(Gece'nin ağzından):
Dışarıya tam çıkmışken Çağıl'ın hızlı ve endişyle yürüdüğünü gördüm. Yanına yaklaşıp konuşmaya çalıştım ve o da beni ilk defa terslemeden mutluymuşcasına sorularıma cevap verdi. Ve en sonunda ilk defa ona yardım etmek için onun yerine markete gitmiştim geri geldiğimde kapıyı Besim'in açmasına şaşırmamışım gibi bir de Çağıl aşağıya yarı çıplak bir şekilde inmişti. E tabii bende buna sinirlenip sirke şişesini Çağıl'ın üzerine fırlattım ve bir hışımla eve gittim. Salonda biraz film izledikten sonra yine odama çıkıp her zamanki gibi pencereden Çağıl'ı izlemeye başladım. Kulaklıklarını takmış müzik dinliyordu. Yaklaşık bir saat sonra Besim içeriye girip Çağıl'ın karşısına oturdu. Çağıl kulaklıklarını çıkardı ve biraz konuştular. Tabii Besim yine rahat durmayıp yine Çağıl'ın dudaklarına yapıştı. Bu sefer şaşırdığım şey ise Çağıl'ın ona karşılık vermesiydi. Buna sinirlenerek pencereyi çok sert bir şekilde kapattım ve kendimi yatağa atıp uykuya daldım.
(Çağıl'ın ağzından):
Sabah uyandığımda Besim hala uyuyordu. Onu rahatsız etmeden sessiz hareketlerle hazırladım ve evden çıktım. Tam arabama binecekken Gece'yi gördüm ve yanına yaklaştım.
-Naber Gece?
-(cevap yok)
-Heyy!
-(cevap yok)
-Dinliyecek misin beni?
-Hayır.
-Ama neden?
-Sana birşey sorucam.
-Sor.
-Bende seni kendime çekip öpsem bana da karşılık verir misin daha iki haftadır tanıdığın Besimle öpüştüğün gibi ?
-Sana ne ya!
-Tamam.
-Başka birşey söylemeyeceksen gidiyorum, dedikten sonra beni umursamadan arabasına bindi ve hızla uzaklaştı. Kendimde artık farklılık yaratmak istiyordum. Öncelikle diş tellerimi çıkarması için doktoruma gittim. Oradan çıktıktan sonra kuaföre gittim. Evet, uzun sap sarı olan saçlarım artık kısa ve sim siyahtı. Birkaç mağazaya uğrayıp kendime birşeyler aldıktan sonra eve döndüm. Kapıyı yavas hareketlerle açtım. Kapatmak üzereyken Besim'im "Sen kimsin?" diye bağırdığını duydum. Beni tanımadığını anlayarak onu korkutmaya karar verdim. Sesimi hafif kalınlaştırarak;
-Sen kimsin? (Çağıl)
-Asıl sen kimsin? (Besim)
-Ecelin olmaya geldim! (Çağıl)
Besim'in koşarak yukarı çıktığını görünce önüme dönüp kahkahayı bastım. Kendimi koltuğa atarken hala gülüyordum. Besim sesimi tanımış olmalıydı ki hızlı adımlarla merdivenlerden aşağıya indi. Ağzı açık bir şekilde beni biraz süzdü, daha sonra dik dik suratıma bakmaya başladı.
-Ne oldu korktun mu?
"Ben sana şimdi korkmayı göstericem." diyerek üzerime doğru koşmaya başladı. Hızla koltuktan kalktım ve evin içinde koşuşturmaya başladık. En sonunda koşarak odama girdim ve o da arkamdan geldi. Kaçacak yerim kalmadığı için durmak zorunda kaldım ve Besim beni sıkı bir şekilde yakaladı. Ben ondan kurtulmak için debelenirken halı kaydı ve ikimiz birden yatağın üstüne düştük. Filmlerde hep güzel kızlar kaslı erkeklerin üstüne düşer öyle değil mi? Ama o kocaman cüsse nedense benim üzerimdeydi. Bir süre birbirimize baktıktan sonra ona bağırmaya başladım,
-Gerizekalı! Üzerimden kalk!
-Ha?, dedi dalmış bir şekilde.
-Üzerimden kalkacak mısın artık?, dedikten hemen sonra dudağımda bir sıcaklık hissetmemle ona karşılık vermem bir oldu. Emin olamasamda sanırım ona karşı ciddi hislerim vardı. Biz öpüşme eylemimize (!) devam ederken dünkü pencere sesinin tekrarlanmasıyla ayrıldık. Hiçbir şey söylemeden mutfağa indim. Salçalı makarna yapacaktım çünkü başka yemek bilmiyordum. Malzemeleri çıkarırken arkamdan birinin bana sarılmasıyla irkildim. Ben makarnayı hazırlamaya devam ederken konuşmaya başladı;
