1.BÖLÜM:"SESSİZLİK"

285 24 20
                                    

Arkadaşlar wattpad de yeniyim.   Avcı'yı yazmaya daha yeni başladım. Hatalarım olabilir. Hatalarimi yorum aracılığıyla bana iletirseniz sevinirim.
Bu kitap hakkında düşüncelerinizi söylerseniz çok mutlu olurum. ona göre devam edeceğim

Kayıp...Hissettiğim tek şey buydu. Kayıp gibiydim ve daha da kaybolmak istiyordum. Annem baharıda yazıda kendisiyle götürmüştü. Beni tek başıma babamla bırakıp cennete gitmişti...belkide karanlığa.
Kendimi berbat hissediyordum. Bir insanın yalnızlığı anca bu kadar yorucu ve sıkıcı olabilirdi. Annemin trajik vefatı üzerine yeterince çökmemişim gibi birde babam bursada ki sakin hayatımızı terk edip İzmire taşınmamizi sağladı.
Ben ve babam...Evet artık sadece ben ve babam vardık. Her ne kadar yalnızlığımı sevsemde Annemin gidişi beni mahfetmisti.
"Tatlım yerleşebildinmi?" diyerek beni düşüncelerimden ayıran babama baktım. Yaklaşık iki saattir bu odanın boş duvarına bakıyordum. Ne yapabilirdimki? Bıkmıştım kendimden.
"Ben...biraz hava alsam iyi olacak" diyip bu kasvetli yerden dışarı attım kendimi. Bu sokaklar o kadar dar geliyordu ki bana. Biri başıma poşet geçirse bile bu şekilde hissedemezdim her halde.
Neyseki evimiz sahil kenarına yakındı. Bende kumların üzerine oturup biraz meditasyon yapacak zaman buldum. Gözlerimi kapatıp düzgün ritimlerle nefes almaya başladım. Bu sessizlik...beni rahatlatiyordu. Bir anlığına beni bu dünyadan uzaklaştırıyordu. Uzun zaman önce, ben daha psişik denilen bu saçma duru duyu yeteneğimi farketmeden önce, salak gibi etrafımdakilere kendimi anlatmaya çalışıyordum. Bu sebeple annem ve babam beni psikolog'a bile götürdüler. Yetmedi deli hastanesine bile kapatıldım. Tanrım, çok zor zamanlardı. Bu sikik hayatın aminakoyim. Rahat bırakmayacaklarını anladığımda onlara bu duru duyu yeteneğimden bahsetmeye ve sürekli bir şeyleri duyduğuma dair konuşmaya bir son verdim. Anlamıyorlardı.
"paranı daha sonra verecegim. Şimdi rahat bırak beni"
"oyalayıp duruyorsun beni. Ya şimdi paramı verirsin yada olacaklara karismam" işte yine o sesler. Bu sesler beni deli ediyordu. Kendimi delirecek gibi hissediyordum. Nerede ne duyacağıma ben karar veremiyordum. Şimdiyse oturup çömez gibi iki kişinin konuşmasını dinliyordum. Kim bilir kimleri dinliyordum. Fazla uzakta olamazlar diye düşünüp etrafına bakınırken onlar konuşmaya devam ediyordu.
"daha öncede böyle söyledin. İki ay beş kuruş görmedik senden!" diye sertçe söylenmeye başladı erkek olan. Kadın daha sakindi.
"hadi ama tayfun. Bilmiyormusun beni
Ödeyeceğim dediysem ödeyeceğim."
Etrafta göz gezdirirken barın önünde konuşan ikiliye gözüm takıldı. Biraz sonra sesleri kesildi. Zaten kızda bir kaç dakika sonra arkasına dönüp yürümeye başladı. Siyah giysilerinin içinde o kadar fit-daha çok, zayıf- duruyordu ki. Her ne kadar kırılgan dursada. Sert yüzü ve makyajıyla tam bir belalı gibi duruyordu. Elindeki sigarasida bana destek verir gibi elindeydi.
"bu gece işini bitiriyorum. Ondan da bıktım saçmalıklarındanda" diye tekrar duyduğum az önceki erkek sesi, kızdan gözlerimi alıp ona bakmami sağladı. Az önceki yerinde durup telefonla konuşuyordu..
"sen mi halledersin, yoksa ben birilerini gondereyimmi?"diye sertçe söyledikten sonra tekrar karşı tarafı dinledi.
"bu gece duru ölecek. Başka çaresi yok. Polise gitmekle tehdit ediyor" diyip karşı tarafı dinlerken bende şaşkınlıkla denize bakıp onu dinliyordum. Zaten uzaktaydı ve beni fark edemezdi ama tedirgin olmuştum.
"yılan başı küçükken kesilmeliki büyümesin" diye devam ederken, biliyordum ki yılandan kasdettigi duruydu ve onu öldüreceklerdi!
Ya ona yardım etmeliydim. Yada bırakıp vicdanimla savasmaliydim. Aslında biliyordum ki kafamdaki bu sesler beni rahat birakmayacakti.
Kalkıp manyak gibi o kızın peşinden gitmeye başladım. Koşmaya başladım. Yolun karşı tarafında onu gördüğümde. Cesaretim kırıldı ve durdum ne diyecektim ki? Seni öldürecekler mi? Ne diyebilirdim? Koca bir 'hiçbirsey'..geri dönmeye karar verip arkami döndüğümde, kafamın içindeki sürtük sesler beni tekrar onun peşinden gitmeye zorladı. karşıya geçip. Ona yaklaşmaya başladım. "Duru bekle!" diye seslenmeye başladım. Mantıklı bir fikirdir bu. Hem o kız duru değilse durmaz diye düşünüp duyduklarımı garantiye aldım. Durmaması için ve onun duru olmaması için dua ediyor hemde arkasından gidiyordum. Biliyordum ki eğer o duru ise, ben de kendimi onun için belanın içine atacaktim. Bu manyakcaydi kız resmen bela korkuyordu ama ikinci seslenişte durup bana döndü. Siktir!
Bıkkın bir şekilde bana bakıp "ne var?" dedi. Ne var... Evet ne var. Nasıl anlatacaktım?
"seni öldürecekler " diye giriş yaptım konuşmaya. Bana kaşlarını çatıp baktı. Sigarasından bir nefes çektikten sonra "kim oldurecekmis beni" diye dalga geçer gibi sordu. Hadi bakalım Azra hanım anlat anlatabilirsen...

AVCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin