the coice

57 5 2
                                    

Bu bölüm Alyss Ende'nin ağzındandır.

Telefonumun çalışıyla uykum bölündü.
- Efendim.
- Seni özledim, Alyss
- Ben de seni. Zaten bu akşam uğramayı düşünüyordum.
- Akşam görüşürüz.

....

Saat 19.34'te evden çıktım. Colin'in evi bana çok yakındı. Yürüyerek yaklaşık 14 dakika sürüyordu.

Dudağıma bir öpücük kondurup beni içeri aldı. Onu her gördüğümdr aynı şeyi düşünürdüm. O, çok yakışıklıydı. Kahverengi gür saçları ve koyu yeşil gözleri uyumluydu. Keşke yakışıklı olduğu kadarda zeki olsaydı diye düşündüm.

Hayatımda Colin gibi biri varken ben Phillip ile vakit kaybetmiştim. Başta sadece Phillip'le takılacaktım. İşler ciddiye binmeden de araya mesafe koyacaktım. Biraz eğlence zararsız olur diye düşünmüştüm ama her şey çoğırından çıkmıştı. Onu reddedememiştim. Neyse ki artık beni aramayacağını biliyordum. O gururlu biriydi.

- Alyss telefon çalıyor.
- Kimmiş?
- Phillip. Kim bu Phillip?

İsmini duymam irkilmeme neden oldu.

- Alyss!
- Okuldan biri işte.
- Aranızda bir şeyler mi var?!
- Canım yanıyor, kolumu bırak! Hayatımdaki her şeyden haberin olmak zorunda değil.
- Elbette olmalı. Ben senin erkek arkadaşınım!

Çok sinirlenmiştim. Aslında utanmıştım da. Phillip'in ortaya çıkacağanı düşünmemiştim. Birbirimizi daha fazla kırmadan önce buradan uzaklaşmalıydım.

Eve döndüğümde artık bir seçim yapmam gerektiğinin farkındaydım.

Bir tarafta 1 yıllık sevgilim Colin, diğer tarafta 2 haftadır tanıdığım Phillip. Peki Colin'i yeterince tanıyor muydum? Asıl önemlisi onu gerçekten seviyor muydum? Peki Phillip'e ne kadar güvenebilirdim? Hayatımda nasıl bir yeri olabilirdi? Saatlerce düşündüm. Daha sonra kararımı vermiştim. Her şey çok açıktı. Bazı şeyler ağır basıyordu. Sabah uyandığımda ilk iş numarasını tuşladım.

Everything's An IllusionHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin