Öncelikle bölüme geçmeden 2K olmuşuz bunun için tekrar teşekkür ederim. Bölüm şarkısıyla okumayı unutmayın. Lütfen bölüm sonuna vote ve yorumlarınızı bırakın. 💐💙
"Biraz daha su, lütfen."
Bardağını önüme itti ve gözlerime sakince bakarak lokmasını ağzına yavaş bir biçimde attı. Masanın başında ki şişeyi elime aldım ve bardağını doldurdum.
"Gerçekten, seni anlayamıyorum." gözlerine doğru baktım. Bu bir tür meydan okumaydı, ona göre. Odama çıktıktan sonra yanıma gelip, yattığım yatakta sürekli beni süzüp daha sonra acıktığını söyledi. Bende belki bir şeyler bulurum umuduyla mutfağa inip dolaba baktım ama maalesef, yiyecek hazır hiçbir şey yoktu. Üşenerek hazırladığım yemekleri, hızlıca yiyordu. Sürekli benimle göz teması kuruyordu ve bundan hiç kaçınmıyordu.
"Ne için? Beni anlamamanın bir sebebi olmalı.." önünde ki spagettiden bir lokma daha ağzına attı, lokması bitene kadar gözlerini gözlerimden çekmedi, "Angelina." Adımı fısıldadığında kasıldım. Dirseklerimi masaya koyarak dinlendirdim ve iki elimin parmaklarını şakaklarıma bastırdım. Biraz ovaladım.
"Anlayamıyorum işte. Evlenmek için.." biraz durdum, "Neden bu kadar ısrarcısın, Michael?" bende onun adını fısıldadığımda, peçetesini dudaklarına götürdü. Biraz sildikten sonra suyunu yudumladı.
"Senden hoşlandığım bir gerçek." ayağa kalkarak arkama geçti ve ellerini omuzlarıma koydu.
"Ve senin bedenin için, enfes şeyler düşündüğüm başka gerçeklerim de var." kulağıma eğilip arsız düşüncelerini dile getirirken daha fazla kasıldım.
"Bu kadar yeter, gökkuşağı. Sapık düşüncelerin ve sen, evimden defolup gidin." sesim düşündüğümden sert ve emir verici tonda çıktı ama Michael buna sadece güldü. Elleriyle omuzlarımı sıkıca kavradı ve dudaklarını boynuma bastırdı. Normalde olsa, onu hemen durdururdum. Ama oyun istiyorduysa bunu ona memnuniyetle verirdim. Sağ kolumu kaldırıp kafasını boynuma iyice sokmasını sağladım. Ve o öpücüklerini daha da ustalaştırdı. Kulağıma yaklaştı.
"Gökkuşağı, senin için her zaman hazır..." kulağımın arkasına uzunca bir öpücük bıraktı. Dilim kurumuştu, siktir su içmem lazımdı, "Angie." Sinirle yüzümü buruşturdum ve elimi hemen kafasından çektim.
"Sana kaç kere daha bana Angie dememen için uyaracağım, gerizekalı? O mavi kafan anlamıyor sanırım.." parmaklarını dudaklarıma bastırdı, "Sanırım, pembe kafalı biri bana bir şeyler anlatmaya çalışıyor." Elimle parmaklarını koparırcasına çektim.
"Aptal şirin!" kulağımın hemen arkasında yüksek sesli bir kahkaha attı. Kafasını hızla ittirdim. Geriye doğru bir adım attığında bende fırsat bilerek sandalyeden ayağa kalktım.
"Kulağımla ne derdin var? Tanrım." elimi kulağıma götürdüm. Sadece gülüyordu,
"Harika koktuğunu söylemiş miydim?" Gözlerimi devirdim. Masaya yönelip suyumu elime aldığımda beni her zaman ki gibi süzüyordu."Bizim kuzen olduğumuz hakkında bir bilgin vardır umarım?" suyumu yavaşça içtim ve içerken ondan gözlerimi ayırmadım. "Seksi, pembe saçlı uzaktan kuzenimle evleneceğim.." gözlerime dikkatlice baktı, "Sanırım şimdiden tahrik oldum." Elimde ki bardağı sinirle tezgaha bıraktım. Açıkçası biraz utandım ama sinirlerime de engel olamıyordum.
"Ergen olduğuna bahse girebilirim. Kendini kontrol altına alma tuşun falan yok mu? Ya da sessiz modun?" ciddileşerek yüzüne baktığımda şaşkınca güldü. "Bana o tuşu eklemek ister misin güzelim? Kesinlikle seviştikten sonra uykuya geçtiğim sırada sessizimdir." yüzüme kendinden emin bir şekilde baktı. İki elimi de saçlarıma geçirdim.
"Senin bu sapıkça konuşmalarından sıkıldım artık.." elimle kapıyı gösterdim, "Şimdi evimden gider misin?" sakince suratına baktım. Kafasını eğip gülümsedi. Bana doğru yürüdü ve elini belime sardı. Yanağıma uzunca bir öpücük bıraktı. Elini belimden çekerek mutfaktan çıktı. Dış kapının sert çarpan sesi beni titretirken, aklıma Ashton geldi. Tanrım çocuk kesinlikle çok çekiciydi. Uzun parmakları, sarı uzun saçları, bandanası.
Gamzeleri.
Yavaş yavaş mutfağı topladım, topladığım her tabakta Ashton ile birşeyler yaptığımı hayal ediyordum. Ve bu çılgıncaydı. Evleneceğim adamın arkadaşını hayal ediyordum. Son anda elimden düşen bardağı yakaladığımda kendi kendime kızdım.
"Fazla düşünmek sana yaramıyor Angelina.." biraz durup etrafı seyrettim, "Özellikle nişanlının arkadaşını düşünmek." kafamı iki tarafa salladım ve bardağı tezgaha koyarak mutfaktan çıktım. Kafamı kaşıyarak merdivenlere yöneldim ve odama hızla çıktım.
Kapıyı sertçe kapattım, yatağa uzanarak bilgisayarımı aldım. Açtıktan sonra Facebook hesabımdan Ashton'u arattım. Ama soy adını bilmediğimden maalesef aramalarıma sonuç bulamadım. Michael'ın hesabından arkadaşlarına baktım ve evet Ashton İrwin tüm mükemmeliğiyle karşıma çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sexcuse me :: mc (bitti)
Fanfictionkalp kırılırdı ve sevişmek kalbini onarmadan tutkusunu kaybederdi. "Ang, Angie, Angel, Angelina...hayatımın bir bütünü sensin. Yumuşak tenin ve gül kokun."