
Jongin gözlerini kapattı. Kai komidinin üzerine bıraktığı tepsiyi tekrar alarak aşağı indi.
Mutfağa tepsiyi bıraktıktan sonra oturma odasına gitmiş ve televiyonda evlilik programlarından birini izlemeye başlamıştı.
Ne saçma ama kendini dedikodu yapan ev kadınları gibi hissediyordu. Oturmuş resmen izdivaç programı izliyordu. Kumandayı aldı ve kanalı değiştirdi.
Sıkıntıdan patlayabilirdi. Hatta o kadar sıkılmıştı ki koltukra tepinmeye başlamıştı. Biraz uyumaya çalışmıştı ama başarısızdı. Son çare olarak kardeşinin odasına çıktı belki uyanmıştır umuduyla. Kapıyı araladığında arkası dönük ve sarsılan bir beden gördü. Ağlıyordu. Küçük hıçkırıklar duyuluyordu.
Kai yavaş adımlarla içeri girdi ve kardeşinin yatağına yaklaştı.
Jongin yatağın diğer tarafında bir ağırlık oluşunca irkildi. Ağlamasını duyupta mı gelmişti? İki kol beline dolanınca ağlamasını yavaşlatmaya çalıştı.
"Neden ağlıyorsun? Anlat bana. İçinden geçeni söyle.."
Kai sakince sorunca Jongin biraz ona döndü.
"H-hyung.."
Kafasını göğüsüne gömmüş hıçkıra hıçkıra ağlayan çocuğa sıkıca sarıldı Kai.
"Söyle bebeğim.."
Saçları yavaş yavaş okşuyordu.
"Neden*hıgk* saçlarımı boyatmama bu kadar karşısın?"
