7

219 15 2
                                    

Soğuk. Hissettiği tek şey soğuktu. Görüşü netleşmiyordu bir türlü. Kıpırdanmaya çalıştıkça daha çok gömülüyordu sanki yatağa. Uyuşmuş gibiydi tüm vücudu.

Yanında biri vardı. Öyle düşünüyordu. Öyle düşünmek istiyordu belkide. Ve duyduğu nefes sesleri hislerini doğruluyordu.

Derin nefesler almaya başladı. Titriyordu deli gibi. Bir şeyler duymak istiyordu, bi şeyler hissetmek. Fakat karanlığın ortasında yalnızdı. Kendine yaklaşan gölgelerden onu koruyacak kimsesi yoktu.

Çıplak göğsünde bir el hissetti. Bağırmaya çalışıyordu fakat ağzından tek kelime çıkmıyordu. Her nefesinde ellerin sayısı artıyordu sanki. Tüm vücudu elleniyor, ittirilip çekiştiriliyordu.

Tiksindi. Bir kez daha kendinden tiksindi. Boktan hayatına tekrar tekrar küfretti. Hissettiği eller onu bırakmıyordu. Ve o, o kadar aciz bir varlıktı ki kendini savunamıyordu. Vücudu daha çok titrerken sadece bekledi. Her şeyin bitmesini bekledi. Ve bir kes daha ölmeyi diledi.

-----

'Normal odaya aldık Jongin. Gerekli kontrolleri yapıldı. Hiçbir terslik yok. Fakat hala uyanmadı, arada tekrar nöbet geçiriyor. Yanına git ve ona orada olduğunu hissettir. Sana ihtiyacı var.'

'Teşekkür ederim Yerin. Gerçekten teşekkür ederim.'

Genç kadın gülümseyerek yanından ayrıldı. Az önce kalktığı koltuğa tekrar oturdu Jongin. Kafasını geriye yasladı ve derin bir nefes aldı. Böyle olmaması gerekiyordu. Bu kadar güzel bir gecenin sabahı böyle olmamalıydı.

Gözlerini inlemelerle açmıştı Jongin. Başta ne olduğunu anlamadı. Sehun yatakta yatıyor, deli gibi titriyor ve bir şeyler mırıldanıyordu. Esmer adam genç olanını uyandırmak için her şeyi yaptı. Fakat çabaları sonuçsuzdu. Sehun uyanmadı.

Bay ve Bayan Oh evde yoktu. Bağırışlarına yalnızca hizmetçiler gelmişti. Bir ambulans çağırdı ve arkadaşı Yerin'i aradı. Onlar hastaneye varmadan hem doktoru bilgilendirmiş hem de her şeyin hazır olmasını sağlamıştı.

Düşüncelerinden sıyrılıp ayaklandı genç doktor. Asansöre yöneldi. Herkes ona bakıyor gibi hissediyordu. Asansörde aynalar oynuyor, duvarlar üstüne geliyordu sanki. Evet iyi değildi. Sehun iyi olmadıkça Jongin'de iyi olamıyordu.

Odaya girip girmeme konusunda kararsız kaldı. Benim yüzümden, onu ben zorladım diyordu sürekli. Bir tarafı Sehun'un da onu istediğini onunla mutlu olduğunu söylerken diğer tarafı kendini suçluyordu. Kulbu indirip yavaşça odaya girdi.

Bazen kafasında düşündüğü olmuyor değildi. Sehun hastasıydı. O bir hastaydı. Hasta. Nedendi bu arzusu? Neden vaz geçemiyordu Sehun'dan?

İşte bu yüzdendi. Yatakta gördüğü manzara nefesini kesiyordu. Derin nefesler alsada olmuyordu sanki. Artık Sehun yokken Jongin olmuyordu. Sevgiydi belki. Aitlik hissiydi, en kötüsü aşktı. Bilmiyordu genç doktor. Fakat elinde olsa onu tüm ömrü boyunca izleyeceğinden emindi.

Usulca sokuldu yataktaki bedene. Klima odayı ısıtıyor olsa bile soğuktu sarıldığı beden. Ölmüş gibiydi sanki. Düşündüğü şeyle içi titredi, küfürler etti Jongin. Elinin altında kalp atışlarını hissediyorken, ince beyaz göğüs aldığı nefeslerle kalkıyorken böyle şeyler düşünmesi saçmaydı. Sadece zamana ihtiyacı vardı yanındaki meleğin.

-----

Sıcak. Göğsünde dolaşan sıcaklığı ve boynuna çarpan nefesleri hissediyordu genç olan. Bu değişikti. Annesi yanındaymış gibi hissettiriyordu fakat aldığı kokunun annesine ya da bir bayana ait olamayacağına adı gibi emindi. Bu onu sebepsizce gülümseten aşina olduğu kokuydu.

Yüzündeki gülümsemeyle gözlerini araladı sarışın. Karşısında -dibinde- kendisine bakan bir çift göz görmeyi beklemiyordu. Evet Jongin'in yanında olduğunu hissetmişti. Ama bu kadar yakınında onu görmek... Nefes kesiciydi.

Ellerini narin yüze yerleştirdi esmer olan. Şakaklarında başlayıp boynuna kadar okşadı güzel suratı. Hiç bir ayrıntıyı es geçmiyor, elleriyle ezberlemeye çalışıyordu sanki. 'Sonunda' mırıldandı. 'Sonunda uyandın.'

Tenini okşayan sıcaklığa sürttü yüzünü Sehun. Keşke dedi içinden, keşke uyanmasaydım da sonsuza kadar kokunla kalsaydım. Gözlerini aralayıp cesur bir hareketle o da ellerini yasladı karşısındaki yüze. Narince okşuyor, elinin altında kırılacak bir şeymiş gibi hareket ediyordu.
(2 paragrafta ne çok el ve yüz dedim -_-)

Sonra biraz daha yaklaştı sarışın. Burnunu tenine tezat esmer olan burna sürtüyordu. Bu Jongin'i gülümsetti. Aslında sadece gülümsetmekle kalmadı. Kalbini eritmişti Sehun şuan. Onu bütün günahlarından arındırmıştı sanki. Bir kez daha şükretti her zaman yanında olan tanrıya. 'Şükürler olsun bu adam hala benimle onu yanımdan almadın.'

'Kendini nasıl hissediyorsun? Ağrın var mı?'

Sarışın olan kıkırdadı. Normalde kendisiyle çok ilgilenilmesini sevmezdi. Hoş insanların dibine girmeyi, nefeslerini üstünde hissetmeyi de sevmezdi. Ama bu Jongin'di. Sonuçta bir insan değildi. Koruyucu meleğiydi onun.

'Kalbim ağrıyor doktor. Tedavisi var mı bunun?'

Jongin'de kıkırdadı. Sehun hep böyle kalsaydı, ona yapışsaydı her şey daha güzel olurdu. Kıkırdamasını kesip dudaklarını büzdü esmer genç.

'5 günlük uyku iyi gelmiş belli. Almışsın uykunu rahatsın tabi. Kalp ağrısıymış. Yemişim kalp ağrını senin. Bu 5 günde neler yaşadığımı biliyor musun? Toplasan 10 saat uyumuşumdur. Ha uyandı ha uyanacak diye diye. Tabi sana hava hoş sen rahattın sonuçta. Hem Jongin kim ki zaten? Alt tarafı gereksiz bir doktor parç-'

İşte bunu beklemiyordu doktor parçası. Lafını kesen dudaklar fazlaydı. Kalbi uçuyordu. Şu yakınlarda canımı alacaksan lütfen şuan al tanrım dedi. Hazırdı her şeye. Eğer böyle ölecekse ölüme bile razıydı.

Ki bu normalde Sehun için bile fazlaydı. Ama Sehun şuan için iyidi. Hemde çok iyi. Küllerinden arınıp yeniden doğmuş bir anka kuşu gibi hissediyordu kendini. İstediği her şeyi yapmak, yaptığı her şeyi sevmek istiyordu. Dudaklarını ayırıp konuşmaya başladı.

'Jongin benimle kalabilir misin? Hep yanımda olsan? Ben sana küfretsem, sen beni dövsen ama hep mutlu olsak? Olmaz mı?'

'Jartiyer giyeceksin, küfür sevmem.'

İkiside gülüyordu. Gerçekten, içten gülüyorlardı. Jongin Sehun'u gıdıklamaya başlayınca kahkahalar yükseldi odadan.

Biri bunca zaman inanmadığı, diğeriyse her zaman yanında olan şükrettiği tanrısına dua ediyordu. Sesleri çıkmıyordu belki. Fakat kalplerinden geçen şey aynıydı.

'Lütfen bu halimiz bozulmasın.'

~~~~~~~

Çok özür diliyorum. En nefret ettiğim şeyi kendim yaptım farkındayım. Bölüm gelmeyen hikayelerden nefret eden ben aylardır bölüm yazamıyorum. Sizlere sunacak bir bahanem ya da affım yok sadece özür dilerim.

20 counts okuyucuları hala varsa ben devam etmek istiyorum. En azından düzgünce hikayemi bitirmeyi çok istiyorum. Lütfen bana destek olun. Çok teşekkür ederim hepinize. Gidişatla ilgili önerileriniz, düşünceleriniz varsa dinlemekten büyük zevk alırım. Tekrar çok teşekkürler hepinize🌸🌸

20 count |Sekai|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin