Ö N E M L İ ! ! ! ! ! !
Aramız uzundu kabul, ancak bölümümüz de uzundu. Çok kısa bir konuya açıklık getirmek istiyorum. "Okuyan yok ne diye halâ devam ediyorsun hikayeye." diyen arkadaşlarım oluyor. Şu sayfada tek bir okuyucum kalana kadar ben yazacağım. Sinirimi de sevgimi de öfkemi de ben yazarak yaşadığımdan hissiz bir robat olana kadar benim yazmam devam edecek. Rabim nefes verdikçe, kalemimin yettiği, dilimin döndüğü kadarıyla yazacağım.
İkinci bir husus ise "Bir önceki Mavi Tadında Aşk hikayen daha çok okunmuş ve beğenilmişti. Neden sildin ?" deniliyor.
Sevgili arkadaşlar, ben Mavi Tadında Aşk'ı silmedim. 20 bölüm ve yaklaşık 5.000'e yakın votesi olan üstelik yayınlanalı daha bir ay bile olmamış bir hikayeyi neden sileyim ?
Bölüm yayınlamak için girdim ve hikayenin silindiğini gördüm. İnanın bana sinirden oturup ağladım. Ne olursa olsun bir emek söz konusu.
Mert ve Masal aşkını özledik, hikayeyi yeniden yaz diyenleriniz de oluyor. O hikayeyi ikinci yazışım ve ikinci kez silinişi. Ölümün Kıyısı biter bitmez kağıt üzerine dökeceğim MTA , watpadd'de de olacak. Şimdilik bu kadar.Keyifli okumalar dilerim :)
Dudaklarını dudaklarımdan ayırdığında boynuna doladığım ellerimi ellerinin arasına aldı. Halâ yaşadığımın bir rüya olmasından şüphe ediyordum.
El ele az önceki masaya geçerken kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Gözlerimle etrafı taradığımda çoğunluğun bakışları Poyraz'la kenetlenen ellerimizdeydi.
İnci yanımıza telaşlı bir şekilde geldiğinde elimi Poyraz'ın elinden çekip İnci'nin yanına geçtim."Bir sorun mu var ?"
"Senin şu duble gerizekalı arkadaşın oldukça mütevazi (!) bir şekilde beni dansa kaldırdı. Sarışın çocuk Aslın'a birşey söylediği sırada da dansı bırakıp tekme tokat çocuğa girişti. En son üçü birden salondan çıkıp gittiler."
"Ne ? Nasıl ya hangi ara ?!"
Poyraz telefonuyla birini aradıktan sonra İnci'yle arama girdi.
"Ne zaman gittiler ?"
"İki dakika falan."
"Siz eve geçin durmayın burada daha fazla. Ben Anıl'ın yanına gideyim. "
Başımla onayladıktan sonra yüzüme bakmadan salondan çıkıp gitti. Biraz bozulsam da Anıl'ı merak ettiğindendir diyip fazla üstelemedim. Salondan çıkıp kapıdaki taksilerden birine bindik ve Poyraz'ların evinin adresini verip yola koyulduk.
√√√√
Aslın Taş'ın ağzından :
Selim'le oldukça mesafeli bir şekilde dans etmeye çalışıyordum ama dans tango olunca bu pek mümkün olmuyordu.
İlk dans edişimizi hatırladım.
Doğum günümde, ışıklandırılmış sahilde ayaklarımız toprakla bütünleşirken dans etmiştik. Saçlarımda kendi eliyle yaptığı papatyalardan bir taç, gözlerimde sevdiğim adamın gözleri..
Bir zamanlar huzur bulduğum adama şimdi dokunmak bile istemiyordum.Sert bir şekilde beni kendine çektiğinde bedenlerimiz çarpıştı. Sanki bedenime elektrik veriliyormuşcasına titredim o an. Konuşmak için ona bir şans vermiştim. Hiçbir şeyi değiştirmeyecekti ama söyleyeceklerini merak etmiştim.
Belki de ona inanmak istiyordum."Bana böyle uzak durman. Canımı yakıyor."
Gözlerim, gözleri dışında her yerdeydi. Gözlerine bakmak istemiyordum. Eğer bakarsam affederdim çünkü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMÜN KIYISI
Подростковая литератураGenç kız başını hüzünle cama doğru çevirdi. Adamın çıplak sırtında yansıyan ay ışığı şimdi kızın dolu gözlerinde parlıyordu. "Senden uzak durmalıyım." diye geçirdi içinden. Yanlış zamanda, yanlış yerdeydi. Bal rengi gözler mavi gözlerle buluştuğunda...