Bu gün güneşin doğuşunu beklemeden uyandı Fatih. Karaslanı da alıp dışarı çıktı. Hep merakı olan kazı çalışmaları hobisi haline gelmişti. Karaslanı da alıştırmıştı.Fatihin dediği yere koşarak gidip kazmaya başlıyordu. Bir kaç gün önce evlerinin 4 sokak gerisindeki ormanlığın içinde bulduğu pembe ağaç çok dikkatini çekmişti. Ve o okuduğu ''Bazen bitkiler toprağının altındaki maden ve ya mineralin özelliklerine göre şekil alabilirler.'' yazısını hatırlayıp o pembe ağacın altına biraz kazsam diye düşündü. Ağaca da zarar vermek istemiyordu bu yüzden daha dikkatli ve titiz çalışmak istiyordu. Kazı yaparken soluk pembe renginde bir tür taş buldu. Yumruk büyüklüğündeki taşı çıkardı. İncelemeye pek vakti kalmamıştı. Gece vakti orman çok tekin değildi. Ve evine dönüp incelemeye karar verdi. Evine döndüğünde annesi:
-Fatih yeter ama... Evden çıkarken bari haber vermelisin ama. Otelde kalmıyorsun annenim senin ben!
- Peki babam nerede?
- Baban gelecek...
- Gelecek mi? Allah aşkına anne! Sen ne zaman bıraktın bu peri masalını... Babam gittiği gün ben 5 yaşındaydım... Benim 5 yaşına dair bildiğim tek hatıra bu!? Sen de mi gideceksin? Bir gün gidecek misin? Her gün belki sen de gidersin diye korktum. Ama kalacağına da inanamadım.
Hiç bir sözü dinlemeden koştu çarptı kapattı kapısını. Güçlü bir erkeğim ben diyerek bir kaç damla yaşı aldırmadan kulaklığından açtığı son ses müzikle uyumak için koyuldu.