Kurt Kafe'si-9-

50 5 0
                                    

"Aç bakalım ağzını Tuğra, bak sen yemezsen ben yerim."dedim en şirin sesimle.Şuan mutlu olmamı sağlayan karşımda örümceğinde oturmuş,garip sesler çıkaran ve güldüğünde onu olduğundan da sevimli göstereniki yanağında da beliren gamzeli  bu yumurcaktı.O kadar sevimliydi ki dün gece yaşadığım trajik olayı bile unutmamı sağlayabiliyordu.Dün gece Emre ile uzun sayılabilecek bir süre öpüşmüştük.Evet bu olayı düşünürken kızarmama ve o an ki savunmasızlığıma küfürler yağdırıyordum.Daha sonra ne mi olmuştu? Emre güçlü bir adamdı eğer sarhoş olmasaydı onu itemezdim ve olay daha da kötü yerlere gidebilirdi.Ama onu itip üstüne bir de tokadı suratına geçirip kimseye bir şey demeden bardan çıkıp eve gitmiştim.Yolda uzun bir süre kendime gelememiş ilk önce aptal gibi sırıtıp daha sonra da ağlamıştım.Aslında öpüşü içimde ki duyguların daha da canlanmasına adeta yerlerinde tepinmelerine sebep olmuştu.Sonra da düşünüp beni çok savunmasız bırakıp,zorla yaptığı da aklımdan çıkmadığı için oturup saatlerce düşünüp,ağlamıştım.Allah'tan Melih o akşam Alparslan'da kalacaktı.Yoksa bir de ona açıklamam gereken olaylar ve gürültü,patırtı.Uzun bir süre ağladıktan sonra uykuya dalmışım ve sabah telefonumun iğrenç zil sesiyle kalkmıştım.Feyza ablanın aradığını gördüğümde ise birden doğrulmuştum.Ve işte şimdi bu küçük tatlı yaramaz ile beraber yemek yemeye çalışıyorduk.

Feyza abla çıkarken Emre'nin evde olmadığını da söylemişti  en azından bir de onunla karşılaşmayacaktım zaten ne düşündüm de hemen buraya geldim anlamamıştım.

Tuğrayla çok çok oynayıp beraberce güldük.Ardından küçük  yaramazın uykusu geldi.Onu uyuttuktan sonra aşağıya inip Melih'i aradım.Onunla da yaklaşık 40 dk konuştuktan sonra kapatıp televizyon izlemeye başladım.Feyza abla akşam geleceğini söylediğinden akşama kadar buradaydım.İnşallah Emre belası gelmezdi de onunla karşılaşmak zorunda kalmazdım.Diye düşünürken kapı sesi duydum.Ahh hadi ama Merih ne düşündüğüne dikkat etmeliydin!! İnşallah salona gelmezdi.Televizyonun sesini tamamen kapatıp koltuğa iyice sindim.Ayak sesleri duymuyordum.Sonra ne yaptığıma baktım ve kendime kızdım ne olacaktı? İki yetişkin insan gibi aramızda ki bu olayı halledecektik neydi bu çocukca hareketler Allah aşkına? Kendine gel Merih diye azarladım kendimi.Zaten Emre bey de salona gelmemişti.


-Emre Barlas Kurtbey-

Evin anahtarlarını cebimde bulamayınca nerede olduklarını düşünmeye çalıştım.Ahh hadi ama başım deli gibi ağrıyordu.Şerefsiz Doğukan nasıl Merih'in gitmesine izin verirdi.Kendimi asla kötü hissetmemiştim çünkü bu öpüşme er ya da geç gerçekleşecekti ha sarhoşken ha ayıkken.Onu ne kadar arzuladığımı ve aramızda oluşan garip çekimi daha önceden fark etmiş olmalıydı.Ayrıca kendisi de bana az da olsa karşılık vermişti ve verdiği karşılıktan sonra asla durmamı beklememeliydi.Kapının önündeki çılgın arayışım ve dün geceye dair değerlendirmelerimin arasından anahtarları arabada unuttuğumu anladım.Geri dönüp anahtarlarımı aldım ve güç bela kapıyı açtım.

Salondan televizyon sesi geldiğine göre Meral sultan bugün de küçük sıpayla ilgilenecekti anlaşılan.Düşüncelerimin arasından salona girdim,televizyonun sesi kısılmıştı ve koltukta da bir karartı vardı.Hadi canım ! Merih miydi o? Saçmalama lan! hala sarhoş muyum acaba diye düşünmedim değil.Bugün de eğlenecektim anlaşılan.Galiba Merih gelenin ben olduğumu anlamıştı ve top haline gelmiş koltukta saklanmaya çalışıyordu.Üzerinde kırmızı çiçekli elbisesi açılmıştı.Tamam sakin olmalıydım kızın üzerine atlayacak değildim ya? Ya da belki atlardım? Tamam yeter bu kadar minik ceylanımla duş alıp temizlendikten sonra karşılaşmayı planlıyordum.

Odama çıkıp bir çırpıda soyunduktan sonra duş alıp çıktım.Üzerime dolabımdan rastgele bulduğum gri tişörtü hemen vücuduma geçirdim altıma bir kapri giyip saçlarımı kurutmadan aşağıya inmeye başladım.Sabırsızlanıyordum.Aşağıya indiğimde kimse yoktu nolur gitmemiş olsun?

Tuvalete, salona ve mutfağa baktım anlaşılan güzel dadımız Merih Tuğra'nın yanındaydı.Sessiz adımlarla üst kata çımaya başladım.Heyecanlıydım.Belki onu bugün yine öperdim.Düşüncesi bile içimdeki erkeksi dürtüleri harekete geçiriyordu.Ya da belki daha fazlasını.. Düşlerimin gittiği yön iyi değildi.Tuğra'nın kapısına yaklaştığım sırada Merih de sessiz olamaya özen gösterdiği adımlarla yavaşça kapıyı kapmaya çalıştı.Şuan da çok seksi görünüyordu.Biraz oyundan ikimize de zarar gelmezdi.Sessizce arkasından yaklaşıp onu kapı ile kendi arama alacak şekilde durdum.Kapıyı tam kapatıp arkasına dönmüştü ki çığlık atmaya hazırlandığını fark edip elimle dudaklarının üstünü örttüm.Dudaklarını örtmem gereken organım elim değil dudaklarım olmalıydı kahretsin!Korkuyla açtığı gözlerine baktım kıs bir süre ne kadar da güzeldi.Daha sonra çırpındı ancak şuan da çok yakındık.Bravo kendime  işkence etmeye bayılıyordum.Bir süre daha bakıştıktan sonra elimi dudaklarından çektim.

"Ne yaptığını zannediyorsun sen?" diye hemen fısıltıyla bağırdı.Sanırım oyunumuzun uzun sürmesini istiyorsam onu kızdırmalıydım.

"Ne yapıyormuşum?"diye soludum suratına karşı alayla.Derin bir nefes aldı.Benden etkileniyordu bunu biliyordum ve bugün dün geceden beri bir kez daha olmasını hayal ettiğim mevzuyu gerçekleştirecektim.

"Uzak dur benden seni öküz"dedi sinirle ama beni itmiyordu.Bu iyiydi.Ona biraz daha sokulup sırtının kapıya tamamen yapışmasını sağladım.Gözleri irileşti itiraz edecek sandım ama etmedi sanırım vücudunu heyecan dalgası sarmıştı.Bende de aynı durum söz konusuydu.

"Durmazsam ne olur ?"dedim zaten boğuklaşmış olan sesimle ardından gözlerimi dün gece uzun bir süre öptüğüm muhteşem dudaklarına indirdim.

"Çe--çekil önümden geçmek istiyorum"dedi beni hafif iterek.Dün gece ki gibi kaçıp gidebileceğini düşünüyorsa çok yanılıyordu.

"Dün gece ......" diye söze başladığımda bir kaplan edasıyla araya daldı "Dün gece tam bir hayvan gibi davrandın.Ayrıca sarhoştun.Ya--yani kendinde değildin o yüzden hiç yaşanmamış sayacağım.Şimdi uzaklaş."dedi bir an sesinin kontrolünü kaybedecek zannettim ama sonunda yine dişlerinin arasından konuşmuştu.

"Bak güzelim şunu belirtmeliyim ki ben sarhoş olmam.Dün gece tamamen kendimdeydim.Öpüşmemizi son salisesine kadar hatırlıyorum."dedim yüzüne biraz daha yaklaşarak.Anında kıpkırmızı kesildi ve terlemeye başladı.Kokusu bile beni kendimden geçirmeye yeterliydi.O kadar muhteşem kokuyordu ki inanılmazdı!! Ellerime hakim olamadım ve kapıya yaslı duran ellerim rotalarını biliyorlarmışcasına Merih'in beline dolandılar.Vücudunun gerildiğini hissedebiliyordum.O sadece gergindi ve heyecanlı.Bense bunların yanında ateş gibi yanıyordum.Ahh şimdi bu kapıda olur olmadık görüntüler beynimi ele geçirmeye başladığında oyunumuzun ön evresini de bitirmiş bulunmaktaydım.Aramızda yok denecek kadar az mesafeyi de aşıp Merih'in rujsuz dudaklarına sürttüm dudaklarımı.Elleri hareketimle anında aramızdan çıkmış nemli saçlarımın arasına girmişti.Yavaş hareketlerimi sürdürdüm tekrar dudakalarına sürtüp geri çekileceğim sırada kafamda ki ellerini kafama bastırdı ve dudaklarımızın tamamen birleşmesini sağladı.Kendimi ona biraz daha ittim aramızda hiç boşluk olamamasıyla beraber kapıla benim aramda sıkışmıştı.Vücut hatlarını kendiminkinde hissediyordum.Ah delirecektim.Belindeki ellerimden birini saçlarına çıkarıp ben de kafasına baskı yapıp öpüşümüzü daha da derinleştirdim.

Merih'i öpmek özledi.Ben Emre Barlas Kurtbey hiç bir zaman birine karşı bu kadar yoğun hissetmemiştim.Bu his özeldi,güzeldi.

Kurt Kafe'siHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin