Lavabodan çıktıktan sonra hemen sınıfa girdim zilin çalmasına tahminen 5 dakika filan vardı. Yavaş adımlarla sırama doğru gittim ve oturdum. Hayret Doruk yine gelmedi. Ama bana acımış gibi de görünmüyordu bi insanı nasıl rahatsız edip edemeyeceğini iyi biliyordu. Üstelik gülüşü çok içtendi. Mavi ile yeşil arasında gidip gelen cap canlı gözleri vardı. Ve bunlara tam uyumlu bi şekilde sarı canlı saçları vardı. Onlarda uyumlulukla uyumsuzluk arasındaydı fakat rüzgar yordamıyla bozulmuşa daha çok benziyordu. Gamzeleri vardı ve öyle çukur gibi değildi hafif çizgiler şeklinde ve göze batmayacak kadar hafiflerdi.
Ben bu şekilde düşüncelere dalmışken önümde bi kıpırtı olmasıyla gözlerimi o tarafa çevirdim çok sempatik , kahverengi saçlı yine aynı şekilde kahverengi gözleri olan çıtı pıtı bir kız oturuyordu. Yüzünde kocaman bi gülümsemeyle bakarak elini bana doğru uzattı ,
"Selam ben Derin."
"Bende Kumsal."
Diyerek elini sıktım ve hafifçe gülümsedim.
"Okulu beğendin mi?? Havalı gibi görünen bi çok tip var ama herkes sıcakkanlıdır."
"Aynen biraz havalı görünüyo herkes ama kocaman gülümsemelerle konuşuyolar. Gerçi şu ana kadar konuştuğum 3. kişisin ama neyse."
"1. Kişi Doruk ta 2. Si kim ??"
"Aslında Doruk değil. Okulda sınıfı bulmak için birine sormuştum adını bilmiyorum ama bu sınıftaymış. Diğeri Doruk işte sıra arkadaşım olduğu ve geveze olduğu için mecbur konuşturuyo."
"Doruk öyledir biraz geveze olsada cana yakındır. Ama sen şunu anlat bakalım ben sana kim olduğunu söyleyeyim."
"Mm nasıl anlatsam?? Ya mavi gözleri vardı. Siyah saçları dağınık gibi görünüyordu ve siyah kemik çerçeveli gözlükleri vardı. Hani beni sınıfa getiren."
"Gözlüklüyü diyosun seenn. Cem o sempatik çocuktur. Ayrıca saçları ve gözlerindeki uyum cidden güzel görünüyo."
"Pekii. Ya bu Doruğu susturmanın bir yolu var mı ??"
"O yol daha bulunamadı."
Dedi ve gülmeye başladık bu sırada zil çalmıştı.
"Ben yerime geçeyim artık."
Dedi ve ön sıradan kalkarak kendi sırasına yani benim iki ön sırama oturdu.
~~~~
Çıkış zili çaldığında yanımda hâlâ konuşan Doruğa baktım ve,
"Artık suuuuss, lütfen!!"
"Aa darılıyorum bak ben ne yaptım??"
"Sen ne mi yaptın?? Nerdeyse her ders ve tenefüs başımın etini yedin ve yanımdan ayrılmadın farkındaysan artık eve gidiyorum ya bi sus da rahat edeyim??"
"Tamam tamam sustum bari bahçeye kadar eşlik edeyim söz susucam."
Tam Doruğa cevap vericektim ki sabahki çocuğu görmemle,
"Neyse görüşürüz ben gittiimm."
Diyip hızlı adımlarla o çocuğun yanına gittim.Doruk sabahtan beri başımın etini yemişti ve Derinle iyi bi arkadaşlık kurmuştuk. Bundan sonra burda yaşamaya devam ediceksem alışmam gerekiyo.
"Selamm??"
"Oo yeni kız ??"
"Evet ben nasılsın??"
"İyiyim Kumsal sen?"
"Bende iyi sen benim ismimi biliyosunda bende öğrenebilir miyim??"
"Hayır öğrenemezsin çünkü gizli kimse bilemez. Tabiki söylerim. Cem ben okula alış diye gelmedim yanına nasıl sevdin mi??"
"Evet iyi okul bu şehri sevmem gerekiyo sonuçta bundan sonra burdayım."
"Heey hemen suratını asma merak etme alışırsın ilk günden Doruğun gazabına uğrasanda iyi bi okuldur emin ol."
"Aynen biraz öyle oldu. Gerçi kötü birisi değil ona şükür."
"Aynen ama sevmediği kimseyle bu kadar konuşmaya çalışmaz. Kötü birisi değildir senin hakkında yeterince sorusunun cevabını alırsa daha az konuşur emin olabilirsin."
"O zaman ben bunu denemeliyim. Neyse iyi günler."
Dedim ve babamın olduğu tarafa doğru yürüdüm. Konuşmadan arabaya bindim ve çantamı çıkardım. Oda arabaya binince bana bakıp gülümsedi ve arabayı çalıştırdı. O sırada Doruk okuldan çıkıyordu. O kadar sinirli bakıyordu ki gözleri beni bulunca delici bakışlar attı cidden bu sabahki çocuğa hiç benzemiyordu. Babam hızla hareket edince şükrettim çünkü gözlerinden ateş çıkıyor gibiydi.
Yolculuk sessiz geçmişti arabanın durmasıyla çantamı aldım ve arabadan inip eve doğru ilerledim. Kapıyı yavaşça tıklattım. Seda hanım kapıyı açana kadar babamda gelmişti içeri girip çantamı astım.
"Ben elimi yıkayıp geliyorum."
Dedim çünkü yemek kokuları geliyordu. Ve cidden acıkmıştım. Hızlı adımlarla odama çıktım kıyafetlerim yerleştirilmişti hemen bi kot ve salaş bi t_shirt alarak banyoya geçtim elimi yüzümü yıkayıp kuruladım ve aynaya baktım saçlarım dağılmıştı onları düzeltirdim. Hemen üzerimdekileri çıkartıp kirli sepetinin üstüne koyduğum kıyafetlerimi giydim. Okul kıyafetlerimi elime alıp odama girdim. Kıyafetlerimi dolaba asıp aynanın karşısında saçlarımı taradım ve aşağıya indim.
Babam masanın başına oturmuş Seda hanım ise mutfakta çorbaları koyuyordu. Bıkkın bi ses tonuyla,
"Geldiimm."
Dedim ve babamın yanına oturdum. Seda abla çorbalarımızı verdi ve kendisine de alarak oturdu. Babam bana bakarak,
"Okulunun ilk günü nasıl geçti??"
Dedi ve çorbasından bir kaşık aldı.
"Geçti işte."
"Pekii. Üstüne gelmiycem."
Yemeğimden son lokmamıda aldım ve ayağa kalkarak,
"Elinize sağlık, ben doydum odama çıkıyorum."
Diyerek ağır adımlarla merdivenleri çıktım. Dolaptan pijamalarımı çıkartıp giyindim ve yorganı kaldırıp yattım telefonumla uzun zamandır ilgilenmediğim aklıma gelince kalkıp vitrinin üstünden telefonumu alıp tekrar yattım. Tabiki kulaklığımıda aldım. Hemen şarkılardan -sen sevda mısın_buray- ı açtım ve kulaklığı kulağıma taktım. Ağlamaya başladımm, ağladım, ağladım, ağladım... ve uyuya kaldım.
***********************************
Umarım beğenmişsinizdir. Başta söylemem gerekiyordu ama bölmek istemedim iyi okumalar..
Not: okuduktan sonra beğenirseniz voteleyip yorum yapar mısınız?? Şimdiden teşekkür ederim..

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACI GERÇEK
Novela Juvenil"Annem ve babam ben çok küçükken geçinemedikleri için ayrılmışlar. 16 yaşıma kadar annemin yanında büyüdüm ama bir kaç gün önce annem vefat etti çok akrabamız da olmadığı için babamın yanına taşınmak zorunda kaldım. Babam beni pek sevmez. Bende onu...