"Uyanın artık kaç senedir uyumuyorsunuz?" diye bağırdı doktor , saatlerdir uyandırmaya çalıştığı çocuklara. İlk uyanan uzun süredir fısıltılar sebebiyle uyuyamayan Yaren olmuştu.
Gözlerini zorla araladığında Furkan'ın kafası kendi omzundaydı, onun kafası ise Betül'ün. Betül'ün kafası ise .. Sahi neredeydi? "Betül'ün kafası yok " dedi korkuyla.
Yavaşça doğrulduğunda Betül'ün camdan sarkıttığı kafasını gördü. Bir an kızın kafasının olmadığını düşünmüştü. Kesinlikle uzun yolculuklar ona göre değildi. Kendi kendine gülerken Betül'ün sinirli bakışlarıyla karşılaştı.
"Çok mu komik? Koca kafan yüzünden sol omzum sağ omzumdan daha aşağıda duruyor" dedi Betül sinirle doğrulurken.
"Sana gülmedim ben aslında.." tam cümlesini bitirecekti ki Betül arabadan indi. Yaren sesli bir nefes verdi ve Furkan'ı uyandırmak için soluna döndü fakat Furkan çoktan inmişti. Tam arabanın boş olduğunu düşünüp kendisi de inecekti ki önde oturan Sinan'ı fark etti.Yavaşça omzunu dürttü. Dürtmesiyle Sinan'ın elini tutması bir olmuştu. Elini o kadar sıkmıştı ki Yaren kemikleri için dua etmeye başlamıştı bile.
Gözgöze geldiklerinde Sinan elini bıraktı. Yaren bir anda ne yapacağını bilemeyip arabadan indi. Korkmuştu.
....
Betül uyanmamışta üstünden kamyon geçmiş gibi hissediyordu. Bir gözü kapalı diğeri ise ondan daha kapalıydı. Önündeki kaldırım taşını görememişti ve kendini yerde bulmuştu . Düşmesi zaten oldukça komikti birde orangutan yavrusu gibi sesler çıkarması durumu daha komik bir hale getirmişti.
Kalkmak için kafasını kaldırdığında uzanan bir el görünce rahat bir nefes almıştı. Yavaşça eli tuttu ve ayağa kalktı. Kalkar kalmaz teşekkür etmek için ağzını açmıştı ki Furkan'ın çoktan arkasına döndüğünü gördü. "Çok yardımsever bir o kadar da ruh bu çocuk " diye geçirdi içinden .
"Daha yavaş yürüyünde kırılmasın yumurtalarınız . Saat öğlene geldi çil yavrusu gibi dökülüyorsunuz. Sizinle işim zor , çok zor." Dedi doktor beyaz eski görünümlü bir evin önünde dururken . Hepsinin yanına gelmesini bekliyordu eve girmek yerine. Bu adam gösterişten resmen zevk duyuyordu.
"Bu ev sizin yeni eviniz artık. Bundan sonra " Ben yapamam" lafını duymayacağım. Ne zaman kendinizden şüphe duysanız "Ben özelim " diyeceksiniz. Birbirinizden başka limana sığınmayacaksınız çünkü yabancı denizler size göre değil." Dedi doktor.
Manidar konuşmadan sonra hepsi eve girdiler. Fakat eve benzer bir yanı yoktu. Her taraf " Buraya uzun zamandır girilmiyor" der gibi tozlanmıştı.
Yaren " İyide bu evi birinin temizlemesi gerek " deyince bütün gözler Betül'le Yaren' e döndü.
"Hiç feministlik taslamak istemem ama bu evi Yaren'le ikimizin tek başına temizleyebileceğini düşünmüyorsunuz değil mi?" dedi Betül sesi bu işten hiç hoşlanmadığını belli ediyordu.
Doktor " Tamam o zaman Yaren siz Sinan'la alışverişe gidin," deyip Sinan'ın eline kredi kartını tutuşturdu.
" Şifresi 5536 .Bizde Betül ve Furkan'la yemek yiyecek yer açalım."dedi herkes görevini anlamıştı
Yaren ile Sinan kapıya yöneldiklerinde Sinan bir anda durdu ve anlamsız bir kahkaha kopardı. Herkes neye güldüğünü anlamak için eliyle gösterdiği yöne baktı.
Sinan Yaren'i göstererek "Yanımda çizgili pijamayla gezemezsin" dedi kahkahalarının arasında.
Yaren utanmıştı hatta kırılmış bile olabilir .Ne yazık ki hiç kıyafet getirmemişti yanında . Betül ıslahevinden çıkarken hazırladığı bir kaç parça kıyafetin içinden Yaren'e siyah bir eşofman altı verdi. "Biraz saf kız ama iyi kız ya" diye geçirdi içinden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUDUN
Genel KurguHerkes kendi kehanetinin kahinidir. İnsanoğlu tanrıyı kızdırmıştı ve tanrı teker teker hepsini yanına almaya kararlıydı. Halk onu mutlu etmeliydi fakat kimse bunu nasıl başaracağını bilmiyordu. Biri dışında... O ateş kırmızısı kitabında her şeyin ça...