6

370 35 4
                                    

'Bilmiyorum. Yarın gelebileceğimi sanmıyorum gerçekten. Yani görüşemeyiz.'

'Ya ne demek görüşemeyiz. Daha yeni başlayan insanlarız biz. Niye görüşemiyoruz.'

'Azıcık gazete okuyun doktor Kim. Oh Holding'in 20. Yıl kutlamaları yaklaşıyor. Ve gösterişli olmasına özendikleri fakat benim her şekilde saçma ve gereksiz bulduğum etkinlikleri düzenleyecekler. Abim bu konuda çok çalışıyor ve en büyük destekçisi de babam. Ve eğer izin verirsen artık telefonu kapatıp kitabımı okumak istiyorum Kim Jongin.'

'Ya ne kitabı. Ne demek kitap. Kitap ne demek Sehun. Şurda biricik sevgilinle iki dakika konuşmak zor geldi, sıkıldın da kitap mı okumak istiyorsun hemen? Hem bir etkinlik olacaksa bende gelmeliyim. Aile dostunuz sayılırım sonuçta. Bir davetiye gelir diye umuyorum. Ve bu da demekki bana bir davetiye göndermelisin. Hoş Suho Kris'e gönderir ama bana göndermez de neyse...'

'Birincisi; sizden sıkılmadım Bay Kim. İkincisi; iki değil tamı tamına 48 dakika oldu. Ve son olarak abim ve Kris ne alaka? Kris hastanedeki aptal doktor değil miydi?'

'Ya sevgilim doktor olmuş adama aptal diyorsun. Evet biraz aptal olabilir ama o kadar da değil. Ve Suho kesinlikle Kris'e yazıyor. Normalde 6 ayda bir kontrol yaptırılır fakat Suho her ay burda. Uyanmasa her hafta helecek gibi duruyor. Gerçi Kris pek şikayetçi değil bu konudan ama neyse. Önemli olan onlar değil biziz. Ve tabiki benim seksi davetiyemde önemli.'

'Jongin gerçekten yarın konuşalım. Son bir bölüm kaldı ve şu kitabı bitirmeliyim artık.'

'Çok sıkıcısın Oh Sehun. Neyse sen kitabını oku bende duş alayım. Kyungsoo yalnız bu gece. Azıcık uyuyup sabah erkenden onun yanına gitmem gerekiyor. İyi geceler gece güneşim.'

'Gece güneşi, Oh Sehun bunu beğendi Bay Kim. İyi geceler sana da.'

Evet kulağı terlemişti. Başta gelen çağrıyı görünce bu kadar uzun süreceğini düşünmemişti Sehun. Aslında konuşacak ne çok konuları varmış. Esmerin söylediği şeyleri hatırlayınca tekrar gülümsedi Hun.
Sürekli sevgilim, güzelim ve güneşim demişti Jongin. Ve bunlar ... Bunlar kesinlikle hoştu.

Düşüncelerini bir kenara bırakıp kitabına odaklandı tekrar. Eğer Jongin bölmüş olmasaydı şuan kitabı bitirmiş ve ağlıyor olurdu büyük ihtimalle. Bir aşk romanıydı okuduğu. Fakat basit bir kitap değildi onun için.

''Sadece sevilmek istedim. Evet her ne kadar öyle görünmesemde sevgiye aç bir insanım ben. O kadar içten yazıyordun ki, beni önemsediğini düşündüm. Bunu bana hissettirdiğin için suçlusun. Aynı zamanda sevgine inanmışken beni bırakıp gittiğin için de suçlu sensin.
Geçmişten gelen bir iz tekrar karşına çıktığında ona karşı koyamadın. Aslında anlıyorum seni. Yaşanmışlıkların üstünü başka biriyle kapatmak zor. Fakat canım yanıyor, anlatabiliyor muyum? Kanarmışçasına acıyor, dayanıksız ruhum.
Tanışalı çok olmamıştı fakat sen, her şeydin benim için. Hayattaki doğru tek şey sendin belki de. Ama şimdi bana kalan tek şey seni tebrik edip mutlu olmanızı dilemek.
Sevgilinle mutlu olun sevgilim."

Kendinden habersizce akan gözyaşlarını sildi Hun. Bütün kitap güzel ve romantikti aslında. Fakat son bölümde yaşanılan olayları ana karakterin kurguladığını öğrenmişti. İkisi yakın arkadaştı ve çocuğun bir sevgilisi vardı. Sevgilisi olan çocuk buna rağmen arkadaşıyla aşırı samimi konuşuyordu ve bu Sehun'u çok kızdırmıştı.

Wooshin (evet up10tion cklkmc) adlı karaktere küfürlerini sıraladı yarım saat. Sonra düşündü. Kendisi de böyle olsaydı. Yani evet Jongin'den hoşlanıyordu ama ya o da bir şeyleri kafasında kurguluyor olsaydı. Sehun yalnızdı. Ve gerçekten böyle şeyler yapabilirdi.

Huzursuzlukla telefonunu çıkarıp Jongin'i aradı.

'Efendim bi'tanem.'

Telefonun anında açılması ve duyduğu kalın ses rahatlatmıştı onu. Eğer her şey bu kadar güzel olacaksa ve eğer Kai yanında olacaksa, kafasında kurgulamaya bile razı olabilirdi Hun.

'Ne yapıyorsun Jongin.'

Diğer tarafta Kai... Şuan yoktu belki. Az önce ona keskin bir dille trip atan Sehun -ki o kişi sevgilisiydi- onu aramıştı. Üstelik boşunaydı. Yani basitçe ne yaptığı sormuştu. 'Sesimi duymak istedi' düşüncesiyle  zevkten dört köşe oldu Jongin.

'Şimdi seni düşünüyordum diyeceğim ama çok klasik olacak. Fakat gerçekler bazen bizi ezer Hun. Gerçekten seni düşünüyordum. Güzel yüzün kaldı aklımda. Utanınca kızaran yanakların ve yumuşak dudakların-'

'YA KIM JONGIN! Şuan bunu bilerek yaptığının farkındayım. Ama dua et ki gerçekten iyi değilim. Yoksa yapacağımı bilirdim.'

'Evde misin Hun.'

'İyi değilim diyorum sana. Ve sen ne oldu demek yerine evde misin diyorsun. evet evdeyim Jongin.'

Bir nefes sesi duydu Sehun. Ardından da yüzüne kapanan telefondan gelen saçma sesleri. Kesin götünü kaldırmıştı jongin'in. Aramaması gerektiğini biliyordu ama dayanamamıştı işte.

Yaklaşık yarım saat düşünceleriyle boğuştu Sehun. Altında pijaması, çıplak göğüsü ve ayağında mor çoraplarıylaydı. Üşüyordu aslında ama giyinmeye hali yoktu. Ya da çok umutsuzdu. Kapının tıklatılmasıyla irkildi Hun. Bacaklarını topladı ve yorganı üstüne çekti.

'Gelin lütfen.'

'Sevgili Oh Sehun, aşağıdakilere arkadaşın olduğumu söyledim. Ve annen üstüme zıpladı babanın da ağzı açık kaldı. Gerçekten bu eve gelen tek kişi ben miyim?'

Siyahlar içindeki Kai ile aklı durmuştu bir an. Eve kadar geleceği cidden aklının ucundan geçmemişti. Ve şuan sadece, çok ama çok mutluydu.

'Ne arıyorsun burada Jongin?'

'Benim güzel sevgilim iyi hissetmediğini söyledi. Bende kara şövalye olarak üzerime düşeni yaptım. Ama bu kadar erotik görüneceğini düşünmemişti doğrusu benim bakir gözlerimm.'

Başta ne söylediğini anlamasa da kafasını eğince ne kastettiğini anladı Hun. Evet yarı çıplaktı. Ve sanırım bu Jongin'in hoşuna gitmişti. Yine de utanma dürtüsünü bastıramadı küçük olan.

Örtüyü üzerine çekmeye çalışırken Kai diğer ucundan asılıp yere attı. Kabanını çıkarttı. Ve oldukça seksi bir şekilde Sehun'un üzerine doğru emekledi.

'Sizi iyi hissettirmek ve ısıtmak için buradayım Bay Oh.'

Esmer kollar boynunu ve sırtını sardığında ürperdi Sehun. Elleri sıcacıktı, kendi soğumuş tenine zıt bir sıcaklık. Kafasını esmerin boyun girintisine gömdü.

'İyi ki geldiniz Bay Kim.'

------
Uzuuuunca bir süre geçti biliyorum ve çok üzgünüm. Burada gerekçe saymamın bir anlamı olmayacağını düşünüyorum. Affedin lütfen. Bu akşam ya da yarın bir bölüm daha paylaşacağım hızlısından.
Sizi seviyorum~~

20 count |Sekai|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin