O gün çok güzeldi. Annem ile babam o kadar iyi davrandı ki her istediklerimi yaptılar. O gün çok mutlu oldum. Ta ki eve giderken yaşananlara kadar. Babam araba kullanırken çok hızlıydı. Ve annem de ben de çok korkuyorduk. Annem yavaş git diye babamı ikaz ederken babam arkasını dönmesi ile ben çığlığı bastım. Önümüzdeki arabaya çarpıştık. Heryer karanlık oldu ve gerisini hatırlamıyorum. Uyandığımda hastanedeydim ve hemen doktorlara annem ile babamı sordum. Doktor'un iki dudağının arasında benim hayatım vardı. Ve olan oldu.
"Çok uğraştık ama kurtaramadık getirildiklerinde bilinçleri kapalıydı. Başınız sağolsun. "Şuan tamda onlara ihtiyacım varken onlar da beni yanlız bırakıp gittiler. "Keşke bende ölseydim." diye içimden tekrar ettim. Ben ne yapacaktım şimdi nasıl dayanacaktım onların yokluğuna annemin o mis kokusunu babamın bana sarılışını unutmaya mı çalışacaktım. Bitkin bir halde yerimden kalkmaya çalıştım. Kolumdaki serumu çıkarttım. Artık onlar yoksa ben de yaşayamazdım. Kalktım ve koridoru kolaçan edip kendimi dışarı attım. Hızlı yürümeye çalıştıkça sendeliyordum. Sokaktaki insanların bana bakışları beni daha da kahrediyordu. Acıyormuşcasına...
Neredeyse akşam olacaktı bir banka oturdum ve düşünmeye başladım.
Aklımdan şu iki şeyi atamıyordum.
"Annem yok, kokusu, sesi, o güzel sıcak gülüşü yok. Babam yok, sarılışı, meleğim deyişi yok."Allah'ım bana yardım et ben ne yapacağım annem ve babamsız.
Gerçi artık yaşamanın bir anlamı yok.
Ayağa kalkıp denizin kıyısına geldim ve şuan düşündüğüm ölmekti.
Ellerimi iki yana açıp kendimi suyun akışına bıraktım. Şuan çok huzurluydum. Annem ve babama kavuşacaktım. Bir el beni kendine çekti. Kıyıya çıktığımda her yeri karanlık görüyordum. Ve görüntü kayıp. Uyandığımda karşımda benim yaşlarımda genç yakışıklı bir çocuk duruyordu. Mavi gözleri ile çok güzel bir bakışı vardı. Bana öyle bakmıştı ki içim erimişti.