BALIN'IN AĞIZINDAN
Ne kadar dönmek istesem de gururum yüzünden dönemedim. Gecenin yoğunlaşan karanlığında tek başıma nereye gittiğimi bilmeden yürüyordum. Kafamın içindeki buğulu düşünceler beni yiyip bitiriyordu. Şu an hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyordu gözlerim , bir de onu görmek. Anlayamıyordum. Kafamda biriken soru işaretleri zaman geçtikçe daha çok artıyordu , düşüncelerimin içinden çıkamıyordum .Bence geri dönmemekte en iyi kararı vermiştim ama Ufuk'u dinlemediğim içinde çok pişmandım .Belki kendince haklı sebepleri vardı. Ama bu onun pislik olmadığı anlamına gelmiyordu , düşünüyordum fakat aklım almıyordu benimle ne alıp veremedikleri olabilirdi ki ? Ne yapacağım hakkında en ufak fikre bile sahip değildim .Uyku için yalvaran gözlerimle ve tüm bedenimle yorgundum , evime gitmeye karar verdim çünkü yapacak başka bir şeyim yoktu .
...
Ufuk'un ağzından
Balın gideli birkaç saat olmuştu. Çok ilginç bir şekilde onu merak ediyordum gecenin köründe tek başına nereye gitmiş olabilirdi ki ? karmaşık duygular içeresindeydim bence ufaklık bunların hiç birini hak etmiyordu en azından ben böyle düşünüyordum. Onur'un kapıda dikildiğini fark ettim sen hala pencerede mi bekliyorsun diye seslendi bana. Evet ben niye hala pencerede bekliyordum ki ? dışarı çıkıp Balın'ı bulmalıydım. Geç bile kalmıştım nereye gidebileceği hakkında bir fikrim yoktu ama bunu dışarı çıkınca düşünürdüm. Elime geçen bir hırkayla kapıya yöneldim. Onur engel olmaya kalktı.
-Bırak onur !
Diyebildim sadece aklıma bu saatte dışarısının ne kadar tehlikeli olabileceği geldi gidemezsin diye çıkıştı bana . Hem masum bir kızı bu hale düşürdüğümüz için hem de omuzumu tutturamayıp beni göğsümden vurduğu için bir yumruk atmış olabilirdim. Nereye gittiğimi bilmeden yola koyuldum.
...
Balın'ın ağzından
Zorda olsa eve vardım. Paspasın altına gizlediğim anahtarı alıp kapıyı açtım ve eve adımımı atmamla karşımda duran iki tane yarmayı görmem bir oldu tam kaçmaya yeltenecektim ki kolumu sımsıkı tutup beni kendisine çekti bir tanesi
Sefer abi misafirimiz var.
Diye seslendi . Sefer mi ? olamaz ne yapacaktım şimdi ? işte her şey bitti Balın hanım diye düşünürken o çirkin suratını gördüm Sefer'in .
-Tamam çocuklar siz aşağı inin benim biraz işim var orada bekleyin özel bir mesele
Dedi ve yanındaki yarmaların dudakların da çirkin bir gülümseme belirdi. Ne yapacaktım ben şimdi kesin bu sefer öldürecekti beni. Ölmekten korkmuyordum ama yeterince yaşamadığım aklıma gelince ürperiyordum , yanıma doğru yaklaştı korkmamış gibi yapmaya çalışsam da aldığım kesik nefes ve gözlerim beni ele veriyordu hissedebiliyordum . parmağının ucunu boynumda dolaştırmaya başladı .
Pislik herif !
Diye korkuyla karışık bir yakarış çıktı ağızımdan .
Rahat dur önce biraz eğlenelim dimi ?
Allah'ım nasıl bir insandı bu ya da insan mıydı ? tiksiniyordum bu adamdan adam demeye bin şahit isterdi ya neyse. İyice yoğunlaştı bedenime. Karşı koymaya çalışsam da engel olamıyordum , iki damla gözyaşı süzüldü elmacık kemiklerimden.
Dur , yapma !
Diye yalvarabildim sadece son bir umut , ben yalvardıkça o leş yüzünde mutluluk görüyordum nasıl bir insafsızlıktı bu gözlerimi yumdum sımsıkı , bir an önce beni öldürmesini dileyerek . kapı çaldı kapattığım gözlerimi açtım heyecanla Sefer geri çekildi .
Size aşağıda bekleyin demedim mi?
Diye çıkıştı ve kapıya doğru yöneldi. Ben nasıl kaçacağımı düşünürken Sefer kapıyı açtı.
Bana demedin .
Bu ses hiç te yabancı gelmiyordu bana kulaklarımın aşina olduğu bir sesti bu
Sen yaşıyorsun lan
Emin ol keşke ölseymiş dedirteceğim sana
Bir ara gözlerimiz bir birine değdi .Ufuk'un gözlerindeki öfkeyi görebiliyordum kini , nefreti . Ufuk Sefer'in yakasına yapışıp onu duvara yapıştırdı olan biteni heyecanla izliyordum . bir de korkuyordum yaralıydı Ufuk , heyecan yerini tekrar korkuya bıraktı bu sefer kendi hayatım için değildi yaşadığım korku onun içindi bir müddet boğuştular. Canının yandığını biliyordum ikinci kez hayatımı kurtarmıştı benim ama beni kandırdığını da unutmamıştım , unutamazdım . Sefer Ufuk'u yere yatırdı ve yumruk atmaya başladı işte şimdi bir şeyler yapmam gerektiğinin farkına vardım , elime aldığım kristal vazoyu Sefer'in kafasına geçirdim. Vurmamla beraber yere yığıldı . Ben daha olayın şokunu atlatamazken Ufuk öksürerek yerden kalktı , elimi tutup çekiştirerek beni dışarıya çıkarmaya çalıştı kapıda da yarmalar vardı ama biz koşarak kapıdan çıkınca ne olduğunu bile anlayamadılar birisini yukarı çıkarken gördüm Ufuk bu arada beni çekiştirerek bir arabaya bindirdi ve hızlıca yola koyulduk . bu kadar aksiyon benim için çok fazlaydı. Bir de şu vardı ya Sefer ölmüşse işte yine i bir korku kapladı içimi ben bir insan öldürmüş olabilirdim Ufuk'un öksürme sesi beni düşüncelerimden ayırdı. Ufuk'un öksürmesine odaklanmışken bir arabanın bizi arkadan takip ettiğini gördüm dikiz aynasından. Aksiyon daha bitmedi demekti bu . Ufuk'un öksürmesi onunkinden daha çok yakıyordu benim canımı , bu yaşadıklarım rüya olsaydı keşke gecenin köründe uyansaydım uykumdan ve çok şükür rüyaymış deseydim ama gayet de gerçekti. Gün ağarmaya ve güneş bütün gerçekçiliğini göstermeye başlamıştı. Ufuk'a baktım belki içimi rahatlatır diye
Nasıl atlatacağız onu ?
İçimde ki tüm korkuyla sormuştum bunu o da anlamıştı ve içinde bana verdiği tüm güven duygusuyla
Merak etme ufaklık atlatacağız.
Dedi.