Keyifli okumalar dilerim.
"Kızılcık, uyan."
Yavaş yavaş gözlerimi araladım. Anıl karşımda durmuş uyanmam için robot gibi aynı cümleyi 383929202. Kez söylüyordu.
"Uyan kızılcık."
Kanepede doğrulup yüzümü ovuşturdum."Sana da günaydın Anıl."
"Kalk pizza yemeye gidiyoruz."
"Saat kaç ki ?" dedim esnerken.
"6'ya çeyrek var. Hadi kalk."Anıl'a şöyle bir baktım ciddi mi diye ama şaka yapar gibi bir hali yoktu.
"Anıl bu saatte ne pizzası ? Daha 3 saat önce 4 dürüm çiğköfte yemedin mi sen ?"
"Ya o benim gece yarısı öğünümdü ama."
"Anıl saçmalama ne olursun uykum var benim biraz uyuyayım lütfen."
Anıl birkaç saniye yüzüme baktıktan sonra ters bir bakış attı."Demek o bol sucuklu, kenarı akışkan peynirli, üzerinde mısır, zeytin ve bol mantarın bulunduğu o güzel pizzayı istemiyorsun ; doğru mu anladım ?"
"Evet doğru anladın şimdi lütfen bırak uyuyayım. "
Arkamı dönüp battaniyeyi üzerime iyice çektim ve gözlerimi kapattım."Eğer şimdi kalkıp benimle pizzacıya pizza yemeye gelmezsen o kızıl saçlarını sen uykudayken keserim."
Dehşetle yerimden kalkıp bileğimdeki tokayla saçlarımı topladım.
"Yapamazsın." dedim pis pis bakarak.
"Valla sen bi gelme de bak yapıyor muyum yapmıyor muyum ?"
Battaniyeyi ayağımla tekmeleyerek ittirdim ve kanepeden kalktım. Anıl sırıtınca yastığı kaptığım gibi suratına fırlattım.
"Hadi üzerini değiştir ben üsttekini uyandırayım."
Bavulumu açarken başımla onayladım ve tekrar Anıl'a baktım.
"Üstteki ?" diyip saf saf bakınca güldü.
"Adını söylememem için kesin talimat var. Kısaca dağınık saç."
Ben de güldüm ve kıyaferlerimi alıp bavulu kapattım. Banyoya geçip üzerimi değiştirdikten sonra Anıl'ın kesmemesi için topladığım saçlarımı açık bırakıp omuzlarımın arkasından geriye doğru attım.
Solgun beyaz tenim uykusuzluktan ve yorgunluktan daha da solmuştu. Banyonun kapısını açıp çıktım."Oğlum sen bela mısın ? Sabahın körü ya , Sabahın körü !"
Anıl ve Dağınık saç merdivenden kavga ede ede iniyorlardı.
"Ya abi pizza aşerdim, olamaz mı yani? Canımız cekti."
Dağınık saç eğilip Anıl'ın kulağına birşeyler söyleyince Anıl dehşetle gözlerini açtı.
"Aman abi ne aşermesi. Hamile kadın mıyım ben tövbe."
Anıl'a gülüp mutfağa geçtim ve su doldurup içtim.
"Günaydın Kızılcık."
"Günaydın Bal göz."
Gözleriyle sorarcasına baktı.
"Dağınık saça ne oldu ?" diye sordu Anıl ; balgöz'ün yerine.
"Dağınık saç duruyor halâ." dedim gülümseyip. Salondaki sehbadan telefonumu alıp arayan var mı diye baktım. Henüz yoktu.
"Kahvaltı vaktiii !" diye bağıran Anıl'a aval aval baktım bir süre. Cidden bu enrjiyi nasıl buluyordu sabah sabah.
Bal göze baktığımda oda Anıl'a bakmakla yetiniyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMÜN KIYISI
Teen FictionGenç kız başını hüzünle cama doğru çevirdi. Adamın çıplak sırtında yansıyan ay ışığı şimdi kızın dolu gözlerinde parlıyordu. "Senden uzak durmalıyım." diye geçirdi içinden. Yanlış zamanda, yanlış yerdeydi. Bal rengi gözler mavi gözlerle buluştuğunda...