Bölüm 8

9.1K 784 31
                                    



Doktorunun verdiği yanıtları sevmişti. Çünkü doktoru yaptığı muayene sonucunda menopoz belirtisinin henüz olmadığını açıklamıştı. Ayrıca arkadaşının okuttuğu yazının bilinen bir uygulama olduğunu ve kendisinin de bu senenin altıncı ayından sonra o yumurtalardan saklamasını önereceğini öğrenmişti.

"Geç kalmış olmayız değil mi?"

"Bir ihtimal annenden daha geç menopoza gireceksin. Bu süre en fazla bir ya da iki yıl olacaktır. O yüzden çok acele etmiyorum. Önünde en azından iki üç senen var."

"Bundan emin misiniz?"

"Emin değilim ama yüksek ihtimal böyle olacaktır."

Çağla, emin olunmayan bir karara bel bağlayamayacağını çok iyi biliyordu. Doktorunun söylediği gibi yaz sonunda yumurtalarının dondurulmasını isteyecekti.

"Peki, bu dondurulan yumurtalardan hamile kalınma ihtimali nedir? Yüksek bir oran mı?"

"Çağla, keşke sana o oranın çok yüksek olduğunu söyleyebilseydim. Biz tedbir olarak senin yumurtalarını dondururuz ama yine de doğal yollarla hamile kalmaya çalışman en doğrusu gibi geliyor bana. Şansını tek bir ihtimale bağlamamalısın."

Çağla, içinde bir şeylerin yine öldüğünü hissetti. Nasıl da rahatlamıştı yazıyı okuyunca. Oysa doktoru açıklıyordu işte.

Ya donmuş yumurta ile tutmazsa?

*****

Şubatın ortasında verdiği kararı uygulamak için neredeyse martın sonuna kadar beklemek zorunda kaldı. Yakup, ilgisini ayakta tutmak için sık sık konser, gala, sergi gibi organizasyonlara davetiye ya da bilet buluyordu. Çağla'nın hayır demesi çok zorlaşıyordu. Yine de hareketleri ile bu ilişkinin olmayacağını anlatmak için tüm gücünü harcıyordu.

Akşam buluşmalarının hiç birinde yemek yememişti. Bu kararımı bari yerine getireyim, diye düşünüyordu. Her buluşmalarında öpüşmekten kaçınmak güçleşiyordu. En sonunda açıkça konuşmaya karar verdi. Yakup sadece arkadaşı olabilirdi. Bir öğlen yemeğinde durumu açıklayacaktı. Biraz heyecanlandığını hissetti. Ya arkadaşlığını da kaybederse? Bunu düşünmeyecekti. Yoksa onu kırmamak için kendisi kırılacaktı.

Lokantaya girdiklerinde Yakup yine konuşmaya başladı. Çağla, kendi gevezeliğinin bu kadar iç bayıltmadığını umdu. Masaya oturduğunda aklındaki acabaların hepsini bir kanara koydu.

"Yakup, sana bir şey söylemem lazım. Böyle baş başa olmamız yanlış anlaşılacak. Bir daha bu şekilde yemeğe çıkmayalım." Neden başladığını açıklayamadığı birine neden bitirdiğini nasıl açıklayacaktı? Böyle saçma sapan bir cümle kurabilirdi ancak.

"Anlayamadım?"

'Sen anlamadın değil, ben anlatamadım. Ne anlatacaktım ki? Seni denediğimi mi? Olursa olacak olmazsa tekmeyi vuracağımı mı?'  Çağla, düşünceleri sanki duyulacakmış gibi hemen konuşmaya başladı.

"Yani, şirkette başka arkadaşlarım da var. Seninle baş başa yemeğe falan çıkınca onlara ayıp oluyor. Sanki onlarla görüşmeyi istemiyormuşum gibi. Artık bunu yapmayacağım."

"Anlıyorum."

'Nah anlıyorsun. Anlasaydın şu an masada oturuyor olmazdın. Ardına bile bakmadan kaçar, bir daha şirkette de beni görmezdin' Çağla iç sesini susturamıyordu.

"Teşekkür ederim. Hadi yiyelim."

Rahatlamış Çağla, kıtlıktan çıkmış gibi yemeye başlamıştı. Yakup ise yüzündeki hayal kırıklığını gizlemeye gerek duymadan yemeği ile oynuyordu.

Doğru Erkek Nasıl Bulunur?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin