~7~

35 10 8
                                        

Sabah alarmdan önce uyandım bu kez, telefonu elime alıp hemen alarmı kapattım çünkü duşa giricektim ve ben duştayken 5 dk da bir çalıp müziğimi susturmasını istemiyorum.

Üzerimdeki örtüyü uyuşuk hareketlerle kaldırdım alarmımın çalmasına yarım saat vardı ve ben erken kalktığım için daha uzun bi süre banyoda kalabilecektim. Rahatlamaya gerçekten ihtiyacım vardı. Uyuşuk hareketlerle banyoya girdim ve suyu açtım, o sırada da üzerimi çıkarttım ve suyun ısınmış olmasını dileyerek suyun altına girdim. Suyun sıcaklığı vücudumu yaktığı halde bi süre kıpırdamadım, sonra istediğim sıcaklığa getirip şampuanı elime alarak bir miktar sıkıp iyice saçımı bi kaç kez yıkadım. Duş jelini alıp bütün vücudumu yıkadıktan sonra suyun altında biraz daha durdum, bu şekilde ağlayacaktım ve farkına yanaklarımdan akan gözyaşlarımın farkına varmayacaktım.

Annemin sözlerinden aklıma tekrar geldiğinde suyu kapatıp havluyu sararak çıktım. Güçlü olacaktım annem ölmeden önce bunun için bana söz verdirtmişti ve ben yerine getiricektim. İç çamaşırlarımı ve okul kıyafetlerimi alıp giyindim. Uzun saçlarımdaki havluyu açarak saçlarımı taradım, kurutma makinası elime alıp saçlarımı kurutmaya başladım saçlarım uzamıştı ve kurutsamda tamamen kurumuyordu, bu yüzden durdurup saçlarımı taradım ve tekrar kuruttuğumda daha kuruydu. Saçlarım zaten düzdü ve bu gün saçlarımla uğraşmak istemediğim için kendi haline bıraktım, sadece kapatıcı ve rimel sürdüm. Telefonumuda elime alarak aşağıya indim.

"Günaydın Seda abla."

"Günaydın tatlım, kahvaltı hazır baban erkenden çıktı bu gün seni Mecit bey bırakacak okula."

"Ben kahvaltı yapmasam o zaman??"

"Olmaz tatlım baban kahvaltı yapmadan çıkmamanı söyledi." Diyip mahcup bi ifadeyle gülünce gidip masaya oturdum ve kahvaltımı yaptım. Ayaklandığımda Seda abla,

"Baban kapının yanındaki dolabın üzerine para bıraktı almayı unutma." Diye uyardı.

Üzerime ince bir ceket aldım ve ayakkabılarıda ayağıma geçirerek kapıdan çıktım. Çantamı ve telefonumu almayı unuttuğumu fark edince geri dönüp onlarıda aldım ve arabaya doğru ilerledim. Mecit bey dedikleri adamı ilk geldiğimde görmüştüm fakat kim olduğunu bilmiyordum, yanına ulaştığımda selam vererek arabaya bindim. 15 dakika içinde okuldaydım, teşekkür ederek arabadan indim.

Bu gün biraz durgun hissediyordum ve Dorukla gezme işi belki biraz düzeltirdi beni. Sahi birde o vardı nası unuttum ki ben? Kim bilir nereye gidecektikte haberim yoktu. Sınıfa yaklaştığımı fark ettiğimde düşüncelerimden sıyrılıp sınıfa girdim. Derin henüz gelmemişti ve Dorukta görünürde yoktu sınıftakilere tebessüm ederek sırama çantamı koyup sınıftan çıktım. Hava almaya ihtiyacım vardı. Bahçeye çıktığımda banklarda göz gezdirdim ve ağaçların yanında olana doğru yürümeye başladım. Hava biraz esiyordu ve o yüzden ceketime biraz daha sarıldım. Oturduğumda etrafı incelemeye başladım, basket sahasında bi kaç kişi vardı ve sanırım son sınıflardı. Henüz çok kişi yoktu etrafta haklılardıda ben erken kalmıştım ve bu gün hızlı davranmıştım, dolayısıyla biraz erken gelmiştim. Yanımda bi hareketlilik olduğunda kafamı o tarafa çevirdim, Cem yüzündeki tebessümle bana bakarak,

"Günaydın yeni kız napıyosun tek başına burda?" Diyince gülümsemesine karşılık verip,

"Biraz hava almaya ihtiyacım vardı da." Diyip önüme döndüm.

"Hava biraz esiyo bence sınıfa çıkmalısın ben gidiyorum gelmek ister misin?"

"Hayır biraz daha hava almak istiyorum çık sen sınıfa derste görüşürüz." Dediğimde peki diyerek yerinden kalktı ve yürümeye başladı. Gözden kaybolana kadar gidişini izledim ve üşüdüğümü fark edince ayaklanmıştım ki kolumdan çekilerek tektar oturtulduğumda irkildim.

Baktığımda Doruk olduğunu fark edince derin bi nefes alarak oturdum. Korkmuştum çünkü dalmıştım ve geldiğini bile fark etmemiştim.

"Optik ne diyor yine" dediğinde "Gözlüğü var diye optik demekten vazgeç." Dedim. "Amaan boşver öğle arasında kaçıyoruz güzellik yüzüne bakılırsa pek tadın yok ama düzelticem ben seni." Yüzündeki gülümsemesiyle konuştuğunda ifadesizce dinlemiştim ve, "Öğle arasında kaçacağımızdan bahsetmemiştin bu arada nereye gidiyoruz?"

"Süpriz hadi şimdi derse gidiyoruuz." Dedi ve ayaklandı beni peşinden çekeleyerek ilerledi.

Öğlen arasına kadar normal bir şekilde ilerledi, yeni öğrenci olduğum için pek kaçmak istemesemde havamda değildim ve bu yüzden gidecektim. Doruk yanıma gelip "Ee hadi gitmiyo muyuz." Dediğinde çantamı toparlayıp ayağa kalktım ve, "Hadi çıkalım." Dedim.

Kapıdan çıktık çünkü Doruk ayarlamıştı tahminimce, kapıdan çıktıktan sonra siyah bi motorun yanına geldiğinde durdu ve kask çıkartıp verdi kafama geçirirken nasıl ehliyeti olduğunu düşündüm ama bu konuları bilmediğim için sustum ve arkasına binip beline kollarımı doladım. Lunaparkın önünde durduğumuzda gözlerimi kocaman açarak baktım, küçüklüğümden beri bayılırdım. Teşekkür eder gibi gözlerine baktığında kolumdan çekeleyerek içeri girdik, hangisine binsem diye düşünürken Doruk biletlerini almıştı.

Sırayla bir çok oyuncağa bindiğimizde moralim gerçekten düzelmişti, annemi kaybettiğimden beri ilk defa doğru düzgün gülüyordum ve ven gülerken Doruk yüzümü inceliyordu. Tüm oyuncaklara binmiştik ve bir tanesine daha binersem miğdemin bozacağına emin olduğum için, " Artık gidebilir miyiz?" Diye sorduğumda beni onayladı ve motora atladık.

Sahil kenarında durduğumuzda kaskımı çıkartıp Doruğa uzattım, yerlerine koyduktan sonra banklara doğru ilerledik. Oturduğumuzda Doruğa dönüp büyük bir gülümseme ile, "Çok teşekkür ederim her şey için." Dedim. "Sen böyle güzel gülmeye devam ediceksen her zaman yapabiliriz ve teşekkür etmene gerek yok." Dedi yüzündeki sırıtışla.

"Biliyor musun, beni yada annemi hiç arayıp sormadı bi anda hayatına dahil olmak zorunda kaldım. İşin kötü kısmıysa ben o adamın karşısında annemi kaybettikten sonra kendimde ona nedenini sorucak cesaret bulamıyorum, beni istemiyo aramıyo sormuyo ve hiç bişey olmamış gibi beni kabul edip sonra ona hiç bişey olmamış gibi davranmamı bekliyo bana sarılmayı denedi ve ben, ben onca zaman ona hep muhtaçtım önceden ama şimdi öyle hissetmek istemiyorum, annnemi çok özlüyorum ve onu istesemde geri getiremiyorum. Ben annem olmadan çok güçsüz hissediyorum ve o olmadan nası yapıcam hiç bilmiyorum." Dedim. Gözlerimi sabitlediğim denizden çevirip Doruğa baktığımda dikkatlice beni dinliyordu. Gözlerimden akan yaşları görünce elini uzatıp sildi,

"Gitmek ister misin?" Diye bi soru yönelttiğinde başımla onu onayladım ve ordan kakıp eve doğru gitmeye başladık.

Gittiğimizde kaskımı çıkartıp ona uzattım ve,

"Tekrardan herşey için teşekkür ederim." Diyerek eve yöneldim.

Doruğun arkamdan 'Kumsal' demesiyle ona döndüm,

"Kendine dikkat et ve fazla üzme yarın görüşürüz."dediğinde gülümsedim ve teşekkür ederek eve girdim. Yorulmuştum iyi bi uykuua ihtiyacım vardı gerçekten çok yorulmuştum.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Uzun bir zaman sonra meraba, yazmayı bırakmayı planlıyordum ama öyle olmadı devam edicem ama bazı degişiklikler yapmaya karar verdim kızın yaşını değiştiriyorum ve normal olarak 11. Sınıfa gidiyor artık. Artık düzenli olarak yazmayı planlıyorum umarım beğenisiniizz iyi okumalar.

ACI GERÇEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin