Kurt Kafe'si-2-

92 7 1
                                    

Sarışın,yeşil gözlü,minyon tipli bir kız olarak dünyaya gelmek benim suçum değildi.Eğer sizinde Melih gibi uyuz ikiziniz varsa bu durumla dalga geçecek kulplar bulurdu.Kendisi bir bina kadar uzun olduğundan ya da yakışıklı olduğundan onunla dalga geçmek mümkün değildi.O mükemmeldi.Ya da bana öyle geliyordu sonuçta o benim ikizimdi.

"Saçlarını açık bırakma Merih hava çok sıcak."dedi Melih ben saçlarımı tararken.

"Tamam da benim hemen çıkmam lazım ona göre bugün Şule'nin çalıştığı eve gideceğim biliyorsun onun yerine 1 hafta kadar ben gideceğim."dedim çantamı hazırlamaya çalışırken bir yandan da çoraplarımı giymeye çalışıyordum.Melih ise yatakta oturmuş çırpınışlarımı izliyor ve eğleniyordu.

"Güzelim bu elbise biraz kısa değil mi?"dedi uyuz sesiyle.Ona her zaman ki bayık(seme(i)) bakışlarımı atıp "Saçmalama Melih her zaman ki elbiselerimden biri işte abartma"dedim.Oturduğu yerden kalkıp eteğimi aşağı çekiştirmeye çalıştı."Ayy gerçekten yeter Melih git sen sevgilinle ilgilen bana sarmaktan vazgeç."dedim onunla eğlenen sesimle."Ben anlamam seni ben bırakacağım sonra da okula geçerim.Anlaştık mı?" Ona daha fazla laf yetiştiremeyeceğim için dolabımın alt bölmesinde krem rengi converselerimi alıp tek elimle onları tutarken parfümümü de sıkıp aşağı inmeye başladım.Ayakkabılarımı giyip Melih'in arabayı garajdan çıkarmasını beklemeye başladım.Çok zamanımı almadan çıkarmış yola çıkmıştık bile.Arabada ellerime krem sürmeye çalışırken telefonumun zil sesini duyup hemen çantamdan çıkarmaya çalıştım.

"Annemmm! Nabersin yahu??" dedim yüksek ve neşeli çıkan sesimle.O da anında sevincime ortak oldu ve "İyiyim yavrum nasıl olayım siz nasılsınız?" dedi özlem dolu sesiyle.Melih de direksiyonu tek eliyle kontrol etmeye çalışıp yine her zaman ki uyuzluğunu yapmaya başlayıp telefonu elimden almaya çalışıyordu.Bu hareketi küçüklüğümüzden beri yapardı kışkanç.Bir yandan onu engellemeye çalışıp bir yandan da anneme cevap vermeye çalışıyordum.En sonunda eline vurup önüne dönmesini söyledikten sonra

"Anne Allah aşkına bu senin oğlun hiç büyümeyecek.Kaza yapacağız onun yüzünden seninle konuşmak için direksiyonu bırakıyor haberin olsun."dedim Melih'i ispiyonlayarak.Melih ise "Anneee saçmalıyor tabi ki de öyle değil ben ona bana vermesini söyledim ama vermedi ben de yalnızca onu dürttüm."diye kulağımın dibinde bağırdı.Annem ise ona kızıp tekrar bizi ne kadar özlediğini dile getirdikten sonra vedalaşıp kapattık.Eve yaklaşırken Melih'e nerelere girmesini söylüyordum.

Sonunda eve vardığımızda Melih yanağını uzatarak rutinlerimizden birini tekrarlamamızı sağladı.Yanağına sulu bir öpücük bıraktıktan sonra kendisi de bana aynısı yaptı ve arabadan indim.Evin kapısını çalmadan Melih'e el sallamayı da unutmadım. Kapıyı yaışıklı bir adam açtı kucağında da Tuğra vardı."Siz Şule Hanım'ın yerine gelecek olan bayansınız sanırım"dedi "Evet Şule'nin yerine gedim.Ben Merih siz de galiba Tuğra'nın babasısınız?"dedim meraklı sesimle çünkü adam baba olmak için genç duruyordu. "Memnun oldum Merih.Ben de Ömer evet Tuğra'nın babasıyım.Geç içeri annesiyle de tanışın zaten annem birazdan burada olur." dediği gibi dün geldiğim salona geçip oturdum ve minik Tuğra'nın annesini beklemeye başladım.Ömer Bey de galiba onu çağırmaya gitmişti.Bir süre sonra içeriye orta boylu güzel bir kadın girdi kucağında ki Tuğra annesinin saçlarını çekiştirip etrafa gülücükler saçıyordu."Merhaba Merih hoş geldin."dedi heyecanlı sesiyle acelesi varmış gibi davranıyor ve hızlı hareket ediyordu."Hoş buldum." "Ben Feyza ufaklığın annesiyim.Şule haber verdiğinde çok üzüldüm annesi iyimiymiş?"dedi ilgili sesiyle.Ona gerekli açıklamaları yapıp tanıştıktan sonra "Tatlım bizim bir arkadaşımızın düğününe gitmemiz gerekiyor Tuğra sana emanet zaten annem de şimdi gelir."dedi ve samimi bir şekilde bir şey söylememe izin vermen bana sarıldı ve kucağıma bıraktığı Tuğra'ya kocaman bir öpücük vedikten sonra topuklu ayakkabılarının üzerinde koşmaya çalışarak uzaklaştı.Annesinin gitmesine üzülen Tuğra ağladı ağlayacaktı onu sakinleştirmek için kucağımda zıplatmaya başladım daha sonra gülücükleriyle beraber tükürükler saçıp kucağımda kıpırdanmaya başlayınca bir an ne yapacağımı bilemedim fazla aktif bir çocuktu belli ki.Bu sırada Tuğra'nın annesi evin kapısına koşturup bir yandan da sesini duyurabilmek için içeriye doğru bağırıyordu. "Merih'cim rahatına bak.Biz gidiyoruz."

Kurt Kafe'siHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin