Arkama bakmadan kaçtığım hayatımdan geriye kalanlar, birer birer döküldü önüme. Toplamak yerine daha da dağıttım. Ve sen bayım, benim en büyük karışıklığımsın.
En çok susuşunu sevdim bayım. Gözlerin çığlık çığlığayken dilin el vermeyince konuşmaya ; susmanı sevdim.
Bir sonbahar akşamı, bilmediğim bir saatte, bilmediğim bir yerde , bilmediğim o şarkıyı mırıldanırken sevdim.
Gecenin koynunda ay ışığıyla bütünleşirken;
belki de sözlerini o şarkının notalarına gizledin, bilemedim.
Sükutundan güç aldım usulca, fark etmedin.
Konuşsan, tüm büyü bozulacaktı sanki ; sustun.
Bir kuşun kanadında, batan güneşın ışınlarında, belki de bir kız çocuğunun yüreğinde sevdim seni.
Sonunu düşünmeden, başını yaşamadan..
Ben, Kızıl Dağören,
Tüm geçmişimle sana sığındım,Ölümün kıyısına...
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMÜN KIYISI
Teen FictionGenç kız başını hüzünle cama doğru çevirdi. Adamın çıplak sırtında yansıyan ay ışığı şimdi kızın dolu gözlerinde parlıyordu. "Senden uzak durmalıyım." diye geçirdi içinden. Yanlış zamanda, yanlış yerdeydi. Bal rengi gözler mavi gözlerle buluştuğunda...