- Kuş-
'' Ah!.. hıh!!... ahh!! ''
Kai Kyungsoo'nun odasından çıktıktan sonra bölümde bulunan yeni gelenlerin kendilerini geliştirmek için gittiği ama Kai'nin tamamen sinir atmak için kullandığı spor salonundaydı.
Kum torbasına son gücüyle yumruklarını atıyordu öyle ki kum torbasında açılan ufak yırtıktan yavaş yavaş kumlar süzülüyordu. Süzülen kumlar Kai'nin ayağının altında ezilip hışırtılı sesler çıkartıyorlardı.
Ne zamandır buradaydı bilmiyordu belki de iki saatten beri durmadan yumruk atıyordu. Sinirliydi. Kendine, yapamadıklarına, söylemediklerine, hiç yaşanmayacaklara.
Nasıl olurda herkesin korktuğu biri ufacık bir adamın karşısında bu kadar güçsüz olabilirdi?
Belki de aşk sonradan sonraya insanı güçsüzleştiren bir sürü zaafı olmasını sağlayan bir hastalıktı?
Kai son bir yumruk daha atıp dizlerinin titremesine dayanamayıp yere yığıldı. Elinde bir sızı hissedince elini yüzünün hizasına getirdi tırnakları avcunun içine batmıştı, sıcak kan yavaşça akıyordu. Elini yere indirdi ve öylece tavanı izlemeye başladı.
Uzun bir süre içinden tavanla konuştuktan sonra kapıdan tıkırtılar geldiğini duydu, başını kapıya çevirdiğinde karşısında götü başı dağıtmış Baekhyun vardı.
'' Kai?, seni odada bulamayınca korktum.''
Köpek çocuk hızlıca yerde cansız gibi yatan bedenin yanına gitti ve oturdu.
'' Kyungsoo mu ? '' Baekhyun sordu sessizce.
Kai hayattan bezmiş bir şekilde iç çekti.
'' Gidiyorum. Yarın sabah erkenden dolabımı ve çantamı toplayıp gideceğim.''
Baekhyun şaşkınca Kai'a baktı, delirmiş olabilme ihtimali yüzde kaçtı?
'' Yanlış yerden başlıyorsun Kai, dolaptan çantadan önce kafanı toparlaman lazım.''
Esmer çocuk alayla güldü, aslında bu daha çok psikopat gülüşü gibiydi.
'' Yaratılmışların en üstünüyüm... yaşadığım hayata bak.''
Esmer çocuk ayağa kalktı ve salondan hızlıca çıktı arkasında üzgün bir Baekhyun bırakarak.
* * * * *
Baekhyun sabah çalan alarmın sesiyle uyandı ,bugün büyük gündü. Plan çoktan hazırlanmıştı, Chanyeol'un karşısında normal bir insan olarak çıkacaktı, tanışacaktı ve nasıl yapacağını bilmiyordu ama arkadaş olacaktı. Yani o öyle ümit ediyordu.
Hızlıca kalktı ve giydi bir iki kez eliyle saçlarıyla oynadı ve şekil verdi. Tamamen hazır olduğunda masasının üstüne duran zarfı açtı, Chanyeol'un Güney Kore'de ki evinin adresiydi. Haftada sadece bir kez buraya geldiği için ne olursa olsun Chanyeol'a yetişmeliydi.
Zarfı açıp okudu, katlayıp tişörtünün üstüne giydiği ama önü açık olan gömleğinin cebine yerleştirdi.
Hızlıca asansöre bindi, en düşük sayıya parmağını bastırdı. Sonunda çıkışa ulaştığında güvenlik kontrolünden geçti, kapıya ulaştığında hızlıca açıp gerçek dünyaya baktı.
Bu özel ve önemli bir göre olduğu için ayriyeten buranın Chanyeol'un evine ve aslında tüm insalara uzak olduğundan Baekhyun'a bir araba vermişlerdi.
O kadar yolu yürümek veya otobüsle gitmek zorunda kalmadığı için oldukça sevinçli bir şekilde arabaya bindi.
Bakalım bugün onu neler bekliyordu.
* * * * *
Kai saçında ki köpükleri duruladıktan sonra suyu kapattı. Duş kabinin camını eliyle çekti ve havlulara ulaştı. Birini beline bağladı diğeriyle de saçını kurulamaya başladı, yavaşça salona doğru ilerliyordu. İlerlerken kanatlarını çarpmamak için fazladan özen gösteriyordu yürümesine. Bir şeyi kırıpta temizlemekle uğraşmak istemiyordu.
Tam koltuğa oturacağı sırada kapı çaldı, sürekli en sonunda rahat edeceğim derken hep bir şeyler engel oluyordu. İçinden küfür ederek kapıya ilerledi kesin Baekhyun yine bir şeylerini unutmuştu.
Ama kapıyı açtığında karşısında Baekhyun'dan daha farklı biri vardı, gerçekten farklı. Hayır, demek istediğim fiziksel olarak mükemmel biri değil, sadece karşısında ki kişi Kai'a gerçekten farklı hisettiriyordu.
'' Kyungsoo? '' Esmer çocuk soru sorar bir şekilde karşısında ki küçüğe bakıyordu.
Kyungsoo ise ona şaşkınca bakıyordu, Kai şu an karşısında sadece beline sarılı olan havluyla yarı çıplak ve ıslak bir haldeydi ama en önemlisi sırtına sanki özenle konulmuş gibi olan gri renkteki kanatlarıydı ve tabi ki muhteşem kasları.
'' Kai.. s-sen?.. şeyy''
Kai Kyungsoo onu yarı çıplak gördüğü için utandığını düşündü bir ihtimal, ama '' SEN ÇIPLAKSIN!'' diye çığlık atan ses Kai'nin düşüncelerini hiç onaylamıyordu.
'' P-pardon, hemen giyinip geliyorum''
'' Tamam,b-bende içeri geçiyorum.''
Kai hızlıca odasına giderken Soo'ya '' Tamam! '' diye bağırdı.
Odaya gidip altına boxer ve pantolonu geçirip tekrar salona gitti, Kyungsoo koltukta oturuyordu o da yanına oturdu. Üstü hala çıplak olduğu için ona tuhaf bakan Kyungsoo'ya açıklama yapmak zorunda hissetti kendini.
'' Duştan yeni çıktığım için kanatlarım ıslak, kurumasını bekliyorum sorun olur mu ? ''
Kısa çocuk başını iki yana salladı.
'' Hayır, sorun olmaz. Ama.. Kai.. kanatlarına dokunabilir miyim? Merak ediyorum.''
İşte bu Kai için ilginçti, sürekli onu kendinden iten adam onun kanatlarına dokunmak istiyordu.
'' T-tabi ki''
Kısa adam yavaşça elini diğerinin kanatlarına götürdü ve dokunmaya başladı.
Kyungsoo'nun duyduğu bir rivayete göre Kai bir gün şu an okşadığı kanatlarda bulutların üstüne kadar çıkmıştı, ne kadar doğruydu bilmiyordu. Emin olduğu tek şey bunun büyüleyici olduğuydu.
'' Kim bilir ne kadar özgür hiseettiriyordur..'' Sessizce fısıldadı kısa adam ama Kai onu çoktan duymuştu.
'' Anlamadım? ''
'' Kanatlarının olması özgür hissettirmiyor mu? Tıpkı kuşlar gibi..''
'' Kuşlar özgür değillerdir Kyungsoo.. aslında onlar tutsaklardır, kanatlanıp göç etmezlerse uzaklara.. tahmin edemeyeceğin kadar uzaklara.. kanatlarını çırpmazlarsa ölürüler.''
'' Peki ya sen? ''
'' Ben kuş değilim Kyungsoo.. ama bende tutsağım.''
Kyungsoo ona anlamayan gözlerle baktı
'' Ben sana tutsağım Soo.. Kanatlarımı sana çırpmazsan soğuğunda ölürüm.''
Esmer olan elini kısa adamın yanağına koydu, yine tekrar ve yeniden onu öpmeyi deneyecekti ama daha buna gerek kalmadan kısa olan elinde ki eyelinerı masaya bırakıp bunu Baekhyun'a vermesi gerektiğini söyledi ve gitti.
Kai başını koltuğa yasladı, yavaşça göz kapaklarını kapattı.
'' Keşke biraz ölsem.''
* * * * *
Baekhyun sonunda istediği adrese ulaştığında evine doğru yürüyen Chanyeol'u gördü, zarfın içinde ki fotoğrafa baktı ve uzun adamın Park Chanyeol olduğunu doğruladı.
Bu işi nasıl kıvıracağını cidden merak ediyordu.
Umarım başına kötü bir şey gelmezdi.
- - - - -
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JUMPER
Random2. Dünya Savaşı sırasında Nazi bilim adamları "süper bir ordu üretebilmek amacıyla" içinde oxycodone, kokain ve metamfetamin bulunan tuhaf bir ilaç karışımı geliştirmişlerdi. Daha sonra çeşitli kimyasallarla üretilen serum ve iğneler deneklere enjek...