*Kimden: Ege / Geldiğinden beri sırılsıklam aşık olduğum kadın bugün televizyonlara çıktı. Eminimki benden başka aşık olanda çok kişi vardır sana. Seni çok seviyorum. Seni tanıdığım günden beri sana aşığım. Ama sen bunu bir gün bile anlamadın. Deniz kadınım olmaya var mısın?*Nasıl olduğunu anlamıyordu. İçinden 'Bizim şirketin en taş erkeği, birde benden üst bir erkeği benden hoşlanıyordu. Bende güzelimki benden hoşlanıyor adam.' Deniz hem Can'ın inadına hemde o da ondan az buçuk etkilendiği için kabul etöişti Ege'nin teklifini.
*Kime: Ege / Bir ömür boyu erkeğim olman dileğiyle. Biricik aşkım Ege'ye.*
Evet bir anda ağır gelmiş olabilirdi. Ama Deniz kimliğinin üzerinde o ağır 'DUL' yazısını görmek istemiyordu.
*Kimden: Ege / Nerde buluşalım, hayatım?*
*Kime: Ege / Ben çok acıktım. Yemek yapmaya takaatim yok. Bir restaurantta buluşsak çok iyi olur.*
*Kimden: Ege / Hayatım sen benim evimin önüne gel sonrada benim arabamla birlikte restauranta gideriz.*
*Kime: Ege / Tamam tatlım geliyorum.*
Odasına gidip dolabını açtı. Ne giyineceğine karar vermeye çalışıyordu. Eline gümüş renkli simli bikini modelinde bir üst giyindi. Altınada bayağı göbeği açık kalacak biçimde diz altına gelen bosbol bir etek giymişti pudra pembesi renginde. Altınada ayakkabı olarak mor stilettosunu giyindi. Saçı zaten sabah yaptığı maşadan dolayı bozulmamıştı. Elinede siyah bir zarf çanta alıp evden çıkmıştı. Sonunda Ege'nin evinin önğne gelmişti. O da arabasını park edip aşağı indi. Koşarak Ege'ye sarıldı yanağına güzel, tutkulu bir öpücük kondurup arabaya bindi.
"Vay be fıstık gibi olmuşsun."
"Ne demek? Sizinle buluşurken her zaman güzel olacağım artık. Gözün alışsın tek tanem."
Beraber yemeklerini yerken yarın Zara'yla olacak olan spor-şık elbise için toplantı yapılacaktı. O elbiseyide gene Deniz tasarlamıştı. Artık Deniz'in tasarladığı her bir kıyafet kendi şirketi ve diğer şirketler için bir elmas pahasındaydı. Beraber tam yemek yerken Defne Hanım'la Can Bey gelmişti. Ellerinde yeni kesilmiş nişan yüzükleri Defne'nin karnı burnunda.
"Oo afiyet olsun." diye yanaşmaya çalıştı Can.
"Teşekkür ederiz. Sizede hayırlı olsun. Belliki nişanlanmışsınız. Ay Defnecim sende hamilesin galiba?" Diye gıcık bir şekilde sordu Deniz.
"Ay sorma hayatım. Çok zor hamilelikte."
"Semin zoruna gitmiyor mı evlenmeden hamile kalmak? Yani aynı şey benim başıma gelse kendimi yükseklerden atardım." dedi Deniz gülerek.
"Yoo benim hiç zoruma gitmiyor."
Deniz içinden "Ee o zaman o da senin şeyliğin yani. Adını söylemek bile istemiyorum."
"Hıı iyi o zaman önemli olan senin içinin rahatlığı."
Can lafın arasına dalıp "Sizde taze sevgilisiniz galiba."
Birbirlerinin gözlerine baktılar. Deniz Ege'nin elini tutmuş hayranlıkla onu seyrediyordu.
"Evet Can'cım. Malum birde bekar olunca insanın yanlız kalmamaya ihtiyacı var. Birde aradığı aşkı bulunca ayrı bir güzel oluyor bu iş."
Can kıskançlıktan yerin dibine girecekti. Ege Deniz'in daha önceden evlilik yaptığını biliyordu. Ama Can'la evlendiğini bilmiyordu. Belki bilse tepkisi büyük olurdu ama Deniz'in umru değildi. Can Deniz'i baştan aşağıya dikkatlice süzmüştü. O kadar dikkatli bir şekilde bakmıştı ki bunu Defne bile farketmiş elini çekiştirerek "Bizde artık masamıza geçelim. Sizede mutluluklar."
"Aşkım bunlar kim?" Diye sordu Ege onlar gidince.
"Kızmayacağına söz ver."
"Söz."
"Eski kocam ve yanındakide müstakbel karısı."
"Ne!?" Diye bağırmıştı Ege yüksek sesle tüm restaurant ayağa kalkmıştı. Hemen herkes dönüp onların masasına bakmıştı. Ege kızmayacağına söz vermişti ama kendini tutamış masanın üzerine 3 tane 100'lük fırlattıktan sonra Deniz'in elini tutup dışarı doğrı çekiştiriyordu.
"Ya ne yapıyorsun!? Canım ağrıyor. Hani kızmayacağına söz vermiştin? Ya bıraksana."
Böyle konuşa konuşa çıkışa gelmişlerdi.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun Deniz?"
"Ne yapmışım ben?"
"Eski kocan seni baştan aşağı süzdü."
"Ne yapabilirim Allah rızası için. Adama ne yapmamı beklerdin?"
"Bir şey yapmanı beklemezdim ama bir kendine çeki düzen vermeni isterdim. Ben sana kalkıp tokat at demiyorum."
Deniz'in hem can ağrısı hemde bu kadar üstüne gelinmesinden sonra ağlamaya başladı.
"Beni evinin önüne götürür müsün lütfen? Arabama binip evime gitmek istiyorum."
"Ya Deni.."
"Senden istediğimi yapar mısın? Yoksa gerçekten sinirim bozulacak."
Beni kendine çekip öpmeye başlamıştı. Böyle bir anda böyle bir öpücüpü beklemezdim aslında.
"Özür olarak kabul eder misin?"
"Sana küsmedim ama kırıldım. O kadar kişinin arasınsa elimi öyle tuttunki hem rezil oldum hemde canım ağrıdı. Ama tüm kırgınlığımı geçirdin." dedi utangaç bir şekilde.
Yola çıkmışlardı. Ege'nin eviyle restaurantın arası çok yoktu hemen varmışlardı.
"Bu gece hiçbir yere bırakmam seni bende kalacaksın."
"Saçmalama ilk geceden beraber yatacağımı mı sandın?"
"Ya beraber yatmak için değilde sen benim yatağımda yatarsın bende misafir odasında."
Her ne kadar Deniz gitmek için ısrar etsede Ege daha inatçı çıktı ve evine götürmeyi başardı.
"Ya ben ne giyineceğim şimdi?"
"Al benim pijama üstümü giysen yeter. Zaten sana elbise kadar uzun olur merak etme."
Elime alıp ölçtüm biçtim. Sonra odadan çıktıktan sonra üstüme giyinip yattım.
Sabah Ege Deniz'den önce kalkmış, kahvaltıyı bile hazırlamıştı. Deniz yüzünü yıkadı. İçeri girdiğinde gördüğü manzaradan dolayı çok mutlu olmuştu.
"Oo, Ege Bey saat kaçta uyandında bu kadar şeyi hazırladın?"
"7'de ayaktaydım. Kahvaltıyı hazırladım. Zaten şu anda saat o kadar geç değil saat 8. Hemen kahvaltımızı yapıp işe gideriz."
Deniz'le Ege kahvaltılarını yaptıktan sonra üstlerini giyineceklerdi.
"Ya Ege çok abartı olmaz mı ya dün giydiğim?"
"Ya üff ne olcak?"
"Ben böyle işe gidemem."
"İyi tamam. İşe gitmeden alışveriş merkezine uğrarız."
Beraber hemen bir alışveriş merkezine girdiler. Deniz kendine buz renginde yıpyırtık ve dar bir pantalon giyinmişti. Üstünede siyah askılı göbeği açık kalacak şekilde bir üst aldı. Ayakkabı olarakta kahverengi kalın topuklu bir ayakkabı giyinip avmden çıktı.
"Oo. Ayaküstü alışverişinde bile gayet şık olmuşsun."
"Saol."
Deniz'le Ege'nin birlikte olduğunu daha şirketteki kimse bilmiyordu.
"Deniz, şunu bil ki daha kimsenin bizden haberi yok. Şirkete el ele girip herkese göstereceğiz."
"Şüphen olmasın." deyip gülümsedi Deniz.
Beraber havadan sudan konuştuktan sonra şirkete varmışlardı. Arabadan iner inmez el ele tutuşup şirkete girdiler. Deniz'in şirketteki en yakın arkadaşı Derya, Ege'ninde en yakın arkadaşı Fırat'la Derya onları öyşe görünce "OHA." diye bağırdıktan sonra herkes onlara bakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Habersiz Aşk
Ficção AdolescenteKafa dağıtmak için bara giden Deniz ve Can. Hayatları bir geceyle allak bullak olur ne yapacaklarını bilemezler. -Emre Kuskiran