~•2•~

9 0 0
                                    

Ivy sabah uyandığında Katrina odada yoktu. Dün gece söylediklerinden sonra olmaması iyi olmuştu aslında. Ivy o sözleri hatırlayınca tekrar ürperdi.

Cehenneme hoşgeldin... Melek.

Melek? Kendisinin melek olduğunu pek sanmıyordu. Pekala okul cehenneme benzeyebilirdi, hatta cehennem bile olabilirdi ama Ivy melek olamazdı. Bir melekse cehennemde ne işi vardı?

Yanındaki saate bakınca öğlen saatine yaklaştığını gördü. Kahvaltıyı da kaçırmıştı. Şimdi öğle yemeği için en az 2 saat beklemeliydi.

Ayağa kalktıktan sonra yatağını topladı ve dolabına ilerledi. İçinden geçen sene aldığı ve üzerinde "Lemon and melon best friends" yazan beyaz askılı tişörtünü giydi. Altına da koyu yeşil eteğini giydikten sonra babetlerini giymek üzere yere eğildi.

Hazırlanması bittiğinde anahtarını ve telefonunu eteğinin cebine koyup odadan çıktı. Sırada okulu keşfetmek vardı.

Merdivenlere doğru yürürken etrafındaki odalara bakıyordu. Kimisinden hiç ses gelmiyordu. Kimisinden fısıltılı sesler geliyordu. Koridordaki ışıklardan biri patlayınca Ivy irkildi. Ardından merdivenlere doğru daha hızlı ilerlemeye başladı.

Bir üst kata çıktığında sınıfları buldu. Koridorlar şarap kırmızısıydı. Kapıların üstünde bulunan camlar kağıtla kapatılmıştı. Ivy biraz daha ileriye gidince kendi sınıfını gördü. İçeriye bakmaktan bir zarar gelmezdi, değil mi?

Kapı kolunu yavaşça aşağı çekti, nedense bir ses çıkarmaktan korkuyordu.

Kapı açıldığında Ivy kafasını kapıdan içeriye uzattı. İçerisi karanlık olduğundan hiçbir şey göremiyordu.

Elini duvarda gezdirince ışık düğmesini buldu ve bastı. Işığın açılmasını beklerken sadece bir pat sesi duyuldu. Ah, lamba patlamıştı. Elini cebine götürüp telefonunu aldı. Flaşını açtı ve karanlık sınıfa doğrulttu.

Karşısına birden bir çocuk çıkınca çığlık atıp ışığı kapattı. Arkasını dönüp kaçmaya yeltenince kolunda bir el hissetti.

Tekrar çığlık atacaktı ki ağzına bir el kapandı. Ağzını kapayan el onu yavaşça sınıfın içine doğru çekti.

"Hayır, hayır, hayır. Burada ölmeyeceğim!"

Korkudan fal taşı gibi olmuş gözlerle etrafa bakmaya başladı. Onu tutan eli ısırmaya çalıştığında elin sahibi ağzını daha sıkı kapadı.

Boğazında soğuk bir metal hissedince bıçak olduğunu anladı. Hareket etmeyi durdurmuştu. Onu tutan eller de memnun olmuşçasına gevşedi.

Ivy bu fırsattan istifade ellerden kurtulmayı başardı ve telefonunun ışığını açtı.

Karşısında kahkaha atan bir çocuk görmeyi beklemiyordu.

Çocuk yere oturmuş karnını tuta tuta gülüyordu. Ivy çocuğun ne sorunu olabileceğini düşünürken çocuk zorlukla ayağa kalktı ve elini uzattı.

" Merhaba, ben Ethan. Ve sanırım az önce seni korkuttum."

Ethan tekrar kahkaha atmaya başlayınca Ivy kaşlarını çattı. Ivy'yi gören çocuk kahkahasını tekrar bastırmaya çalıştı ancak oldukça zorlanıyordu.

" Tamam cidden özür dilerim ama yüz ifadeni görmeliydin. Tanrım, sanki seni öldüreceklermiş gibi bakıyordun."

Ivy sinirlendiğini hissetti. Bu çocuk cidden aptaldı.

ÖLÜ BAHARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin