10.

936 70 10
                                    

Wuhhuu!!! 10. Bölüme kadar geldim kendime bir alkış ve tabiki sizede sonuçta siz canlarım olmasanız buraya kadar gelmezdi hikaye :*

Ve 2-3 bölüm sonra güzel şeyler olcak ;)

Ve son olarak okuyorsanız lütfen oy verin pliiisssss! :))))

*Bu bölüm Lana tarafından anlattılacak . İyi okumalar!!! :)

Sabah çalan alarmımla uyandığımda koltukta uyumuş kalmış bir Harry beklemiyordum. Ben uyuduktan sonra gider sanmıştım ama gitmemişti ve çalan alarma rağmen uyanmamıştı. Onu uyandırmamak için yavaşça yataktan kalktım ve sessiz adımlar ile lavaboya adımladım. Lavabo aynasında kendime baktım. Biraz dinlenebildiğim için rengim eski haline dönmüştü ama hala boğazım ağrıyordu. En azından hapşırık yok diye kendimi teselli ettim ve yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa yöneldim. Masaya bir kaç kahvaltılık koydum . Iki bardak kahve ve iki sebzeli omlet hazırlayıp masaya yerleştirdim.

Herşey hazırdı ve bende Harry'yi uyandırmak için odama yöneldim ve yatağımın karşısındaki koltukta huzurlu bir şekilde uyuyan Harry'ye baktım. Yanına adımladım ama nasıl uyandıracağıma karar veremedim. *öp işte onuda ben mi söyliyim ;) *

"Harry. "Dedim yavaşça ama duymamıştı. Sonuçta alarm sesi bile uyanmadıysa benim sesim uyandırmak için pek yeterli değildi.

"Harry uyan." Dedim biraz daha sesli ve omzundan hafif sarsarken. Bu sefer gözlerini biraz araladı ve gözüne gelen güneş ışığından dolayı gözlerini ovuşturdu. Bana dönerek güneşten daha sıcak gülümsemesiyle günaydın dedi.

"Sanada günaydın. Ben belki birlikte kahvaltı ederiz diye düşündüm o yüzden bir şeyler hazırladım. Ben mutfaktayım sen lavabonun yerini biliyorsun zaten." Dedim ve gülümseyip mutfağa yöneldim. Harry de yüzünü yıkayıp yanıma geldi. Karşımdaki sandalyeye oturdu ve yaptığım omletten yemeye başladı. Bende omletimden yerken bakışlarının bana kaydığını hissettim. Kafamı kaldırıp ona baktığımda gözlerimiz buluştu. Gözlerinde sanki bir hüzün vardı.

"Birşey mi oldu? Yoksa sebzeli omlet sevmez misin? " diye sordum.

"Şey... açıkçası annem herzaman yapardı ve ben yememek için direnirdim çünkü sebzeden nefret ederdim. Sonra büyüdükçe sevmeye başladım ama artık annem bana yapamıyordu. Ve bu omlet annemin yaptığı kadar lezzetli olmuş yani sadece onu hatırladım. Teşekkür ederim galiba annemden sonra en iyi yapan sensin." Dedi buruk bir şekilde.

Kararsızdım ama yine de yanına gidip ona sarıldım. O da ellerini belime doladı ve beni kendine çekti. Harry iyi biriydi bazen gıcık olsa bile.O küçük yaşta yalnız kalmıştı ve insanlarla bu yüzden pek iyi iletişim kuramıyor olabilirdi ama o iyi biriydi.

"Teşekkür ederim." Dedi ve bende kendi sandalyeme geçip kahvemi yudumladım.

Harry'ye ne kadar itraz etsemde sofrayı toplama konusunda ısrar etti. Bende o sofrayı toplarken giyindim ve evden çıkmak için hazırdım. Harry beni araba ile bırakabileceğini söyledi. Ne kadar zahmet etmemesini söylesemde ısrar etti ve bende kabul ettim. Birlikte evden çıkıp arabasına bindik. Yolda Selena'yı görünce onuda alıp yola devam ettik. Selena taramalı tüfek gibi aralıksız konuşuyordu. Niall ile mesajlaşmalarını anlatırken bende onun bu heyecanlı anlatış şekilne gülüyordum. Harry ise bizi dinliyordu ve  Niall'ın yazdığı mesajlara gülüyordu. Bir an o gülerken gözlerim onun yüz hatlarına kaydı. O arabayı kullandığı için onu incelediğimin farkında değildi bende bundan faydalanıp  güzel gözlerini, gamzelerini ve dudaklarını inceledim. Gülerken dudakları kıvrılıyor , gamzeleri belirginleşiyor ve gözleri biraz kısılıyordu. Ben onu incelerken Selena onu dinlemediğimi fark edip elini yüzümün önünde salladı. Salladığı eliyle yakalandığımı anlayıp Selena'ya doğru döndüm. Bana fesatça gülüyordu. Kendime lanet okudum ve bana kıkırdayan Selena'yı çimdikledim. Benim çimdiklememle yüksek bir çığlık attı ve aynısını bana yaptı. Bizi fark eden Harry bir an bize bakıp sordu.

P.O. BOX || H.S.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin