Kai dolabını düzenlerken bulduğu deftere acıyla gülümsedi. Elindeki şey eskimiş, sayfaları sararmıştı ama buna rağmen içindeki yazılar hala sağlamdı. Etiketini okudu Kai.
'ELİNİ DEFTERİMDEN ÇEK!'
Tekrar gülümsedi Kai ve defteri açtı. '20 Count' başlığı altında 20 madde ve 20 fotoğraf vardı. Maddelerin üstü çizilmişti. Sayfaları çevirdi Kai, hala gülümsüyordu.
Kaihun el ele.
Kaihun Han Nehri'ni izlerken.
Kaihun çift kıyafetleriyle.
Hun Kai'nin kucağında uyurken.
Kai Hun'a sıkıca sarılırken.
...Son sayfaya geldiğinde tutturulduğu yerden kayan fotoğraf yere düştü. Yerden alırken yazılar dikkatini çekti. Fotoğrafın arkası küçük ama uzun yazılarlar doluydu. Okumaya başladığında hıçkırıklarına engel olamadı Kai. Sırayla tüm fotoğrafları çıkardı ve yazılanları tekrar tekrar okudu.
Bir süre sonra daha fazla dayanamayacağını anladı ve fotoğrafları içeri tıkıp defteri yere fırlattı. Defterden düşen siyah zarf girdi görüş açısına.
Elleri titrerken zarfı açmakta zorlandı başta. Zarftan katlı bir kağıt, bir kaç resim ve bir kart çıkmıştı önce kartı aldı eline.
'Okurken ağlamayacağına söz ver! Pinky promise!'
Daha sonra resimlere baktı. Tatlı Soo iş başındaydı. Dudaklarını büzmüş, gözleri kocaman açık, barış işaretiyle ... Bu tip bir kaç resmi vardı ve hepsi çok tatlıydı.
Kai'nin gülümsemesi katlı kağıdı açtığında dondu. Yüzü yavaşça düştü. Bir süre sonra hissettiği tek şey yanaklarının ıslaklığıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
20 count |Sekai|
Fanfiction'Ne dediğini bilmiyorsun sen!?' Gerçekten saçmalıyordu şuan. Başta birini beğendiği için sevinmişti ama şimdi bu dedikleri, bunlar fazlaydı. Karşısındaki çocuğun gülmesi onu daha da sinirlendiriyordu. 'Biliyorum hyung. Yakında öleceğimi bildiğim gi...