Tatilin kalan günleri benzer geçmiş, Çağla ile Tayfun buldukları her fırsatta baş başa vakit geçirmişti. Aynı şekilde Doğan da Elif ile buldukları fırsatları değerlendiriyordu. Bir haftanın sonuna gelindiğinde tatilin bitiş hüznü çöktü herkese. İstanbul'da da bir arada olacak grup yine de tatilin bitmesinden hoşnut değildi.
Tayfun yüzü asılmış olan Çağla'ya "Yakında bir de balayı yapacağız tatlım. Neden yüzünü asıyorsun bu kadar?" diye sordu. "Yüzümü asıyorum çünkü burada istediğim her an sana sarılıyor, öpüyordum artık bitti bu rahatlık."
"Sabırlı ol. En fazla bir buçuk ay sonra sabah akşam öpeceksin beni."
"Sen beni öpmeyecek misin? Hep ben mi öpeceğim?"
"Öpmez miyim? O dudakların tadına biraz bakmazsam tüm dengem bozuluyor."
"Tayfun, çok işimiz var. Aslında tatilin bitmesine bir yandan da seviniyorum. Böylece bir an önce evlilik hazırlıklarına başlayacağız."
"Ben de seviniyorum. Artık evlenelim."
"Çok içten söyledin."
"Çünkü çok istiyorum."
"Evlenmeyi mi?"
"Seni..."
"Terbiyesiz..."
"Gerçekçi ve dürüst bence..."
"Bu da kabulüm. Düğüne kadar beklemek güç ama ödül gibi düşünsen belki tahammül sınırın yükselir."
"Sen benim en büyük ödülümsün. Düğün gecesi bunun sadece kreması olacak tatlım."
"Şimdi bu ödül valiz toplayacak. Hadi görüşürüz canım. Sana yardım lazım mı?"
"Hayır. Sen toparlan yeter. Benim zaten yarısı akşamdan toplanmıştı. Şimdi de kalanları atacağım valize. Sonra ver elini havaalanı."
Kiralık araca binemeyen Elif ile Doğan taksi ile geldi havaalanına. Valizlerin bir kısmını da onların bindiği arabaya verdiler.
Aracın iadesini yapan Tayfun babaannesinin check-in işlemlerini yaptığı bankoya geldi. Alan çok kalabalıktı. Tatilden dönenlerin tenleri bronz ama yüzleri asıktı.
Çağla sabahki konuşmayı anımsayıp Tayfun'un kendisine bakan gözlerine dikti gözlerini. "Bu dönüşü çekilir kılan tek şey sensin biliyorsun değil mi?"
"Bilmez miyim? Benimle yarın iş başı yapacaksın, ben sana bir sürü iş vereceğim, sen onları yaparken tatilin t si bile kalmayacak. Yeniden tatil ister hale geleceksin... İşte o zaman ben sana yeni bir tatil ayarlayacağım. Ama o tatilde dinleneceğini sanma."
"Neden dinlenemiyorum?"
"Çünkü tatlım, bebek imal etmemiz gerekiyor."
"Bebek mi imal edeceğiz? Sen beni montaj fabrikası mı sandın?"
"Fark var mı? Bendeki bir ham madde ile sendeki bir ham madde bir araya geldiğinde bebek üretebiliyorsak, ikimiz de ham madde üreten fabrikalarız. Senin bir farkın var. Sen ana maddeyi de üretebiliyorsun."
"Ay inanmıyorum. Bu çok doğru bir tespit. Ama yine de bunu ikimizden başka kimse duymasın. Bebeğini fabrikada imal etmeye kalkan çift olarak tarihe geçmeyelim."
"Çocuklarını çok seven çift olarak geçeriz tarihe."
Çağla cümledeki çoğul ifadeye takılmak istemedi. Canını sıkmayacaktı. Tayfun'un art niyetle söylemediğinden emindi.
"İnşallah canım. Hadi işlemleri yaptıralım."
*****
Pazar akşamı eve dönen Çağla annesi ile babasına tatilde olanları, bazı sahneleri atlayarak anlattı. Afife hanımın orada olması tüm sorunları yok ettiği için konu bile edilmemişte Tayfun'un varlığı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğru Erkek Nasıl Bulunur?
RomanceHangi erkeği seçecek? Çağla, hayatının en zor seçimini yapıyor. Bize de kararında yardımcı olmak düşüyor.