-6-

4 1 0
                                    

Selaammss :d çoktandır okumuyorsunuz gerçekten darılıyorum. Lütfen okuyun beğenin ve yorum yapın tamam mı :) öpüyorum...

Keyifli okumalar...

Gözlerimi güçlükle ve yeni keşfettiğim küfürlerimle açtığımda tanımadığım odada göz gezdirdim. Burası neresi mk.

Odanın kapısı açıldığında irkilip kapıya baktım. Gözlerim odaya giren kişi sayesinde yuvalarını zorladı. Siktir. Dün gece olanları hatırladığımda kalbim acımıştı. Elimi kalbime bastırıp gözlerimi sımsıkı yumdum. Uzun süre öyle bekleyip sinirle açtım gözlerimi. Kaşlarımı abartılı şekilde çatıp yerimden fırladım. Yanına geldiğimde yakasından tutup yatağa firlattım. Ne? Ben az önce bu öküz gibi cüsseli adamı yakasından yatağa mı fırlatmıştım? Vay be ben. Kendimi övmeyi sonraya erteleyip yatakta şaşkınlıkla bana bakan Yektanın üzerine atladım. Ellerimi boynuna dolayıp boğmaya çalıştım. Aynı zamanda ona bu sabah keşfettiğim küfürlerimi sunuyordum.

"Babaanenin aldığı donu sikiyim senin! Nasıl böyle bir itlik yaparsın bana lan kavat?! Babaanesi kaşar! Senden bunun öcünü öyle bir ala-.." cağım...

Dudakları dudaklarımdayken devamını getirememiştim. Ensemdeki elini cimcikleyip yüzüne peş peşe 5 yumruk attım. "Yeteeerr!" diye bağırıp beni üzerinden attı ve üzerime çıktı. Pörtlek gözlerimle ona bakmaya başladım. Az önce beni öpmüştü o pislik değil mi? Seni piç kurusu!

Kollarımı iki yandan yatağa bastırıp gözlerime baktı. Yeni fırsat bulabilmiştim dün gece gerçekten bu pisliği bana yaptı mı diye düşünmeye. Çünkü hiçbir şey hatırlamıyordum. Gözlerime, tam olarak içine bakarak konuştu. Ve beni şaşırtarak.

"Dün gece hiçbir şey olmadı." dedi kısık sesiyle. Kaşlarımı kaldırdım şaşkınlıkla. Yemin edecekmiş gibi baktı bir an. Etsin valla inanmadım çünkürüm. Çünkürüm ne ya?

"Hemen üstümden kalkmazsan dün yapamadığını bugün yapacaksın. Kalk." dedim soğuk sesimle. İkiletmeden üstümden kalkıp elini uzattı. Eline sertçe vurup kalktım. Elini ovuşturarak baktı.

"Tamam abla." dedi alayla. Yumruğumu gösterip "Bunu görüyon mu?" dedim. Orta parmağımı biraz daha çıkık göstermiştim. Gözlerini abartıyla devirip kapıya yöneldi.

"Hey?! Ben ne yapacağım burada?! Beni hemen eve bırak!" dedim. Kolumdan çekiştirmeye başladı daha doğrusu sürükledi.

"Lan bırak ben kendim yürüyemiyom mu?!" diye bağırdım. Sürüklemeye devam etti. Siklemiyo.

"Ya hayvan mısın acaba sen he?! Ya öküz bile yapmaz böyle bir hayvanlık ya! O bile anlar yani canı acır der, bırakayım kendisi yürüsn der, ne biliyim bir şeyler der işte ama böyle bir şey yapmaz anladın mı bırak beni!" diye bağırdım. Ay yok çenem bile engel olamadı adama bu nasıl bir hayvanlıktır?

Arabanın kapısını açıp beni içine fırlattı. Evet fırlattı. Ben demiştim hayvan diye ama sakalım olmadığından bunların hepsi. Kesin.

Sürücü koltuğuna oturup arabanın anasını ağlattı. Manda yavrusu! Camış!

"Bundan çok var herhalde sende? He? Anasını ağlattın lan!" dedim. Bana alayla bakıp tekrar önüne döndü. Yani normal zamanda olsa bu çocuğu gerçekten yakışıklı bulduğum için yavşayabilirdim. Ki kesin o da tav olurdu. Kesin yani. Ama şu an normal bi zaman mı? Hayır!..

O yüzden yavşama işini kenara bıraktım ve yanımda oturan dünya harikası yakışıklı seksiye baktım. O kadar da bir özelliği yok yani. Sadece yakışıklı seksi kaslı sporcu zengin uzun boylu bembeyaz dişli dolgun saçlı bir 8. dünya harikası. Bu kadar yani. Tıh!

Tıslarcasına inleyip önüme döndüm. Kollarımı önümde bağladım ne kadar çocuksu bir hareket olarak görsem de bu hareketi. Yani sinirliyim sonuçta o yüzden su an çocukluğu falan düşünemem. Sinirliyim en nihayetinde...

"Senin gecekondun nerde ya?" dedi küçümsercesine. Gözlerimi kırpıştırıp tınlamamaya çalıştım. Evi tarif ettikten sonra arkama yaslanıp camdan dışarıyı izledim.

"Tamam sağol ineyim ben burda." dedim ifadesiz sesle. Kemeri çözüp arabadan hızla uzaklaştım demeyi çok isterdim ama bir şey engel olmuştu.

Sağdan hızla gelip beni havaya uçuran araba...

*****


Yektadan

Hala ameliyat bitmedi. Tamı tamına 6 saat 41 dakika 53 saniye oldu. 55,56,57...

Altını çizerek söylüyorum gerizekalı Gece bana kızıp arabadan fırlamasaydı su an yanımda olabilirdi. Saat akşamın 5'i idi.saatler geçmiyordu. 11 den beri onun ameliyattan çıkmasını bekliyordum. Bir an saatin içine girip yelkovan ve akrebi olması gereken yerlere döndürmeyi ve ameliyathaneye girip Geceybir an iyileştirmeyi düşünmedim değildi. Ama olmuyordu. Olamazdı. Yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Beklemekten başka...

Bu şekilde yarım saati de devirdikten sonra sonunda doktor ameliyathaneden çıkabilmişti. Yanıma gelip gülümseyerek "Gece hanım çok sağlıklı. Geçmiş olsun." dedi. Minnettar bakışlarla "Odaya mı aldınız? Hani nerde? Hangi odada? Numarası kaç hadi söyleyin!" dedim aceleyle. Yalnız bana noluyordu? Bir aceleler. Bir meraklar. Hayırdır sana?...

Doktor "Yoğun bakımda. Orada uzun süre kalması gerek çünkü ağır darbeler almış. Hasar biraz fazlaca fakat çözülemeyecek çözüm bulunamayacak hiçbir hasar yok. Sadece bekleyeceğiz. Geçmiş olsun." dedi omzumu güven vererek sıktıktan sonra. Burukça gülümseyip kalktığım yere oturdum.

'Sadece bekleyeceğiz.' demişti o değil mi? Hıı kolaydı zaten... Biraz ergenleştim ama kusura bakmiyceksiniz artık.

23 yaşında adamsın be.'hıı' ne 'hıı' ? Diyen iç sesime hak verip özür dinledikten sonra kafamı duvara yaslayıp efkarlanmaya başladım.

"Seni seviyorum Yekta. Bak iyiyim hadi sarıl bana. Evimize gidelim. Hadi." dedikten sonra dudaklarıma yapıştı Gece. Ney? Ne dedim. Dudaklarıma yapıştı Gece. Gece dudaklarıma yapıştı. Dudaklarıma Gece yapıştı. Yapıştı dudaklarıma Gece.

"Yekta bey? Yekta bey? Yekta bey Gece hanım uyandı. Bugün taburcu olabilir. Geçmiş ols-.."

"Ney?! Uyandı mı?! Niye uyandırmıyor sunuz?! Bekliyorum burda!" diye bağırdım. Sevinçten.

Sevinçten derken başkanım. Bi sus lan iç ses. Kim çıkardı bu iç sesi ya.

Kızdan hangi odada olduğunu öğrenip dediği yere yardırmaya başladım. 318 318 318... Nerde la bu 318?

Heh! 318! Buldum! Odanın kapısını açıp içeri daldım. Yatağa baktığımda Gece bir çocukla beraber yatıyordu. Çocuk onu göğsüne bastırıyordu. Gece de kollarını onun beline sarmıştı. Gülümseyerek gözlerini yumuyordu. Bu manzara sol tarafımdan bir sancıya sebeb olmuştu ama sebep? Noluyor ki bana?...

Kıyıya Vurmuş UmutsuzluklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin