Karanlığa doğru düşerken zaman çok yavaş geçiyordu. Sanki 5 gündür oradaydık ve artık el ele tutuşmaktan ellerim mahvolmuştu. Yaklaşık 1 saat sonra aşağıdan ışık gelmeye başladı. Aşağı doğru inerken nereye gidiceğimizi merak ediyordum doğrusu. Sonunda ışığa iyice yaklaşmıştık. Tam geçitten geçerken üsttümüzden tanıdık bir kükreme geldi. Yukarı doğru bakınca medusa babunumuzun peşimize takıldığını gördüm. Sonra beraber geçitten geçtik ve kendimizi yıkılmış bir Eiffel kulesinin altında bulduk. Paris'teydik. Ama kimse yoktu. Savaştan sonra olucağınıda düşünmüyordum doğrusu.
"Hemen gitmeliyiz. Gelirken üstümüzde bir Maylan gördüm." Dedi Selen
"Evet bende gördüm." Dedim ve koşarak kaçmaya başladık. Maylan gelmeden gitmeliydik buradan. Koşarken ileride bir adam gördüm. Öbürlerinede gösterdim ve beklemelerini söyledim. Adamın yanına gittim ve bugünün tarihini ve saatini sordum. Adam bugünün 28 mayıs 2215, saatinde 20:19 olduğunu söyledi yani normalde beş gün geçmemişti hatta 1 dk bile geçmemişti 3 saniyede gelmiştik ama bize uzun gelmişti. Öbürlerinin yanına gidince anlattım. İlker " Bunu daha sonra düşünürüz şuan hemen gitmeliyiz." Dedi. Tam bu sırada uzaktan kükreme geldi ve son hız koşmaya başladık. Yakında sığınabileceğimiz hiç bir yer yoktu. Koşmaya devam ettik. Bu sırada Maylan bize iyice yaklaşmıştı. Hamza " uzakta yüksek bir duvar gördüm oraya gidelim." Dedi oraya yöneldik ve koşmaya devam ettik. Tam duvara yaklaşmıştık ki büyük bir el belimden yakaladı ve havaya kalktım. Sonra beni yakalayan elin sahibi arkadaşlarımın tersine doğru koşmaya başladı.Maylan beni pis kokan bir yere getirmişti. Ve etraf kapkaranlıktı. Aslında gelirken etrafı inceleseydim şuan kaçabilmem daha rahat olurdu ama nereye gidiceğimi bilemediğim için kaçmam zor olurdu. Maylan şuan ortalıkta yoktu beni bırakıp dışarı çıkmıştı. Sanırım birazdan gelirdi. Düşünmem gerekiyordu. Nasıl kaçacaktım ben?! Arkadaşlarım benim şuan burada olduğumu bile bilmiyor olabilirlerdi onun için işimi şansa bırakamazdım. Ayağa kalktım ve çıkış yolu aramaya başladım. Bu sırada uzaktan dev ayak sesleri gelmeye başladı. Bu seslerin direk Maylan'a ait olduğunu anladım. Saklanıcak bir yer aramaya başladım. Şuan eski bir evde olmalıydım etrafa bakınca bu anlaşılıyordu. Ayak sesleri iyice yaklaşmıştı. Etrafıma baktım yanımda eşya yığını vardı onun arkasına geçtim ve bir kapı var mı diye bakındım. Biraz uzağımda küçük bir delik gördüm yani benim geçebiliceğim kadar büyüktü. Yanımdaki kurşun deliğinden Maylan'a baktım çok yakındı fakat hala benim deliğe ulaşabiliceğim kadar zaman vardı. Ayağa kalktım ve koşarak deliğin yanına gittim Maylan'da tam zamanında gelmişti hemen dışarı çıktım ve koşmaya başladım nereye koştuğumu bilmiyordum. Sonra uzakta İlker, Selen ve Hamza'yı gördüm. Onlara seslendim ve bana baktılar sanırım Maylan sesimi duymuş olucak ki birden arkamda belirdi. Ve ben bir çığlık eşliğinde Maylan'nın ellerine alındım. Çırpınsamda, Maylan'a vursamda nafileydi ve burdan kaçmam gerçekten zor olucaktı. İlker bana doğru koşmaya başladı silahını çıkarttı ve Maylan'a tam ateş edicekti ki Hamza onu durdurdu ve daha başka birşey göremeden Maylan beni eski eve geri götürdü. Tabikide Maylan benim o delikten dışarı çıktığımı bilmiyordu ve ben tekrar kaçıcaktım. Ama şuan Maylan yanımdaydı ve dışarı çıkamazdım onun gitmesini beklemeliydim. Tabi beni öldürmezse. Neden şuana kadar beni öldürmediğini merak ediyordum. Uzun süre hiç bir şey yapmadan akşama kadar öylece durdu. Neredeyse gece yarısı olmuştu ve sonunda dışarı çıktı. Hemen deliğin yanına gittim ve dışarı çıktım. Maylan hemen evin önündeydi bende evin arkasına yöneldim ve ileriye doğru ses çıkarmamaya çalışarak koştum ileride pek bir şey gözükmüyordu ama yinede koştum. Ne kadar koştum bilmiyordum ama gerçekten çok yorulmuştum yere oturdum ve biraz soluklandım. Etrafıma gidecek yer var mı diye bakarken Maylan'ı gördüm. Sanırım benim kaçtığımı anlamıştı ve koşarak bana geliyordu. Hemen kalktım ve koşmaya başladım. Şükürler olsun ki ondan çok uzaktaydım. Çok hızlıydı ama aramızda mesafe çok olduğu için sorun olmuyordu. Biraz daha koştuktan sonra ileride küçük bir çadır gördüm oraya doğru yöneldim ve koşmaya devam ettim. Çadırın yanına geldiğimde onların benim arkadaşlarım olduğunu fark ettim. Hemen içeri girdim. Çok şaşırdılar ve Selen'de " Bizde tam seni kurtarmak için plan yapıyorduk." dedi.
Bende " Maylan peşimde hemen gitmeliyiz." Dedim. İlker hemen çantasını aldı ve koşmaya başladı. İlker beni biraz koşturdukdan sonra dört tane atın yanına getirdi. " Ortadaki beyaz olan senin. Benimki siyah olan. Selen'in seninkinin yanındaki kahverengi olan. Öbürü ise Hamza'nın" dedi ve beni beyaz ata bindirdi. "Bunları nereden buldunuz? " dedim " İleride yaşlı bir amca vardı ondan aldık. Çok ucuzdu. Artık herkes Uçarab -uçan araba- aldığı için atlar aşırı ucuz." Dedi. Evet, zengin olan herkes Uçarab alıyordu. Zengin olmayanların uçarabları yoktu normal arabalardan da yoktu. Atlarında nesli tükenmek üzere olduğu için kimse alamıyordu. Ve zaten kimsenin ata ihtiyacıda yoktu. Ondan dolayı atlar çok ucuzdu. İlker de ata bindikten sonra Selen ve Hamza da gelip atlara bindiler ve atları ileriye doğru koşturmaya başladık. Baya hızlı gidiyordu ama sanırım Maylan daha hızlıydı çünkü arkamızda kükreme duydum ve kükreme çok yakınımdan geliyordu. Maylan dibime geldi ve atımın bacağını çizdi. At kişnedi ve beni yere attı. İlker atından indi ve kendi atına bindirdi. Benim atım çoktan gitmişti. Maylan ise saldırmaya hazırlanıyordu. Hemen atları dehledik ve atlar son hız koşmaya başladı. Maylan arkamızdan geliyordu. Daha hızlı gidebilirmiydik bilmiyorum ama gidiyorduk ve Maylan çok yaklaşmıştı. Artık yavaş yavaş ölüceğimizi düşünmeye başlamışken uzaktan birisinin bize gelmemizi işaret ettiğini gördüm. Atları oraya yönelttik ve oraya gittik. Karşımızda yaşlı bir amca vardı. Yamuk bir türkçeyle bize buraya girmemizi söyledi. Lağamı işaret ediyordu. Girmekte tereddüt etsemde herkes girince bende girmek zorunda kaldım ve içeri girince buranın lağam olmadığını gördüm. Burası saklanma yeri gibi bir yerdi her taraflarda odalar vardı ve insanlar. Yaşlı adam onu takip etmemiz gerektiğini söyledi, bizde ettik. Bizi odalarımza götürdü. Selen ile ben aynı odada, İlker ile Hamza'da aynı odada kalıyordu. Odalarımıza geçtik ve Selen ile sohbete başladım. "Burayı neden ve nasıl yapmışlar?" Diye sordum o da "Sanırım Maylanlardan korunmak için çünkü bu insanlar YAŞAM' da kalmıyorlar." Dedi. Birazcık daha konuştuktan sonra üstümüzden bir ses geldi. Sanki birisi kapıyı kırmak istiyor gibiydi ve bunun Maylan olduğunu tahmin ettim. Odadan dışarı fırladık. Kapı kırılmak üzereydi. Ve sonra gerçekten kırıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇIŞ
Ciencia Ficciónİlker arkamdan geliyordu.Son hız koşuyordum.Gece yarısıydı ve her yer kapkaranlıktı.Sonra bir el beni çekti ve bir eve girdim.İlker neredeydi?Bir kapı sesi geldi ve ışık yandı...