Her şeyi uygulayan ikili sadece iki maddeye uyamıyordu. Aralıklı birleşme ve bel altına konan yastık... yumurtlama günleri yaklaşırken Tayfun buna bir çözüm bulması gerektiğini düşündü. Söylese nasıl davranacağını bilmiyordu. En iyisi başka bir yol bulmaktı.
Çağla da ikinci yumurtlama günlerini heyecanla bekliyordu. Aslında dayanabilse bir hafta kadar seks yapmadan duracaktı ama zor geliyordu. Söyleyemiyordu da. Yanlış anlamasından korkuyordu. Ne yapacağını bilemiyordu.
Tayfun, amcasının gideceği bir iş gezisini kendi gitmeye karar vermişti. Böylece doktorun verdiği listeden bir maddeye zorla da olsa uymuş olacaklardı. Süleyman Bey şaşırsa da bir şey söylemedi. Tayfun karısına söylediğinde Çağla çok üzülmüştü. Üç günlük bir geziydi üstelik. Bir gün önceden yola çıkılacaktı. Böylece dört gece ayrı kalacaklardı.
Çağla, bu ayrılığın iyi tarafını düşünmeye çalışıyordu. Birkaç atımlık barutları vardı. O nedenle sevişmeye ara vermeleri belki de çok iyi olacaktı. Elbette bunu Tayfun'a söyleyemezdi. Kocası geri dönene kadar nasıl vakit geçireceğini düşünmeye çalıştı. Sanki tüm hayatı Tayfun ile geçmiş, onsuz bir şey yapamazmış gibi geliyordu. Kendini toparlayarak işine döndü. Olayların iyi tarafını görmek gerekiyor, diye düşündü.
Tayfun bir gün sonra yola çıktı. Çağla, önceki iş gezilerinde hep kendisi de olduğu için bu ayrılığı çok zor kabullendi. Sanki uzun bir ayrılıkmış gibi üzülüyordu. Kendine verdiği telkinler bile işe yaramıyordu. Boş eve girmek çok sıkıcıydı. En iyisi kızları toparlamak diye düşünüp hepsini aradı. Tayfun otele ulaştığını haber verene kadar içindeki sıkıntıyı atamamıştı. Nihayet biraz rahat nefes alabilecekti.
*****
Akşam saatlerinde hepsi Çaglanın evinde bir araya gelmişti. Saat daha sekiz olmadan kızlar karınlarını doyurmuş balkonda güneşin batışını izlemeye başlamışlardı. Yaz sonlarına gelindiği için biraz daha erken batan güneşin kızıllığına karşı hepsi romanıtik düşüncelere dalıp sevgililerini ve eşlerini arayıp konuşmaya başlamıştı. Kızlar erkeklerle neşeli konuşmalar yaparken Çağla suskundu. Daha yeni aramış konuşmuş olmasa hemen arayacaktı. Çok özlemişti.
Saat dokuz olduğunda kapı çaldı. Tüm kızlar orada olduğu için Çağla kimin geldiğini bilmeden kapıya gitti. Kapıda elinde çok güzel bir çiçek demeti ile bekleyen genç bir delikanlı vardı. Çiçekçi imzayı alıp hemen ayrılmıştı.
Çağla, Tayfun'dan geldiğini anladığı çiçekleri göğsüne bastırarak içeri girdi. Nihayet yüzü gülmeye başlamıştı. Kızların dalga geçmesine aldırmadan çiçekleri yeniden koklayarak göğsüne bastırdı. Nihayet üstündeki kartı okumayı akıl etti. Tayfun'un imzasını taşıyan kartta;
Dünyanın yedi harikası duygular olsaydı, benim için;
1. Seni görmek
2. Sesini duymak
3. Sana dokunmak
4. Senin tadına varmak
5. Seni hissetmek
6. Seninle gülmek
7. İse... Seni Sevmek olurdu... yazıyordu.
Çağla okudukları karşısında gözyaşlarını tutamadı. Kızlar ne yazdığını sorsa da söylemeden kartı yatak odasına götürüp başucuna koydu. Bu adamı seviyordu...
Gecenin kalanında yine suskundu Çağla... Ama bu kez tamamen farklı nedenlerle! Aklı kocasında kalmıştı. Onun yaptığı jestin yarattığı duygu karmaşası çok büyüktü. Aşkı depreşince kızların ayrılmasını bekleyemedi. Telefonunu alıp yatak odasına girdi. Açılan telefona ilk söylediği "Sana aşığım bir tanem." Oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğru Erkek Nasıl Bulunur?
RomanceHangi erkeği seçecek? Çağla, hayatının en zor seçimini yapıyor. Bize de kararında yardımcı olmak düşüyor.