Rahatça uyumuştu ilk defa Sehun. Kulağında ki Kim Jongin bütün gece aynı şarkıyı söylemişti ona. Büyülü bir geceydi. Ve şimdi gün ışımıştı.
Bir kesit belirdi aklında. Sehun daha küçüktü. Hayatında hep tatlı şeyler vardı. Pembe, geyikli pijamasını giyer annesine sürekli pasta yapmasını söylerdi. Geceden ve karanlıktan nefret ederdi.
Bir gün abisi okula giderken uyanmıştı küçük Hun. Hoş, gece korktuğu için gitmişti Suho'nun yanına ve beraber uyumuşlardı. O elleriyle gözlerini kaşırken Suho giyinmiş, saçlarını düzeltiyordu. O zamanlar lise öğrencisiydi abisi.
Hun onu dikkatlice inceledi. Siyah botları, siyah pantolonu ve siyah kazağı vardı. Koltukta da çantası ve montu duruyordu. Ve evet, onlarda siyahtı.
'Susu~ niye karanlık her yerin?'
Arkasını döndüğünde minik kardeşini gördü Suho. Belki ondaki en sevdiği şey kendisine 'susu' demesiydi. Fazla samimiydi. Ve tatlı...
Önce yatağa ilerleyip kardeşini öptü. Sehun'un kıkırdamaları onun için en güzel şarkıya bedeldi. Sevgi dolu bir abiydi Suho. Dikkatlice kucağına aldı minik varlığı.
Ayna karşısına geçtiklerinde Sehun'u dürttü.
'Bak bize Hun. Ne kadar farklı duruyoruz değil mi? Sen parlarken ben yanında sönük kalıyorum.
İnsanlar küçükken hep renkli şeyleri isterler Hun. Renkli giysiler, büyük gösterişli oyuncaklar. Senin kadarken bende nefret ederdim siyahtan. Babama çok kızardım hatta.
Ama bir kaç yıl önce öğrendim ki, insanlar bir yerden sonra gösterişten sıkılıyorlar. Olmadıkları biri gibi olmak zorluyor onlar. O yüzden ne istiyorlarsa onları kullanmaya başlıyorlar. Benim içimde de siyaha düşkün biri var sanırım. O yüzden bu aralar her şeyde siyahı tercih ediyorum.'Küçük çocuk o zamanlar anlayamamıştı abisini. Pembe ya da mavi varken ne diye siyahı seçerdi ki insanlar?! Gösterişli olmak değildi renk seçimi ona göre.
6 yaşında annesini kaybettiğinde ilk defa siyah gömlek giymişti. Neden böyle yaptığını bilmiyordu. Kimse onu zorlamamıştı. Sadece annesi yokken renkli şeyler gitmek istememişti.
8 yaşına girdiği gece... Belki kırılma noktası bu geceydi. Dolabını boşaltmıştı Sehun. Tüm kıyafetlerini atmıştı. Deli gibi ağlıyordu o gece.
En son giyecek hiçbir şey bırakmadığında abisinin odasına gitti. Dolabında bulduğu geniş siyah kazağı geçirdi üstüne. Siyahın büyüsüyle tanışmıştı artık. Kendi kendine de bir karar vermişti. Bundan böyle siyah giyecekti yalnızca. Çünkü renkli giysileri sadece güzel ve temiz çocuklar giyerdi. Fakat o iğrençti.
Kalbini sıkıştırmıştı geçmişi düşünmek. Gözlerinden düşen yaşların farkına varamamıştı. Kafasını sallayıp arındırdı düşüncelerini. Bugün Kai onu kardeşiyle tanıştıracaktı. Mesajı sabah uyandığında görmüştü Sehun.
-----
Kimden: Kim Kai
Kime: Minik HunGünaydın Sehun! İyi uyuduğunu ve dinç olduğunu umuyorum. Bugün normalde randevumuz yok biliyorum ama boş günümdeyim. Ve bu çok sıkıcı -_-
O yüzden iyi doktor olup seninle buluşmayı düşündüm. Tedavin üzerinde çalışacağız. Seni biriyle tanıştırıp güzeller güzeli Hun'a tatlı mı tatlı bir arkadaş kazandıracağım (çünkü ben muhteşemim *gözlüklüemoji)
Unutmadann, o benim kardeşim. Yani o da muhteşem. Her neyse saat ikide hastanede ol.
xxx
-----Kısa süreli duşun ardından dışarı çıktı. Siyah-tişört-hırka-pantolon-bot kombinini giydikten sonra saçlarını düzeltti. Bugün farklı bir gündü ve iyi hissediyordu Sehun. Gözüne ince bir eye liner çekti. Saçları normalinden daha dağınıktı ama hoşuna gitmişti. Güçlü gözüküyordu böyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
20 count |Sekai|
Fanfiction'Ne dediğini bilmiyorsun sen!?' Gerçekten saçmalıyordu şuan. Başta birini beğendiği için sevinmişti ama şimdi bu dedikleri, bunlar fazlaydı. Karşısındaki çocuğun gülmesi onu daha da sinirlendiriyordu. 'Biliyorum hyung. Yakında öleceğimi bildiğim gi...