P.O. BOX || H.S.

13. *part2* (final)

Bölüm şarkıları:
》Zedd - Beautiful now (multide videosu yok ama izlemeden okumayın çünkü bu bölüm için bana ilham veren şarkı )

Bölüm sözü:

#High by the train (high by the beach adlı Lana Del Rey şarkısına özenerek buldum sözü)

@Nisahlnlz ye ithafen (iknaların için teşekkür ederim. Sen olmasaydın devam edemezdim.)

....

Pizzacıdan çıkıp günün geri kalanını planlamak için arabaya bindik. Hava kararmaya başlamıştı ve bizde bir bara gitmeye karar verdik. Biraz içip karaoke yapabilirdik (evet yine karaoke:/). Harry bir bara sürdü ve geldiğimizde arabadan inip elimi tuttu. Ellerimize baktıktan sonra beni sürüklediği bara onunla elele girdim. Barmenden bir kaç içki isteyip bana döndü. "İçkilerimizi içtikten sonra karaoke yapalım mı?"

"Olur ama bu sefer ben değil sen söyleyeceksin ve bende seni izliycem." Diyip göz kırptım ve barmenin koyduğu içkimi içmeye başladım.

...

Birkaç içkiden sonra biraz sarhoş olmuştuk ama fazla değildi. Harry ısrarımla karaoke için sahneye çıktı ve seçtiği şarkıyı söylemeye başladı.

Harry sesiyle kalabalığı kendine çekiyordu. Herkes söylediği şarkıya eşlik ediyordu. Şarkı hareketli olduğundan ve Harry bu işte iyi olduğundan herkes keyifli vakit geçiriyordu.

Şarkının bitimiyle toplu bir alkış koptu. Harry sahneden yanıma gelirken bir anda tanımadığım bir kız onu elinden yalayıp dans edenlere doğru çekti. Bende buna seyirci kalmamak için elimdeki içkimle onların yanına yürüdüm. Harry ne kadar kızdan kurtulmaya çalışsada kız ona ahtopot gibi dolanmıştı ve ayrılmayı düşünmüyordu. Onların yanına gidip kızın ,Harry'nin boynuna dolanan ellerini Harry'den uzaklaştırdım. Kız bana bakıp "bu çocuk benim tatlım başka birini bul! " dedi.  Dediği karşısında gözlerimi devirip gülümsedim ve elimdeki içkimi beyaz elbisesinine döktüm. Böyle sanki altına yapmış gibi görünüyordu.

"Biri altınımı ıslatmış ?" dedim gülerek. Kız sinirlenip saçımak için harekete geçtiğinde ayağımla topuklu ayakkabısının  topuklarına doğru vurduğumda dengesini kaybedip düştü ve barın korumalarının bizi dışarı atması için bağırmaya başladı. Ve biz ilk defa bir bardan atılmış olduk.

Ben bardan bizi atan korumaların kapıdan dışarı ittirmesiyle yere düşmüştüm. Sokağın ortasında ikimizde biraz sarhoş bi şekilde oturuyorduk ve aklıma kızın son hali gelince gülmeye başladım. Harry'de bana bakıp gülmeye başladı. Sonra ayağa kalkıp elini bana uzattı ve kalkmamı sahladı. Ellerimiz hala birlikteyken beni arabaya doğru çekti. Arabaya bindiğimizde gülmeye son verip ona ne yapacağımızı sordum.

"Seni bir yere götüreceğim "dedi ve arabayı sürmeye başaladı. Bende telefonumu kurcalayıp Selena'dan gelen mesajlara baktım. Nasıl olduğumu soran mesajına cevap yazdım. Ben telefonumla uğraşırken gelmiştik bile.  Harry daha önce gelmediğim bu yere inmem için arabanın kapısını bana açtı. İnip etrafıma baktım. Burası eski birkaç trenin bulunduğu ağaçlarla çevrili bir araziydi ve ilerde küçük bir göl vardı.

"Buraya niye geldik?" diye sordum Harry'e.

Cevap vermedi ve arabanın bagajını açarak battaniye ve birkaç içki çıkardı. Sonra tekrar arabaya yönelip bagajdan bir gitar çıkardı ve bana uzattı. Ona boş boş bakarken az önce cevaplamadığı soruma şimdi cevabını verdi.

"Burası benim sık geldiğim bir yer. Belki burada biraz takılırız diye düşünmüştüm.Bir sakıncası var mı? "

"Yok ." dedim ve arkadan onu izlemeye başladım. Burda ne yapıcaktık ki. Trenin yanına vardığımızda, trenin tavanına çıkmak için merdivenlere yöneldi. Elindeki eşyaları tavana koyup merdiveni tırmandı. Trenin tepesinde durup aynısını yapmam için bana baktı. Bende elimdeki gitarı ona verip merdiveni tırmandım. Doğrulmam için elimi tuttu ve ayağa kalkmamı sağladı. Yüksekten etrafıma baktım. Ay ışığı durgun göle yansıyordu ve hafif esen rüzgar bazen gölde hareketlenme yapıyordu. Rüzgarla hareket eden  ağaçların yaprakları bu sessizliği  bozuyordu.