Yaren "Doktor sanırım bir şey buldum." diye bağırdı.Elinde siyah kaplı eski görünümlü bir defter vardı. Tam açacaktı ki doktor elinden çekti.
Doktor "Buradaki işimiz bitti gidiyoruz." diye bağırdı ve hızlı adımlarla ofisten çıktı. Çocuklar arkasından öylece bakıyorlardı.Bir süre birbirlerine şaşkın bakışlar attıktan sonra onlarda çıktı ofisten.
Eve geldikleri gibi doktor odasına girmiş , onlarsa öylece salonda oturuyordu.Hepsi huylanmıştı.
Daha fazla dayanamayan Betül "Doktorun bir şey sakladığını düşünen sadece ben değilim. Değil mi?" diye sordu
" Değilsin. Bence gece gizlice odasına girip defteri almayı denemelisin." dedi Sinan alaycı gülüşler yollarken.
Furkan kaşlarını çatmış "Neden Betül?" diye sordu.
Sinan "Çünkü Yaren utancından odaya bile giremez.Girse bile sakarlığından bir şey kırıp uyandırır adamı." diye cevap verdi
Sinan bunları Furkan'a cevap olarak söylemesine rağmen Yaren'e alaycı bir şekilde gülüyordu. Sevgili canlanmış ego yığını yine kızın sinirini bozuyordu. Ne yazık ki Yaren'i ondan başka koruyacak kimse yoktu. " Utangaç değilim ben" ,
Sinan " T-shirtimi birazcık kıvırsam , arkana bakmadan odana kaçarmışsın gibi geliyor. Ama sen bilirsin." diye kesin bir cevap verdi haklıydı hemen gözlerini kapatır arkasına bakmadan kaçardı.
Yaren gözlerini dikmiş Sinan'a bakarken doktor odasından çıktı ve mutfağa girdi. Çocuklarda peşinden yürüdü. O fareli köyün kavalcısı çocuklarda farelerdi adeta.
Mutfak dolabından bir fincan alıp içine kahve koydu sıcak suyu ilave ederken gözüyle yandan çocuklara bakıyordu. Bardağı ağzına kadar doldurduktan sonra arkasına döndü. Gözlerinin altı mosmor saçları ise dağınıktı.Yorgun olduğu konuşmaya esneyerek başlamasından belli olmuştu.
"Yarın yola çıkacağız. Sabah erkenden hepinizin uyanmasını istiyorum. İlk önce bir AVM'ye gidip üstünüze başınıza bir şeyler alacağız . Çizgili pijamalarla kimsenin bizi dikkate alacağını sanmıyorum. Uykunuzu iyi alın çünkü uzun bir süre yatağınız araba koltuğu olacak."
Doktor her zamanki gibi kendinden emin bir şekilde konuşmuş ; her zamanki gibi havalı bir şekilde çıkıp gitmişti .
............
O defterde ne yazdığını düşünmekten gözüne uyku girmiyordu Sinan'ın.Saat gece yarısını geçmişti.
"Furkan uyudun mu?" diye sordu sesi yavaşça karanlık odada yayıldı.
"Hayır"
Sinan derin bir nefes aldı " Defter.." dedi devam edecekti ki Furkan ne diyeceğini anlamıştı.
"O nedenmiş. Görmüyor musun nasıl saklıyor bizden mutlaka bizimle ilgili bir şey var orada." dedi Sinan kızarcasına.
Furkan "Adama biraz saygı göster . Aileni kaybetmek.... onlar için bir şey yapamamak..... Kötüdür. Zordur." dedi utana sıkıla .
Furkan'ın bu cevabı Sinan'ın kafasında bir soru işareti oluşmasına neden olmuştu. " Senin ailen nerede?" diye sordu.
" Kaybettim." konuşmak istediği tonundan belli oluyordu.
Sinan "Nasıl? " diye sorunca Furkan yatakta doğruldu.Derin bir nefes aldı ,Sinan anlatmaya başlayacağını düşünüp yanına gitti.
Furkan " 8 yaşındaydım. Her zaman 21.00 da uyurdum. Annem beni 21.05 de kontrol ederdi.Uyumasam bile uyumuşum gibi yapardım o üzülmesin diye. Bir akşam babamla yemeğe çıktılar.Benimde başımda bakıcım vardı.O gece gelmedi Sinan . Bekledim bekledim gelmedi. Sonra bir ses geldi böyle uzaktan ama bir o kadarda yakından. "Furkan oğlum yardım et bana". Duyar duymaz attım kendimi sokaklara. Annemi bulacağım diye yırtıyorum kendimi ama nereye gittiğimi bile bilmiyorum . "Furkan oğlum" ....."Furkan".. Bir anda kesildi ses. Sonra hastanede açtım gözlerimi. . Bayılmışım ama neden bilmiyorum. Bakıcım başımda . "Annem nerede ? " diye soracağımı bildiği için kaçırıyor gözlerini benden. Soramadım .Sorsam da söyleyemezdi zaten.Kaza yapmışlar." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUDUN
Fiksi UmumHerkes kendi kehanetinin kahinidir. İnsanoğlu tanrıyı kızdırmıştı ve tanrı teker teker hepsini yanına almaya kararlıydı. Halk onu mutlu etmeliydi fakat kimse bunu nasıl başaracağını bilmiyordu. Biri dışında... O ateş kırmızısı kitabında her şeyin ça...