Bölüm 32

9.4K 793 39
                                    

Çağla, odasına hızlı adımlarla yürüdü. Yanında getirdiği yerlere kadar uzanan beli ve basen kısmı üstüne oturan, ayak bileklerine kadar kloş inen saks mavi eteğini, üstüne de beyaz atletini giydi. Saçlarını tepesinden aşağı uzanan atkuyruğu ile toplayıp ensesinin açılmasını sağladı. Makyajını silip yeniden yaptı. Zaten ruju hiç kalmamıştı. Eteğinin renginde bir kalem ile gözlerinin üstüne çok kalın olmayan çizgiler çekti. Pembe rujunu da sürüp makyajını tamamladı. Henüz bronzlaşmasa da hafif bir renk almıştı yüzü. Allık kullanmayacaktı. Erkeklerin az makyajı tercih ettiklerini öğrendiğinden beri böyle yapıyordu makyajını.

Tayfun'a telefon açıp hazır olduğunu bildirdi. O da hazır olduğunu söyleyince hemen odasından çıktı. Kapının önünde bekliyordu Tayfun. Şaşkın gözlerle bakıyordu Çağla'ya. "Çok güzelsin. Hep güzelsin ama şu an çok daha güzelsin. Bu renk sana çok yakışmış."

"Teşekkür ederim."

"Hadi inelim. Yoksa seni odaya geri sokacağım."

"Sokamazsın"

"Bana direnecek misin?"

"Elbette. Şu an hiç şansın yok. Gidiyorum ben."

"O niye? Ne oldu?"

"Bir şey olmadı şaşkın. Açım aç."

"Oh demek ki miden benden önemli."

Asansörün lokanta katını belirten düğmesine bastıktan sonra yine Tayfun'a döndü. "Elbette. Aç olunca huysuz oluyorum. Benim huysuz halim hiç çekilmez."

"Çekilir. Senin her halin çekilir."

"Bunu da listeme ekleyeceğim."

"O liste devam ediyor mu?" Sesi sertti.

"Etmiyordu ama bunu yazmam şart. Huysuz halimi çeken bir erkek olmalı..."

Tayfun, Çağla'nın eteğinin modelinden iyice belirginleşen ince beline sarılıp kendine yasladı. "Bak tatlım oraya yeni bir madde yazacaksın. O madde de 'benim için tek erkek var doğru olan, o da Tayfun' diyeceksin. Anlaştık mı?"

Çağla odadan çıkarken yaptığı gibi çenesine öpücüğün bıraktıktan sonra yanıtladı "Anlaştık. Zaten başkası olamaz. Mümkün değil."

"Sen yine de yaz."

Çağla gülerek başını salladı. Yemek salonuna girdiklerinde Caner'i aradılar. Ortalıkta gözükmüyordu. İkisi cam kenarındaki bir masaya geçerek karşılıklı oturdular.

"Benim karşıma oturmadığın günlerin acısını çıkartmam lazım."

"Nedeni bilinmez ama bir zamanlar patronunun karşısına oturmaktan çekinen bir personeliniz vardı. Bilinçaltında patronuna aşık ama bilinçsizce bunu inkar eden bir personelmiş."

"Arabada arkada oturmaya devam et ama!"

"Neden? Beni rahat göresin diye mi?"

"Evet canım. Aynadan seni seyretmek çok güzel."

"Yola da bakacaksın ama. Yoksa kaza yaparız."

"Arada yola da bakarım." Gülümsüyordu. Çağla da gülümsedi.

Kısa süre sonra Caner'de onlara katıldı. Bolca işten konuşarak, buldukları her fırsatta birbirlerini süzerek ve gülümseyerek geçen akşam yemeği uzun sürdü. Birer kadeh içki ile konuşmaya devam ettiler. Yemek salonu boşaldığında üçlü hala masadaydı. Caner, ikisine baktı.

"Ben erken ayrılsam? Havuz yordu sanırım. Uykum geldi."

Tayfun, onun ikisine bakışından bir şeylerden şüphelendiğini anladı. Caner bakışlarını kaçırmaya çalışıyordu. En ağzı sıkı personeli Caner idi.

Doğru Erkek Nasıl Bulunur?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin