" Asırlar boyu süren bir savaşın ortayız. Kim düşman? kim dost? Kim haklı ve kim haksız bilinmiyor. Geçmişte yanlışların üstü kapatılmaya başlandı. Sırf gelecek,temiz ve iyi olsun diye binlerce insan katledildi. Bir sürü krallık yok oldu. İnsanların susması için eziyetler,işkenceler yapıldı. İyilik yok oldu. Büyücüler, karanlık tarafa geçip insanlardan uzaklaştı. Bir kaç büyücü koruyucu oldu. Evler yakıldı,anneler çocukların gözü önünde öldürüldü. Eğlenceler için birçok insan ejderhalar ve onun gibi yaratıklara yem oldu. "
Yaratık ? Büyücü ? Hepimizin gözleri kocaman açılmıştı. Derin bir nefes alarak okumaya devam ettim.
"Önceden beslenen korunan ejderler şimdi bir ölüm makinesi gibi dehşet saçıyor. Bundan birkaç yıl sonra daha çok olay olacak,daha çok insan ölecek. Ve bunların üstleri kapatılacak.
Başka krallıklar kurulacak. Gelecekten az da olsa haberim var ve bunların hepsi kehanet. Asıl kehaneti söyleme vakti geldi ; Yüzyıllar sonra birbirine ölümüne bağlı, güçlü,cesur,en büyük hazineleri dostlukları olan dört genç bu kitabı bulacak. İki kız,iki erkek olan bu dört seçilmiş genç bizim umudumuz. İnsanları kurtaracak ve çığlıklar son bulacak. Kitabın koruyucusu onlara bizi anlatacak, kendilerini keşfedecekler. Bizi öğrenip , savaşacaklar. Bunu yapmak onların içinde, kalplerinde,kaderlerinde var.Bu kitap size yol gösterecek. Gerisini kitabın koruyucusundan öğrenmeniz lazım, onu bulun. Sizi bekliyoruz "
Dedikten sonra durdum ve " onu bulmamız lazım geri kalanı başka dilde yazılmış" dedim.
"B-bunlar g-gerçek mi ?" Mia donup kalmış gibiydi.
"Burası gizli bir bölme,yer sallanarak açıldı, bu kıyafetler yüzyıllar öncesinden ve kitapta çok eski. Birisinin bize oyun oynamak için bu kadar zahmete gireceğini sanmıyorum. O adamı bulmaya gidelim şimdi" dedi Lucas. Bir yandan da elindeki eski kıyafetleri gözden geçiyordu, sözünü bitirdikten sonra kıyafetleri bırakıp dolabı kapattı.
Kitabı elime aldım ve odadan çıktık. Çıkmadan önce kapıyı kilitlemeyi unutmamıştım. Merdivenlerden yukarı çıkıp çukurdan uzaklastık. Bu sefer daha az bir sarsıntıyla çukur kapandı ve masa birleşti.
Okuldan çıkar çıkmaz hiç konuşmadan yaşlı adamın dükkanına doğru ilerledik.
Kapıyı açıp içeri girdiğimizde yaşlı adam sandalyeye oturmuş bekliyordu. "Buldunuz" dedi gülümseyerek.
"Anlatman gerekenler var" dedi James. Bakışlarındaki garip ifadeyi anlayamamıştım. Endişe miydi?
"Beni takip edin " yaşlı adam tezgahın arkasından girince bizde onu takip ettik .
Siyah duvarları birkaç eski tabloyla dekor edilmis bir odaydık. Ortada çember olmuş üç tane koltuk vardı. Ve birde küçük bir masa.
Yaşlı adam bize oturmamızı işaret edince dediğini yaptık. "Kitap ? " dedi elini açarak. Kitabı adama uzatınca eline alıp parmaklarını kitabın üstünde gezdirdi. " Şimdi sadece beni dinlemenizi istiyorum, sözümü kesmeyin sorularınızı daha sonra alacağım. " dedi. Başımızı "tamam" anlamında salladıktan sonra konuşmaya başladı.
"Kitabın birkaç sayfasını okudunuz sanırım. Bakın çocuklar bu bir oyun değil söz konusu insanların hayatları. Sizin bu kitabı bulmanız kaderinizde vardı. Ama bu ilk buluşunuz değil. Ben kitapla birlikte aynı zamanda sizi de izliyordum. Siz yedi yaşında iken bu kitabı zamanından önce buldunuz. Nasıl yaptınız bilmiyorum ama buldunuz. Sonra kitap sizi bilmediğiniz bir ormana gönderdi. Sizi buldum, ormanda birbirinize sarılarak uyuyordunuz. İlk hafızanızı sildim ve evlerinize götürdüm. Bende ortadan kayboldum bir süre. Şimdi ise tekrar buldunuz kitabı ve artık zamanı geldi. Siz kurtarıcısınız, rüyalarınızda sizden yardım isteyen insanların kurtarıcısı. Geçmişin kurtarıcıları şuan tam karşımda duruyor. Hepinizin yetenekleri var mesela Mia sen ok ve yayın sahibisin. Kimse senden iyi ok atamaz. Lucas sen, bıçakları yönetiyorsun. Bıçak darbelerinden kimse kaçamaz, çok iyisin bıçak kullanmada. James ve Laura ikinizin ortak yönü kılıç. Kılıç kullanmada ustasınız. Laura, hepsini bir tutacak sensin. Sende lider olma gücü var. Bu saydığım yeteneklerin hepsi sende var. Bıçak kullanabiliyorsun ama onun ustası Lucas. Ok atabiliyorsun ama Mia kadar değil. Kılıç ve sen bir bütünsünüz. James kılıç kullanmada senden iyi değil. Zaman geçtikçe james tuzak kurmada olan ustalığını öğrenecek. En güçlüleri sensin Laura bu yüzden senin asla pes etmemen lazım. Size büyü yapmayı öğreteceğim buna ihtiyacınız var." Dedi.
Ortadaki küçük masanın altından bir çekmeceyi açtı ve bir kutu aldı. Kutuyu açıp içinden dört tane bileklik çıkarttı. Ve hepimizin eline birer tane koydu. Siyah bir bileklikti dört siyah deri ipin birleşiminden oluşmuştu. Ardından sözüne devam etti yaşlı adam.
"Bunları kolunuza takın ve çıkarmayın. Siz istemedikçe bileğinizden çıkmazlar. Bu bileklikleri kitabı yazan ve sizin geleceğinizi söyleyen kişi yaptı. Size güç kuvvet verecekler. Geçmişten sizi çağırdıklarında bileklikler arayla bileğinizi sıkmaya başlayacak. "
" Diyelim bileklikler sinyal verdi ama öğlen ? Biz o gizli bölmeye nasıl gideceğiz ? Hadi gittik varsayalım geçmişe nasıl gideceğiz ? " diye sordum. Sorular sonra sorulacaktı ama benim simdi sormam lazımdı.
" Güzel soru Laura. Bileklikler sinyal verince bir araya gelmeniz lazım. Bir araya geldiğinizde bileklerinizi üst üste koyup o gizli bölmeye gitmeyi zihninizde canlandırıp gidebilirsiniz. Gizli bölmeye gitmeniz şart değil direk geçmişe de gidebilirsiniz. İşiniz bittiğinizde gizli bölmede olacaksınız. Dolapları gördünüz değil mi ? O dolaplarda da üstünüzü değiştirip bileklikler sayesinde olmak istediğiniz yere çıkabilirsiniz. " dedi. Bu sefer soru soran kişi Mia oldu.
" Yay, kılıç ve bıçaklar biz geçmişe gittiğimizde onları nasıl bulacağız ?"
" Siz onları bulmayacaksınız onlar sizi bulacak Mia. Sadece yayı düşünüp gelmesini istemen yeterli anında elinde olacaktır onlar size bağlı. " dedi.
Yaşlı adam sözünü bitirince Lucas gülümseyip gözlerini kapadı ve bekledi. Başarmıştı. Bıçaklar ellerini bulduğunda Lucas gözlerini açtı. " vay canına cidden oldu lan başardım bunlar benim mi şimdi ? Abi mükemmeller " deyip kahkaha atmaya başladı.
"Hadi sizde deneyin çocuklar" dedi yaşlı adam.
Gözlerimi kapadım. Belli belirsiz bir kılıç hayal ettim bana gelmesini söyledim içimden. Düşündüm, düşündüm. Sol elimde hissettiğim soğuk nesneyle gözlerimi hemen açtım. Muhteşem bir kılıçtı. Sapında güzel işlemeler vardı. Parmağımla ince yerine dokunmamla geri çekmem bir oldu. Çok keskindi.
Yanımda oturan James'a baktım. Onunda elinde benimkine benzer bir kılıç vardı. James bana baktı gözleri gülüyordu bu sefer.
Mia da başarmıştı. Elinde siyah, gümüş desenli bir yay vardı ve sivri okları olan bir çanta. Eliyle yayını inceliyordu. Biz onları incelerken yaşlı adam konuşmaya başladı.
"Başardınız. Şimdi bilekliklerinizi takın. Onları taktığınız anda geçmiş bilecek artık sizi. Unutmayın çocuklar en büyük hazineniz dostluğunuz. Sizi öldürmeye de çalışan olacak onlardan korkmayın. Siz isterseniz herşeyi yapabilirsiniz pes etmeyin asla. Herşey zihninizin içinde bitiyor. Büyüyü öğretmeden de yapabilirsiniz sadece düşünün. Büyü dersine başlamadan geçmiş sizi çağırırsa tereddüt etmeden gidin. Size inanıyorum ve güveniyorum. Bu arada adım Elvis. Hadi şimdi gidin yarın okuldan sonra buraya gelin " dedikten sonra ayağa kalktı. Bizde elimizdeki silahlarımızı yok edip oradan çıktık...
Medyadaki kılıç,yay ve bıçak geçmişin kurtarıcılarının silahları. Evet kehanet de açıklandığına göre macera başlasın artık değil mi ? Yorum yaparsanız sevinirim :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Laura
FantasyKaranlık bir oda düşünün, nokta kadar ışık yok. Duvarlarında bazı isimler yazıyor, üstleri karalanmış. Yaşanmışlıkların çığlıkları bozuyor karanlığın sessizliğini. Burası işte tam burası benim içim. Çıkamadığım karanlık odam. Lise öğrencisi olan dör...