13. Bölüm

106 12 0
                                    

"Git buradan."

Lea hızlanan nefesiyle emir vermişti. Yakın bir ağacın arkasına saklanıp beni izlemeye başladı.

"Git hadi! Yakalanacaksın."

Kaşlarımı çatıp okumu diğer okların geldiği yöne atıp hızlıca koşmaya başladım.

"Burada bitmeyecek Lea."

_____________________________________________ 

 "Korkak" ok, "yalancı." ve bir ok daha. Sinirimi ok atarak dindirmeye çalışsam da bir yararı olmuyordu. Yayımı yere fırlatıp ağaç kütüğünün üstüne oturdum ve gözlerime dolan yaşlardan dolayı net olmayan görüşümle etrafa bakındım.

Evin köşesinden kafasını uzatmış siyah bir tilkiyi fark etmem onca yeşilliğin arasında zor olmamıştı.

"Ne bakıyorsun!" kaşlarımı çatıp ona bakmaya başladım. Tilki kıpırdamamıştı bile. Yerde duran yayıma uzanıp, bir ok yerleştirdim ve ona nişan aldım.

"Gitsene!" amacımı anlamış olacak ki yüz ifadesi bir anda değişti. Kafasını yere eğip arkasına bakmaya başladı.

"Ne anlatmaya çalışıyorsun?"

Gerili yayımı bırakmadan, yan tarafa doğru indirdim ve tilkinin baktığı yere doğru eğildim. Arkasında rengi tıpkı onunkine benzeyen ama çok daha küçük olan bir yavru vardı. Aklıma o anda Herbihume'ların kabilede onlarla oynarken yüzlerinde gördüğüm neşe aklıma geldi. Hem hayvanlar hem de çocuklar mutluydu. Şimdi ise benim ona zarar vermemden korkup yavrusuna ne olacağını düşünüyordu.

Oku ağaca doğru fırlatıp"Gidin buradan!" diye bağırdım. Tilki anlamış olacak ki yavrusunu boynundan tuttuğu gibi koşmaya başladı.

Aklımı karıştırıyorsun Lea, bu ben değilim.

_____________________________________________  

"O bir Sarcophume muydu?"

"Ne yaptığını sanıyorsun sen?" Lea, Pan'in elindeki yayı alıp diziyle kırdı ve sinirle yere attı.

"Sakin ol Lea, sadece seni korumak istemiştim. Harika bir nişancı olmadığımı biliyorum ama en azından işe yaradı."

"Eğer ben gitmesini söylemeseydim işe yaramayacaktı Pan. Seni öldürebilirdi."

"Kimdi o kız Lea?"

Lea Pan'e göz ucuyla baktıktan sonra derin bir nefes aldı. Bu konu hakkında ne kadar anlatması gerektiğini bilemiyordu. "Aramızda kalacağına söz verirsen sana anlatırım."

"Tıpkı Büyük Şehir gibi sır olarak kalacak." kafasını emin bir şekilde doğrultup gülümsedikten sonra çadırın önündeki boş alana yerleşti.

_____________________________________________  

"Küçük kız ve sen aç kalacaksınız."

Amber avlamak üzere olduğu kurda nişan almışken uzaktan gelen bağırma sesi kurdun kaçıp gitmesine neden olmuştu.

"Lanet olası Herbihume." Amber kaşlarını çatıp saklandığı çalılıklardan çıktı ve etrafına bakınmaya başladı. Yayının üzerinde duran okunu hazırda tutuyordu.

"Neredeysen çık ortaya!" kendinden emin bir sesle bağırdı. Herbihume'ların sürekli kendisinden saklanmasından nefret ediyordu. Sağ tarafında duyduğu yaprak hışırtılarının sesiyle okunu kaldırıp nişan aldı. Gördüğü küçük karaltıdan sonra hızlı adımlarla sol tarafa kaydı ve okunu serbest bıraktı.

Waldeinsamkeit(ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin