Bölüm 6

8 2 0
                                    

Eve huzurlu bir biçimde girdim. Anahtarımı anahtarlığa astım. Evde yakın arkadaşım Selin Beni bekliyordu.

"Nasıl geçti vaktin?" Dedi Deniz mutlu bir ses tonuyla. Selin'de mutlu bir şekilde "Çok sakindi. Peki sizin- durum ne oldu?" Meraklı bir şekilde.

"Boşamadı hakim bizi. Ee doğrusunu yaptı zaten. Hiçbir boşanma sebebi yokken böyle gereksiz bir dava aç.." demesine kalmadan evin kapısı açıldı. Deniz koşarak kapının önüne geldiğinde Can'ın geldiğini görmüştü. Ama daha sonra arkasından Defne'nin geldiğini görünce şok olmuştu Deniz.

"Al. Benden boşanmadın." bağırararak konuşuyordu Can. "Sakin ol lütf.." Can Deniz'in lafını kesmişti. "Al senden boşanmamın sebebi Defne." ağlamaya başlamıştı Deniz hıçkıra hıçkıra.

"Neden peki neden Defne yüzünden sevgili misin? Ondan hoşlanıyor musun?"

"Hayır. Çünkü o hamile. Benden hemde. Senden boşanma nedenim bu."

"Bebek kaç aylık?"

"5" diye çıkıverdi Can'ın ağzından. Deniz yalan olduğunu anlamıştı. "Yalancı. Pislik. Bir kere 5 aylık hanileyken karnı bu kadar az şişmiş olmaz."

Can endişelenmeye başlamıştı. Dudaklarını ısırıyordu sıkıntıdan. Can gerçeği ifade etmenin vakti geldi diye düşünmüştü. "Özür dileyerek söylüyorum. Senden hoşlanmıyorum. Senin benden çocuk istemenin nedeni benim en büyük hayalimi öğrenmen. Hastalığımı iyileştirmek istiyordun. Tamam. Bak artık iyileştim. O zaman evli kalmamıza sebebiyet yok. Hem baksana şansına bebeğinde öldü. En azından benden çocuk yaptırtıp boşandı demezsin. Defne'yi getirmemin sebebi ise onla sevgili olmam ve ona sırılsıklam aşık olmam. Zaten sana öncedende söylemiştim Defne'nin eski sevgilim olduğunu. Hem zaten seninde Bora'yla.."

Kapı çalıyordu. Gelen kişi kapıcıydı. Kapı açıldığı zaman Can'la Defne'de aradan sıyrılıp gitmişlerdi. Deniz'in içinde merak uyandırıyordu. Ne Bora'yla ya? Kapıcı gitmiş kapıyı örtmüştü Deniz.

Selin koridordan geçip hole gelmişti. Deniz'e teselli olmak için sarılıyordu. Deniz hıçkırıklar arasında ağlıyor. Aşık olduğu adamdan boşanması gerektiğini düşünüyordu. Gerçekten neydi bu Deniz'in başına gelenler? Deniz tam gerçek aşkı buldum derken neden aldatılmıştı?

Selin'le beraber oturma odasına geçmişlerdi. Deniz'in evinin mutfağı Amerikan Mutfak'tı. Yani mutfakla pturma odası birdi. Selin'e koltuğu işaret ederek oraya oturmasını rica etti. Deniz'de kendisini mutfağa atarak öğlen yemeğini hazırlamsı gerektiğini düşünüyordu. Selin yemek hazırlayacağını görünce "Canım sen otur. Ben hazırlarım yemeği." Deniz karşı çıkmış bir biçimde kaşlarını yukarı kaldırmıştı. "Yemek yaptığımda kafam dağılıyor. Kendime geliyorum."

Kendi kafasında kurduğu öğle yemeğini yapacaktı. Çekmeceden 3 tane patates çıkartıp soydu. Sonrada kızartılacak biçimde hazır patatesler gibi kesmeye başlaı patetesleri. Daha sonra buzluktan bugün yapmayı planladığı patates kızartması-köfte için kıyma alıp buzluğa koymuştu. Onu çıkarıp köfte biçiminde özenle sıkımladıktan sonra hepsini sırayla kızarttı. Bu işlemler yaklaşık 2 saat sürmüştü. Ama Selin'le falan konuşarak çok çabuk geçmişti. Selin'e masaya koyması için dolaptan çıkardığı ketçap ve mayonezi verdi eline. Masayı tamamen hazırlamışlardı ikisi. Günlerden perşembeydi. Bugün ikisininde sevdiği dizilerden 'İnadına Aşk' vardı.

Beraber yemekleri güzelce tıka basa yedikten sonra beraber akşamki dizileri için markete gidip cips, çikolata, çekirdek ve kola almışlardı. Akşam beraber abur cuburları yiyip televizyon seyrediyorduk. Bizden mutlusu yoktu o an. Saat 12 olmuş. Selin'le Deniz gözlerini kaşımaya uykularının geldiklerini belli ediyorlardı.

"Ben kalkayım Deniz'cim."

"Oldu bebeğim. Sen benim evet diyeceğimi mi sandın?"

"Ya taksiyle giderim hemen."

"Olmaz bugün benimle kalıyorsun. Zaten kocamda yok. Yarın zaten ben işe başlicam istersen ben çıktıktan sonra gidersin. İstersende evde kalıp beni beklersin."

"Tamam bugün kalırım. Yarın zaten benimde işim var. Beraber çıkarız."

"İyi tamam. Hadi gidip yatalım baride enerji toplayalım yarın işimiz var malum."

Beraber odalarına geçip yataklarına yatmışlardı. Deniz içten içe huzursuzlanmıştı. İçinde bir sıkıntı bir kasvet vardı. Ama onun ne olduğunu çözemiyordu şu an. Gözlerini kapattı. Sabah Demiz'in alarmı vik vik ötmeye başlamıştı.

Gözlerini hafifçe açtı. Alarmını kapattı. yatağından çıktı. Alarmın sesinden Selin'de etkilenmiş olacak ki o da kalktı dün çıkardığı elbisesini yeniden giydi. Deniz'den önce evden çıktı. Deniz'de üstüne göbeği açık beyaz bir t-shirt altınada kot short giyip evden çıktı. Arabasına doğru yürürken karşısına aniden Bora çıktı. Ona tehditler savurarak koştıeuyordu. Deniz korkuyla arabasını hızlıca açıp arabasona bindi. Bora camlara yapışıyor gityordu. Hemen arabasını kitleyip son gaz iş yerine vardı.

İş yerindekiler ona müjde olarak bir habe verdiler. "Deniz, senin tasarladığın elbise çok ünlü bir abiye mağazasına satıldı. Ve bu bir hafta içerisinde bizim şirketin fabrikasında tüm çalışanlar senin abiyeni dikecekler." demiz sevinçten havalara uçmuştu. Çünkü o elbisenin çizimine çok uğraşmış öğrendiği tüm teknikleri kullanmıştı. Birde bu kadar sürpriz yetmezmiş gibi "Haftaya elbisenin bir tanesinden sen giyip podyumda yürüyüceksin. Daha sonrada sen giydiğin için elbiseye açık arttırma yapılıp satılacak. Ve elbisenin fiyatı sıfır satılanla başlıyor." Deniz Bora şokundan sonra bu haberleri duyduğuna çok sevinmişti. Gerçekten bir elbiseyle hayatı değişmişti. Odasına girince Patron Zafer Bey odama geldi.

"Gerçekten bu tasarladığın elbiseyle hem kendi hayatını değiştirdim, hemde şirketimizin geleceğini aydınlattığın için Modern Giyim Şirketi'nin yeni Genel Müdürü Deniz Arslan'sın." Şok olmuştum. Bir çizimle hayatım değişmiş, şirketin yeni genel müdürü olmuştum. Ama kocamın soyadını taşımak zoruma gidiyordu. Madem bu kadar şöhrete ulaşacağım. Kendi soyadımla ulaşayımda boşandığımda soyadımı değiştirdiğimde şöhretim kaymasın, diye düşünmüştü Deniz içinden.

Deniz gidip bu fikrini patrona söylediğinde gayet sakin bir şekilde öyle bir şeyin mümkün olabileceğini söylemişti. Bir gün İşteyken telefonum çaldı.

*Arayan: Can Arslan*
Deniz'e boşanma davası açtığından beri telefonunda farklı bir adla kayıtlı Can. Telefonu açtım.

"Merhaba Deniz."

"Merhaba Can."

"Nasılsın?"

"Sadete gel. Lütfen."

"Ya malum benim Defne'yle ilişkim var. Biz evlenmek istiyoruz. Zaten biliyorsun ben 1 ay boyunca açamam dava. Diyorumki sen bana açar mısın?"

"Seve seve zaten senden artık nefret ettiğimi biliyorsun. Zaten bizim başta boşanmamız hata olacağı varmış. Senle 1 yılım yandı yani. Ama kısmet."

"Çok teşekkür ederim. Sağlıcakla kal."

Telefonu kapattım. Selin'i aradım. "Adi köpek ya resmen benimle alay ediyor. Ama o benden boşanacağını sanıyorsa yanılıyo. Asıl macera şimdi başlıyor. Ben ondan boşanmayacağım o da Defne'yle evlenemeyecek. Hadi bakalım el mi yanan ben mi yaman?"

Habersiz AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin