1. bölüm

146 12 3
                                    

Multi media: Toprak YENER
** İYİ OKUMALAR**

Sabah yine uyanmam zor olsada alarmın o kulak tırmalayıcı sesini kapatmam için gözlerimi açtım. Okullar açıldı ve ben de son sınıfa geçtim. Biraz daha oyalanirsam geç kalicam ve ben hala gözlerimin açılmasını bekliyorum. Kapı iki kere tıklatıldı ardindan görüş alanıma çok geçmeden  annem girdi"aaa  güzel kızım hala kalkmadın mı?" Annemin bu sorusu üzerine hemen yataktan kalkıp anneme o sabah çirkinliğimle beraber"kalktım anneciğim kalktım" cümlesini kullanırken bu cümleyi onu severek söylemiştim. Çünkü annem sevilmeyi en çok hak edenlerden di. Geçen kış babamı kaybetmistik, acısı çok büyük oldu. Ölümü de. Hemen annemin yanağına öpücük kondurarak banyoya doğru gittim aynadaki halime baktığımda fena sayılmazdım hemen elimi yüzümü yıkadım dişlerimi fırçaladım. Banyodan ciktiktan sonra hemen dolabımın kapağını açtım. Bugun okulun ilk günü olduğu için sivil gitmeye karar verdim üstüme siyah tshort altına siyah pantolon giyindikten sonra siyah renk olan ayakkabimla kombin yaptim anlaşılan bugün siyahlara bürünecektim ruh halime göre giyinmeyi tercih etmiştim,  ardından aynanın karşısına geçip elime tarak alıp saçlarımı taramaya başladım saçlarımı seviyorum ,kızıl ve ipek gibi olduğu için bir kaç taramada hemen açılan bir yapıya sahipler, çok beklemeden sıkı durmayacak sekilde at kuyruğu yaptım. Ardından kirpiklerime abartı olmayacak sekilde rimel sürdüm. Aynada ki halime son kez bakmayı da ihmal etmedim .Evet okula hazırdım. Annem mutfaktaki kokulara bakılırsa kahvaltıyı çoktan hazırlamış hemen annemin karşısına oturdum, kahvaltimi güzelce yaptiktan sonra annemi öptüm ve odama giderek sarjda olan telefonumu sarjda cikardım kulaklığım ve Anahtarlarımı da elime alarak dış kapının önünde ayaklabılarımın iplerini bağladıkdan sonra "anne ben çıkıyorum" dedim, annemin duyacağı sekilde seslendim ve annemde o tatlı sesiyle bana cevap verdi "tamam güzel kuzum çok geç kalma" " tamam annecim" evden çıktım kulaklığımı kulağıma taktım. Telefonumdan herangi bir şarkı açtım. Okula gitmem için otobüs durağına doğru yürümeye başladım. Yaklaşık 10 dk sonra binecegim otobüs geldi bende akbilimi okutup boş olan otobüse bindim. Otobüs boş olduğu için boş koltuklardan birine oturdum. Telefonda ki şarkının ritmine kendimi bıraktım. Okulumun bulundugu durağa yaklaştığımda oturdugum yerden kalkıp dur düğmesine bastım okula doğru yürümeye başladım. Kendimi tanıtmayi unuttum sizlere ben toprak yener lise son öğrencisiyim babami bir trafik kazasında kaybettim, özel okulda okuyordum fakat babam vefat ettikden sonra okul masraflarini karsilayamadigimiz icin annem devlet okuluna yazdırdı.
Okulun bahcesinden iceri girdigimde sarı boyalı eski sayilmaz ama yeni olmayan kocaman bir binayla karşılaştım. Okula gec kaldığım icin tören bitmiş ve herkes içeri girmişti, sınıfımı bilmedigim icin oncelikle müdürün yanına gitmem gerektigini düşünüp okulun icine girdim müdürün odasi girişte olduğu icin bulmam pek zor olmadı, kapıya çok sert olmayacak şekilde tiklattim içeriden ses geldi "buyrun" çok beklemeden kapıyı aralayip içeri girdim. Daha önceden kayıt için gelmiştim ve mudur beyi oradan tanıyorum bir kac soru sormuştu bana. Çok beklemeden hemen mudur beye sınıfımı sordum oda bana sınıfımın 12-B oldugunu söyledi." Teşekkür ederim müdür bey" diyerek odadan dışarı çıktım. 12-B sınıfı üçüncü kattaydı yani enson katta. Üçüncü kata çıktığımda kapıda 12-B yazan sınıfı bulduğumda kapısının önünde durup derin bir nefes aldım,hic sevmiyorum bu tür durumlari,simdi ben sınıfa giricem herkes bana bakacak. Derin bir nefes alıp kapıyı tiklattim iceriden ses geldi "gir" sınıfa çekinerek girmiştim, sınıfın kapısında beklerken içeriden okadar çok ses çıkarken şimdi neden hiç kimseden ses çıkmıyo, herkes pür dikkat bana odaklanmış,Öğretmenin yanına 7 adımda varmistim fakat bu bana neden daha uzun gibi geldi."geç kaldığım için Özür dilerim ben toprak yener bu sınıfa yeni geldim" bunları söylerken öyle hızlı söylemiştim ki öğretmenin dudakları yukarı dogru kırıldı. "Menmun oldum toprakcigim bende dil ve anlatım hocaız emre ayni zamanda sinif rehber ogretmeniniz. Boş bulduğun bir yere oturabilirsin. Hemen başımı biraz cekinerek havaya kaldırdım her taraf doluydu bir yer hariç,  en arka sırada siniftakilerden birazdaha büyük saçı başı dağınık biri oturuyodu ve bana dikkatli bir şekilde bakması rahatsız olmama neden oldu. Dil ve anlatim hocamiz eliyle o serseri çocuğun yaninda oturabilecegimi belirtti,birtek boş yerin orasi olduğunu söyledi. Önce hocaya ardından o serseri çocuğa baktım ve çekinerek onun bulunduğu sıraya doğru ilerledim. "Merhaba birtek boş yer burasi yanına oturabilirmiyim" cekinerek sorduğum bu soru üzerine hiç cevap vermeden ayağa kalkıp geçmem için yer verdi, ne yani cam kenarına ben mi oturucaktim! " Istersen cam kenarına sen gecebilirsin" yine cevap vermedi ve başını sıraya gömdü.
Bende sınıfa söyle bir göz gezdiriyim dedim fakat bütün sınıfın bize baktığını fark ettim ama bu bakış öyle normal bir bakış değil içinde  şaşkınlık olan bir bakışla bakiyolar bir, iki tanesi de degil neden bütün sınıfın yüz ifadesi aynı, ardından sınıfın bakışlarını umuraamayip camdan dışarı bakmaya başladım hava güneşli değildi her an yağmur yağacak sekildeydi, sıkıldığımı fark edip bende o serseri çocuk gibi başımı sıraya gömüp gözlerimi kapattım.
Gözlerimi araladıgimda birinin omzuma dokunarak beni uyandirdigini hissettim. Bu o serseri cocuktu. Ama bir dakka sınıfta kimse yoktu, "sınıfta kiler nerede" çıkış saatini geçeli 10 dk oldu" ilk defa konuşmuştu o tuaf çocuk kafamı kaldirdigimda gozlerinin mavi - yeşil rengi insani kendine cekerken , yuz hatlari pürüzsüz ve sertti. Ne yani çıkış saatini geceli 10 dk olmuştu ve beni daha yeni mi uyandiriyordu."Teşekkür ederim" söylediğim sözden sonra onun vereceği cevabı bekledim. Bana dikkatli baktığını hissediyorum ama tepki vermiyordum, birşey söylemesini bekledim en azından rica ederim diyebilirdi, hem serseri hem kaba.  Hemen eşyalarımı toplayıp okulun çıkış kapısına doğru ilerlemeye başladım bahçeye vardığımda etrafta  bir kaç kişinin olduğunu gördüm,  ardından durağa doğru yürümeye başladım.

**-**-**-**-**
Televizondaki kanalları boş boş değiştirirken canımın sılıldığını fark ettim. Annem elinde kocaman bir meyve tabağıyla odaya girince gözlerim parladı ,çünkü tabakda en sevdiğim meyveler vardı, elma, armut,çilek ve kivi benim en sevdiğim meyvelerdi.annem de bunu çok iyi bildiği için keyfimi yerine getirmekte ustalaşmış. Anneme gülücükler yollarken "bir tanesin ayşe sultan " demeyi de ihmal etmedim. Annem yanıma oturduğunda onu bol bol öptüm. Meyve tabağındaki meyveleri annemle güzelce bitirdik, "annecim ben yatıyorum çok uykum geldi" "tamam yavrum allah rahatlık versin" odama doğru gitmeye başladım odamın kapısını açtıktan sonra kapıyı kapattım dolabımın kapağını açtım ve pjamalarımı elime alarak kapağı kapattım pjamalarımı üstüme giyindikden sonra camdan dışarı bakmaya başladım ama bir dakka yolun karşı tarafında biri bu tarafa bakıyo, üstünde deri mont ve her tarafı siyah olan kişinin sadece gözleri belli oluyodu, gecenin karanlığında sadece onları fark edebiliyordum ama onu tanımıyorum ve kim olduğuyla ilgili herangi bir fikrim de yok...

ŞAH-MATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin