-7-

3 1 0
                                    

Selaammss :d medya Yekta'mızz :)
Hiç koymadk onun fotosunu hemi :)
Neyse hadi keyifli okumalar...

Odanın kapısını kapatıp gözlerimi sımsıkı yumdum. Derin nefesler alarak gözlerimi açtığımda karşımda gördüğüm kişi resmen sinirlerimi zıplatmıştı. Omzuna çarparak yanından geçtim. Peşimden adımı bağırarak koşuyordu. Tınlamadan yoluma devam ettim. Önce en yakın arkadaşımla dostum dediğim insanla bir olup beni terket sonra götün tutuşsun geri dön. Bok! Ama öyle yaptıklarının cezasız kalacağını sanıyorsan nah bebeğim!..

"Lan bi siktir git be!" diye bağırdım. Koluma yapışıp beni kendine çevirdi. Suratına baktığımda gözlerindeki gördüğüm daha doğrusu görebildiğim tek duygu pişmanlık olmuştu. Kaşlarını küçük emrah gibi yapıp bana baktı. İfadesizliğimi gördüğünde bu yöntemin tutmadığını görüp kaşlarını düzeltti ve açıklama yapmaya başladı. Arada sırada gözlerini kaçırıp bekleye bekleye konuşmaları gözümden kaçmamıştı. Kafamı iki yana sallayıp arkamı döndüm ve uzaklaşmaya başladım. Arkamdan sesini duymuştum. Yani 'aman bee naparsan yap' dediğini. Gözlerimi devirip bu tavırlarına alıştığım için gülümsedim. Sinirden dudağımı kemirmeye başlamıştım...

Geceden

Ardanın yardımıyla hastaneden çıktım. Arabasının kapısını açıp beni dikkatle arabaya bindirdi. Rahat bir oh çekip kemerimi bağladım. Arda da sürücü koltuğuna geçmiş kemerini takmaya başlamıştı. Gözümü yola çevirip arkama yaslandım.

Arda hastanede yanıma gelmişti. Hatta çocukluğumuzda biz hep birlikte uyurduk. Bugün de eski günleri yad etmek amaçlı yanıma yatmıştı. Birlikte uyumuştuk. Özlemişim dedim kendi kendime..

Eve geldiğimizde arabadan inip hızla arabanın önünden dolandı ve yanıma geldi. Kapımı açıp elini uzattı. Elini tuttum kalkmak için ama kalkamadım lan. Bu ne biçim bir koltuk. Kuyu gibi mk. Bir oturan bir daha imkânı yok kalkamıyor. Yok yani.

Sonunda kalkabildiğimde kolumu Ardanın omzuna atıp yürümeye çalıştım. Ayağım sargıda olduğu için üzerine basamıyordum ve zıplayarak yürümek zorunda kalıyordum. Zıpladıkça da karnımdaki dikişler zorlanıyordu. Karnıma kaportanın ucu mı bir yeri batmış o da iç organlarıma biraz zarar vermiş. Ama tüm hasar temizlenmiş. Eskisinden daha sağlammışım. Öyle dediler. Her neyse.

"Ben bir kahve yapayım ikimize. Ne dersin? İçer miyiz?" dedi Arda. Sayesinde düşüncelerimden kurtuldum.

"İçer miyiz mi? Arda içki mi teklif ediyon? Altı üstü kahve. İçer miyiz diyor ya alemsin valla." dedim. Kahkaha attı. Mutfağa gidip tahminimce kahvelere başladı. Televizyonu açıp zaplamaya başladım. Sevdiğim dizinin oynuyor olduğunu gördüğümde orda kalıp izlemeye başladım. Ne çok iş yapıyordum ya. Maşallah bana.

Kapı çalma sesini duyduğumda peşinden Ardanın 'ben bakarım' sesini duydum. Diziye devam ettim. Ta ki birinin Ardayı yere sermesine dek. Yerimden fırlayıp kapıya yöneldim. Ama tabii yere yapıştım. Ne götüne kalkıyon acaba? Salak Gece...

"Gece!" dedi kalın ve ürkütücü ses. Sonra da sesin sahibi yanıma geldi. Oha! Yekta...

"Ne var?" dedim yerden ona bakarken. "İyi misin?" dedi. Cidden mi Yekta?

"He Yekta çok iyiyim. Oo müthiş. Elime de bir çay ver yaşar giderim ben böyle. Gerizekalı! Kıçım su an hal değişimine uğradı. Büyük ihtimal kızardı. Sonra da morarcak. Senin yüzünden!" dedim sesimi yükselterek.

"Lan ben naptım?! Kendin dikildin yere! Ben mı attım?!" diye bağırdı o da. Ne uyum ne uyum...

"Çok konuşma çok konuşma." diye azarladım. Elim uzatıp "Tut kaldır beni." dedim. Elime bakıp yanıma geldi ve beni kucağına aldı. Şaşkınlıkla ona bakarken bu yerin gerçekten rahat olduğunu anladım. Elimi göğsüne koydum istemsiz. Kaslarını hissettiğimde beni koltuğa bırakmıştı. Geri çekilmeden yüzüme baktığında ona baktığımı gördü ve sırıttı. Sırtımasına kaşlarımı çatıp biraz geri çıktım.

Kıyıya Vurmuş UmutsuzluklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin