8.

1K 85 19
                                    

@Harryforeverstyles ,
@ireires ,
@NashGirlBae ,
ithafen.

# DRAG ME DOWN ile dinleyin!!!! ; P

İyi okumalar :)))

Sabah uyandığında Harry'nin göğüsüne yaslı olan bedenini doğrultmaya çalıştı ama Harry'nin kolları belini sarmış olduğu için bu pek kolay olmadı. Doğrulmaktan vazgeçip başı Harry'nin göğsündeki yerini buldu.

Nefes aldıkça Harry'den gelen hoş koku içine doluyordu. Bu koku ona cenetteymiş hissi veriyordu. Sanki bu kokuyu içine çekebilmek bir ayrıcalıktı ve o bu ayrıcalığa sahipti.

Bir insan her zaman böyle güzel kokmayı nasıl başarır diye düşündü ve gözleri Harry'nin ellerini inceledi. Uzun ince parmaklar ve onları süsleyen metal yüzükler. Erkeklere yüzüğü fazla yakışıtırmazdı ama Harry'de hoş durduğunu düşünmeye başladı. Bu sefer gözleri dudaklarına kaydı. Bir erkeğe göre dolgun pembe dudakları vardı. Birini bu kadar incelemenin iyi bir şey olmadığını düşünerek onu incelemekten vazgeçti.

Aklına gelen fikirle Harry'nin beline doladığı kollarını yavaşça üzerinden çekerek koltuktan kalkıp mutfağa yöneldi. Yüzünü yıkamayı unuttuğunu hatırlayıp banyoya yöneldi. Kendi dairesiyle aynı dizaynda olduğu için banyoyu bulması zor olmamıştı. Banyoda işini halledip mutfağa yöneldi.

Dolaplardan krep için malzemeleri buldu ve hepsini sıra ile tezgaha dizdi. Çıkardığı kaba malzemeleri koyup güzelce çarptı ve istediği kıvama gelince kızgın tavaya döktü. Pişenleri tabağa koydu. Son kalan harcıda döküp sonuncuyuda pişirdi. Masayı hazırladı ve salondaki koltukta uyumakta olan Harry'e baktı. Hala uyuyordu. Uyandırmak istemedi ve bir kağıda bir şeyler yazıp notu görebileceği bir yere bıraktı.

'Seni uyandırmak istemedim. Dün akşam söylediklerin ve beni dinlediğin için teşekkür ederim. Mutfakta hazırladıklarımı yemeyi unutma ;)

- krep ustası :P

Harry'e son bir kez baktı ve dairenin kapısını açıp kendi diresine doğru adımladı. Odasına gidip üzerindeki iş kıyafetlerinden kurtuldu. Duşa girdi ve çıkınca siyah taytını ve mavi askılı tisortünü giydi. Bu gün tatil olduğu için işe gitmeyecekti. Onun yerine Selena ile geziceklerdi. Ellerindeki her zamanki lacivert ojesini silip yeniden sürdü. Kuruyunca kahvaltı etmeden önce biraz yürüyüş yapmaya karar verdi. Evine yakın olan parkta bir az turladı. Kulağında çalan müzikle aynı tempoda koşuyordu.

Yarım saatlik bir yürüyüşten sonra eve doğru yola koyuldu. Apartmana girdiğinde dikkatini ilk çeken şey posta kutusu olmuştu. Posta kutusunu açtı ve içindeki zarfı aldı. Zarfı incelemeye başladı. Zarfta gönderenin ismi yada nerden geldiği yazmıyordu. Elindeki zarfla dairesine doğru adımladı. Kapıyı açıp içeri girdi ve çiftli koltuğa uzanıp zarfı açtı.

Merhaba ;

İlk mektuptan sonra bir daha mektup göndermediğim için bir daha mektup gelmez diye düşünmüş olabilirsin ama gelicek. Çünkü hissetiklerimi ancak bu şekilde dile getirebiliyorum.

Lana seni seviyorum. Herzaman sevicem. Lacivert ojelerinle, masmavi gözlerinle, Converselerinle, bunların hepsi sensin. Sen kendinsin , eşsizsin.

Belki bu mektupların kimin gönderdiğini bilmediğini için korkmuş olabilirsin ama korkma. Amacım korkman değil ve mektuplar gelmeye devam edecek. Belki okumadan atarsın ama senden istediğim okuman. Ve kim olduğumun bir önemi yok. Sadece seni çok sevdiğimi bil.

- gizlihayran.

Lana kağıttakileri okudu. Belki polise haber vermeliydi. Polis kim olduğunu bulabilirdi. Ama polise haber vermedi. Çünkü mektup hoşuna gitmişti. İlk defa biri onu sevdiğini söylüyordu. İlk defa biri onu koşulsuz seviyordu. Bu yüzden mektubu sakladı. Yazan kişinin kim olduğunu daha çok merak etmeye başladı.

P.O. BOX || H.S.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin