Senin yerin

7 0 0
                                    

Herkese merhaba :) Yeni bölümle karşınızdayım.
Keyifli okumalar dilerim..

"Kızıııl ! Uyan artık."
Gözlerimi araladığımda, son 4 günün rutini haline gelen olayı yaşıyordum.

"Anıl ?"

"Uyan artık Kızılcık ne uykucu çıktın ya!"

Yine Anıl tepemde dikilmiş adımı sayısız kez söylüyor, uyandırmaya çalışıyordu.

"Uyan Kızılcık, kalk Kızılcık, hadi Kızıl-"

Dayanamayıp kalktım yerimden

"Ay ! Sus artık kalktım. Bak uyandım sus yeter."

Gülüp mutfağa geçtiğinde seslenmeyi ihmal etmedi.

"Kahvaltı hazır çayını soğutma Kızılcııık !"

"Saat kaç ?"

"Altı'yı çeyrek geçiyor."
"Cidden beni deli etmek için birine söz mü verdin Anıl ?"
"15 dakika içinde gelmezsen sofrada gördüğüm her şeyi yerim ve sen aç kalırsın."

Tek gözüm kapalı banyoya doğru ilerledim. Geçen seferki gibi Poyraz fiyaskosuna uğramamak için kapıyı çaldım. İçeriden Aslın'ın sesi geldi :

"Girebilirsin."

Banyo kapısını açtığımda Aslın saç kurutma makinesini yerine koyuyordu.

"Günaydın Kızıl." dedi bıkkın gelen sesiyle.

"Sana gün aymamış sanırım." dedim uyanmaya çalışırken.
"Bence ikimize de aymamış." diyip güldüğünde ben de güldüm.

Elleriyle aynanın karşısında saçlarını düzeltirken sıkıntıyla ofladı.

"Baksana ya nasıl kabardılar. Nefret ediyorum şu saçlardan."
İstemsiz aynada kendi saçlarıma gitti gözlerim. Kendiliğinden düzdü.

"Bence kötü duran birşey yok, sana yakışıyor. Hem hiçte kabarmamış." dedim gülümseyerek.

"Ôyle mi dersin ?"

"Tabii, o saçlara sahip olmak için kadınlar ne kadar para döküyor kuaför köşelerinde."

Son bir kez daha aynaya bakıp gülümserken mutlu görünüyordu.

"O zaman ben formalarımı giyeyim."
Seke seke banyodan çıktığında Anıl'a ne kadar çok benzediğini fark ettim. İkisi de neşe dolu, capcanlıydılar.

Banyo kapısını kapatınca ben de işimi görüp çıktım. Bileğimdeki tokayla saçlarımı özensiz toplayıp yatağımı düzelttim.
Poyraz'ın hemen çaprazındaki oda boş olduğu için orayı bana vermişlerdi.
Dolabımın kapağını açıp ne giyeceğime baktım. Yaklaşık iki saatim vardı ve İstanbul trafiğini de hesaba katarsak acele etmeliydim. İlk önce şirkete uğrayacaktım. Öğleden sonra ise okula geçip ders programını almam gerekiyordu. Dolabımdan siyah kot pantolonumu, ve siyah t-shirt'ümü çıkardım. Vakit kaybetmeden üzerimi giydiğimde gri hırkamı ve aynı renk şalımı da üzerime geçip kendime baktım. Yüzüm solgun durduğu için hafif bir makyaj yaptım. Topladığım kızıl saçlarımı da açıp bavuluma ne ara koyduğumu hatırlamadığım maşamla dalga verdiğimde hazırdım. Çantama telefonumu, cüzdanımı ve Poyraz'ın teslim ettiği ev anahtarımı koyup odadan çıktım ve mutfağa geçtim.
Ben hariç herkes sofrada bekliyorlardı.

"Günyadın." dedim tabağıma zeytin koyarken.
"Bekletmek istemedim, kusura bakmayın."
Masadakilerden de birer günaydın selamı geldiğinde keyifle çayımdan bir yudum aldım.
Anıl Aslın'ı dürterken konuştu : "Seni okula ben bırakacağım o yüzden çabuk ol beklemem."

ÖLÜMÜN KIYISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin