-15-

2 1 0
                                    

Selam :d Öpüyorum canlarım... Bölüm şarkısı (Cem Özkan Olmayacak Bir Hayal)

Keyifli okumalar...

Geceden

"Yekta kim geldi?" dedim. Sekiz saattir ne yapıyor? Kim geldi ki? Anam acaba kaçırıldı mı lan beyim? Koltuktan kalkmaya da eriniyorum. Ne yapsak?

Zar zor içine çeken koltuktan kalkıp kapıya yöneldim. Şimdi göreceğiz kimin bu kadar oyaladığını. Konuşmalar geldiğinde hiç hoş konuşmalar olmadığı için bekleyip dinlemeye karar verdim. Sonuçta beyimi ilgilendiren şey beni de ilgilendirir. Haksız mıyım? Hayır haklıyım.

"Seni hala şaşırtabiliyorsam ne mutlu bana." dedi kızın teki fısıldayarak. Peki bu kız kim? Ve Yekta ile nasıl böyle konuşabiliyor? Kim lan bu sikik?

"Doğa siktir git şuradan. Altına yatacak kimseyi bulamadın heralde. Unuttun mu aylar önce sırf seninle yatıp seni kirletmemek için, orospu durumuna düşmemen için seninle yatmıyorum diye beni terk etmiştin? Ben orada bitirdim seni. Pisliğin tekisin be. Ben erkek olmama rağmen seninle yatmıyorum sen her gece başka bir şey yaparak beni -.." konuşmasını kesmişti kız. Çünkü dudakları dudaklarına yapışmıştı kızın.

Kız geri çekilip "Hala bana aşık olduğunu biliyordum. Karşılık vermen de bunu destekliyor." dedi. Siktir. Karşılık mı vermişti? Ama hanı bana aşıktı.

Kapıdaki kıza baktığımda kıçında biten bir etek ve straplez payetli bir bluz vardı. Al işte bildiğin orospu.

Salona ilerleyip çantamı aldım. Kahvelere baktıktan sonra birini alıp kapıya yöneldim. Kahveyi kıza mı döksem Yektaya mı? Kararsız kaldım. Ama.. Kesinlikle kıza dökmeliyim. Kızın yanına ilerleyip sıcak kahveyi başından aşağı boşalttım. Kızın çığırmaları keyfimi çoğaltırken gülümsedim.

"Bu sana yeter bebeğim. Hadi eyvallah." diyip Yektanın durdurma çabalarını umursamadan dışarı attım kendimi.

Ya biri de adam çıksın. Biri. Sadece biri. İçim yanmaz hiç değilse. Çünkü su an canım çok yanıyor. Yekta bana çok iyi geliyordu. Aşıktım diyemem ama seviyordum. Yanında mutlu hissediyordum. Heleki bugün bana yaptığı doğum günü sürprizi. Annem ve babam öldükten sonra ki yaptığım ilk doğum günüydü desem yalan olmaz. Onlar öldükten sonra doğum günü yapmamıştım. Ya da kimse buna tenezzül etmemişti. Gerçi annem ve babam gittikten sonra yanımda olan tek kişi Cerendi. Hala da öyle. Ailem o benim. Tek varlığım. Yekta da ailemdi. Ama eskiden. Artık o yok. Olmayacak.

Eve girip kapıyı ardımdan çarptım. Cereni aramak en iyisi şu anda. Kesinlikle.

Telefona sarılıp Cerenin numarasını aradım. Tek çalışta açmasına sevinirken sıcak seslenişi beni kendine bir kez daha bağlamıştı. Ailemdi bu kız benim. Tek dostumdu.

"Ceren bize gelebilir misin? Çok kötüyüm de biraz." dedim kısık sesimle. Geleceği ile ilgili acele birkaç bir şey söyleyip telefonu kapattı. Telefonu kenara bırakırken bir kez daha şükrettim Cerenin benim arkadaşım olmasına. Resmen benimle ilgili her şeyde yanımdaydı.

Annemin ölümünde. Atacanın terk edişinde. Hastalığımda. Ananemin ölümünde. Şimdi de Yektanın aldatışında yanımda olacaktı.

Bir an beni üzen şeyleri gözden geçirmeye vakit bulduğumda kafamı yastığa koyup düşünmeye başladım.

İlk önce annemin ve babamın ölümü. Onların ölümü dayımın gerçek yüzünü de ortaya çıkarmıştı. Resmen dayım onların ölümünde bama destek olacağına onun evine uğramamam hakkında bana bağırıp çağırmıştı. Beni en kötü anımda terk etmişti.

Atacanın terk edişi aslında umurumda değildi. İyi de olmuştu. Şey peşinde koşan biriyle isim olmazdı.

Hastalığımda... Kanser dönemimde. Evet ben annemin ve babamın ölümünden sonra kansere yakalandım. Tümör. Kötü huylu tümör. Ama atlatabilmiştim. Uzun zamanda da olsa atlatmıştım. Kötü huylu tümörü atlatmıştım. Ama ben artık o kadar güçlü değildim. İyi huylusu bile olsa artık uğraşamazdım.

Ananemin ölümü... O beni bitiren ikinci şeydi. Annem ve babamdan sonra tümörden önce. Ananem ve Ceren vardı zaten benim hayatımda sadece. İkisi. Birisi gitti. En önemli faktör. Yüksel teyzede iyiydi aslında beni seviyor sanmıştım. Ta ki o tokada kadar.

Yektanın aldatışı. Bunu düşünmek istemiyordum. Hiç. Zaten Cerenin öküz misali kapıyı çalması da buna engel oluyordu. Ne güzel. Şanslı ben.

Kapıya ilerleyip açtım ve boynuna atladım. Ceren bana iyi gelen tek şeydi. Hep de öyle olacaktı.

"Yeter boğulacağım ya bırak. Benim daha yaşamam gereken kısımlar var daha sevgili yapacağım bırak." dedi sahte kızgınlıkla. Kafasına vurdum ve "İyi halt edicen. Yapma sevgili mevgili. Gerizekalı. Ben yaptım da nolduuuuuuu üüüüü!!!"

"Ağlama hemen be sümüklü. Geç salona sümüklerini sil sen ben de bir kahve yapayım ikimize içelim. Hadi siktir git." diyip sırtından itti. Ona 'ne biçim arkadaşsın mk' temalı bir sövüş yaptıktan sonra ağlayarak salona geçtim. Amk Yektası. Sıçtı bütün enerjime.

Ceren elindeki bardaklarla içeri girerken burnumu siliyordum. "Boşa demiyorum sümüklü diye. Sümüklü." dedi. Dil çıkarıp bardağımı aldım ve arkama yaslandım. Şimdi Cerene anlat kolaysa. Anlat Cerene şimdi kolaysa. Fantaysa anlatma. Hihihi! Tamam sstm .s.

"Anlatsana be bağırtma beni!" dedi bağırarak. Yerimden sıçradım amk. Baş parmağımı dişlerimin arasına koyup başımı geriye ittim. Çocuğum olmayacak yeminle.

"Ne bağırıyorsun namussuzun qızı?" dedim tıslayarak. Kötü kötü baktığında "Ups. Anlatıyorum tamam." dedim. Kahveyi masaya bırakıp derin bir nefes aldım.

"Ceren. Yekta varya? O da şerefsiz çıktı ya. Bugün ne oldu biliyor musun?" dedim ağlayarak. "He biliyorum gerizekalı ama sen salya sümük ağlayınca çok tatlı oluyorsun ya onu görmek için ağlatıyorum seni. Mal." diye homurdandı sonunda. Gözlerimi devirip ellerimle oynamaya başladım. Ceren kesin Yektayı dövmeye gidecek.

"Aldattı." dedim kısık sesimle. Kahveyi bıraktı ve gözlerime baktı. "N-ne dedin?" dedi o da kısık sesiyle. "Aldattı." dedim yine kısık sesle. "Ne yaptı?!" diye haykırdı. "Aldattı!!" diye haykırdım ben de. Koltuktan kalkıp yumruk yaptığı elini diğer elinin avcuna vurarak baktı. Sonra da bağırdı.

"Seni sikicem Yektaaaa!!!"

Selamlar :d nasıldı bölüm?

Biliyorum cevap yazmayacaksiniz ama olsun.

Neyse hayırlı cumalar. Bugün cuma da o yüzden.:)

Kıyıya Vurmuş UmutsuzluklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin