Kurt Kafe'si-6-

69 6 5
                                    

-Emre Barlas Kurtbey'den-

-"Doğukan,yavrum bu ne şiddet bu celal?" Sesim beni ele veriyordu.Onunla eğleniyordum.Doğukan üniversite yıllarında tanıştığım,daha sonradan en yakın arkadaşım olan adamdı.Amerika'dan döndükten sonra beraber vakit geçirmek istemiştik.Bu sebeple dün gece kafamızı dağıtmak,dönüşümü kutlamak için bir bara gitmiştik.Her zaman ki gibi fazla kaçırıp,dozunu ayarlayamayan Doğukan,masada sızıp kalmıştı.Akıllansın diye onu oradan aldırmamıştım.Burnu sürtsündü. Pezevenk.

-"Bana yavrum deme lan.İnsan 8 yıllık dostunu soğuk bar köşelerinde bırakır mı? Amerika seni gaddarlaştırmış adamım."dedi.Zaten araya herkes gibi o da Amerika bahanesini katmasa olmazdı.

-"Ağustos ayındayız oğlum ne soğuk bar köşesi?.Hem seni en son gördüğümde hiç de halinden şikayetçi gibi değildin.Valla o hallerini Merve görse sizin nişan işi yaştı."dedim.Öyle bir şey olamamıştı.Doğukan Merve'yi köpek gibi seviyordu.Sadece onunla biraz eğlenmek istiyordum.

-"Nasıl şikayetçi değildim?Sen ne diyorsun oğlum?Ben Merve'den başkasına yan gözle bakmam."

-"Herkes benim sarhoş olmayacak kadar içtiğimi bilir yavrum.Buna Merve de dahil.Yani yanlış görme olasılığım sıfır."dedim.Yukarıda odamda hazırlanırken bir yandan da Doğukan'ı dinliyordum.Bugün Merih ile geçireceğimiz son gün olabilirdi.Yani yengemin söylediğine göre Merih'den önceki kız gelmişti.Merih aklıma gelince birden heyecanlanmıştım.Onunla geçirdiğimiz eğlenceli dakikaları hiç bir zaman unutmayacaktım.Hadi ama lunaparka en son 12 yaşımdayken gitmiştim.Şimdi o yaşımın üzerinden 14 yıl geçmişti.Eline mesleğini almış bir adamdım artık.Daha çiçeği burnunda bir Hakimdim.Akşam onu evine bıraktığımda ikizini de görmüş olmuştum.Tıpkı Merih gibi sarıydı ama hiç de onun kadar ufak tefek değildi.Onunla tanışmamış yalnızca uzaktan bize sinirli bakışlar atmıştı.Eğlenmek hele de Merih ile eğlenmek gerçekten çok iyi gelmişti.

-"Sen beni tehdit mi ediyorsun lan?Senin yerinde olsam bunu yapmazdım. Heh şayet yapacak olursan Meral teyzeciğime yediğin naneleri bir bir anlatırım."dedi sonunda bir de kötü gülüşü yaptı.Üzerime lacivert düz bir tişört altına da krem rengi bir pantolon giymiştim.Bu sırada içimde ki sigara içme dürtüsünü engelleyememiş bir de sigara yakmıştım.

-"Ah dostum yanlış anladın.Aramızda yaşananlar aramızda kalır.Ama sen şimdi Merve'ye anlatıyorsundur.Zaten aramızda gizli saklı kalmadı kızla.Galiba hiç bir detayı atlamıyorsun?"dedim onunla dalga geçmek bana inanılmaz keyif veriyordu.

-"Ne zannettin güzelim? Ben demek Merve demek.Yengene söylemeyeceğim de kime söyleyeceğim?"dedi.Onunla daha fazla uğraşırdım ancak aşağıdan sesler gelmeye başlamıştı.Büyük ihtimalle Merih gelmişti saat beş buçuktu.

-"Bebeğim seninle daha fazla didişmek isterdim ama benim kız geldi galiba.Bir ineyim de bakayım."dedim.Saçlarımı düzeltmiş,parfümümü sıkmıştım.

-"Yengeye selamlar."dedi ve benim bir şey söylememe izin vermeden telefonu kapattı.Merih ile yaşadığımız lunapark macerasını akşamında Doğukan'la barda içerken biraz ona da anlatmış olabilirdim.Dediğim gibi o benim dostumdu.

Merdivenlerden inerken heyecanlanmıştım.Merih'de beni kendine çeken bir şeyler vardı.Bir kere çok sevimliydi.Uzun zamandır kimseyle beraber olmamıştım.Amerika'da yaşadığım süre boyunca hiç ciddi bir ilişkim olmamıştı sadece lise yıllarında 17 yaşındayken biri olmuştu o da ciddiye alamayacağım kadar basitti.Bir kere çocuktuk.Merih bende farklı duyguları uyandırıyordu.Beni eğlendiriyordu,onun yanında sürekli gülesim geliyordu.Sonunda merdivenlerden inmiş salona yönelmiştim.Her saniye sese daha da yaklaşıyordum ama içeride biri daha vardı.Salona girdiğimde Merih,Merih'in hemen yanında sanırım Şule denen kıvırcık saçlı kız ve son olarak Feyza ve kucağında ki Tuğra.Ben odaya girer girmez tüm gözler bana dönmüş konuşmayı kesmişlerdi.

-"Emre,sen gitmeyecek miydin?dedi bir yandan da  Tuğra'nın elindeki oyuncağı ağzına götürmesini engellemeye çalışıyordu.

-"Yok yenge Doğukan biraz rahatsız artık başka zamana."dedim.Merih ve Şule'nin karşılarında ki tekli koltuğa oturup;

-"Eeee Merih bu arkadaşın Şule mi?"dedim sarışına bakarken.Hemen kendini toparladı ve en ciddi haline bürünerek "Evet Tuğra'nın gerçek bakıcısı,Şule."dedi.Yanında ki kumral kız pek de istekli olmayan gözlerle "Memnun oldum."dedi.Tamamen nezaket gereğiydi.Bende tam aksine suratımda yayık bir gülümsemeyle "Bende Emre,Tuğra'nın amcasıyım."dedim.Bu sırada gözlerim sürekli Merih'e kayıyordu.Bugün ne giymişti öyle o? Turuncu bir elbise giymişti.Ama sanki biraz kısaydı.Neden bu kadar kısa giyiyordu acaba?Melih bu kızı hiç mi görmüyordu? Büyük ihtimalle buraya okuldan beri geliyordu ve o bacakları bütün hemcinslerim de inceliyordu.Bu durum içimde ki sinirleri hoplattı.Karşımda ki Merih onu incelediğimi görmüş olacak ki her zaman sert bakan gözlerini biraz daha sertleştirerek bana dikti.Sinirlendiğim için bende ona aynı o şekilde bakmaya başlamıştım zaten.Şule ve yengem aralarında bir muhabbete dalmışlardı.Şule'nin annesi mi rahatsızlanmışmış neymiş? Merih'i incelerken birden ayaklandığını gördüm.

-"Şey izninizle ben bir lavaboya gideceğim"dedi.

-"Ahh tabi hayatım zaten biz de Şule ile gelmediği günleri yad ediyoruz.Sen keyfine bak."dedi yengem de hemen.

Merih'in gitmesinin ardından bende konuşmaya dalan kadınlara bir şey demeden kalktım ve koridorda ki lavabodan çıkmakta olan Merih'in yanına doğru gitmeye başladım.Beni gördüğünde büyük bir nefes aldığını fark etmiştim.Hadi heyecanlanmış mıydı?

-"Dün çok eğlendim."dedim bir anda.Yüzünde bir gülümseme oluştu ama ardından sinirli bir hal aldı.

-"Ben de çok eğlendim ama Tuğra'nın yabancı birinde olmadığını bilseydim daha da eğlenebilirdim."dedi sinirle.

-"İyi de bir şey olmadı Merih.Sen sonuca bak."dedim ona sırıtarak.

-"Feyza ablaya söylersem bakalım böyle sırıtabilecek misin?"diye beni tehtid etti.Hayır hayır bunu yapamazdı.Yapmazdı değil mi?Çünkü bunu yengemin bilmesi demek bir daha Tuğra'ya dokunamayacak olmam demekti.

-"Öyle bir şeyi yapamazsın."dedim alayla.Yapamazdı.

-"Bakıyorum da kendinizden bayağı eminsiniz Emre bey ama inan bana yaparım."dedi.O sarı kaşlarını çatmıştı.Ne kadar da güzel olmuştu öyle bir de ellerini beline koymuş o kısacık boyuyla bana meydan okumaya çalışıyordu.Aramızda ki mesafeyi 2-3 adım kadar daha aza indirdim.Bu hareketimden sonra bir kaç adım geri adım attı.Gözleri büyümüştü.Heyecanlanmıştı.Ama kaşlarını da hala düzeltmemişti.Elimi dağınık topuzundan dışarı çıkan bebek saçlarına götürdüm ve arkaya ittim.İtmemle çemkirmesi bir oldu.

-"Ne yaptığını zannediyorsun sen?"

-"Saçların çok güzel."dedim açık yüreklilikle.Bir an afalladı. Küçücük ellerini tam göğsüme götürecekti ki vazgeçti ardından omzuma tüy kadar bir ağırlıkla dokunarak beni iteledi.Bu halleri bende onu çekip öpme isteği uyandırıyordu.Yanımdan geçmesine izin vermeyerek kulağın yaklaştım.Ahhh siktir nasıl kokuyordu?Eğer hemen kendimi ondan uzaklaştırmazsam kötü şeyler olabilirdi.Zorlukla "Kimseye bir şey söyleme" dedim boğuklaşan sesimle.O ise hemen benden uzaklaştı.Kendisi ve kendim için en iyi olan buydu.Merih hayatıma bir an da dahil olmuştu.Anlaşılan uzun süre beraber olacaktık.Benim için zevkli olacaktı.....


Kurt Kafe'siHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin