GÖZYAŞI

52 5 2
                                    

UFUK'UN AĞZINDAN

Adamı atlatmak sandığımdan daha uzun sürmüştü. Ellerimde ki ipleri çözmeye çalıştım , başaramadım. Bir an önce eve gitmem gerektiğinin farkındaydım çünkü Balın'ın benim atlatamadığımı düşündüğüne yüzde yüz emindim. Bunları düşünürken hızlı adımlarla eve doğru yürümeye başladım. Bağlı olan ellerim fazlasıyla dikkat çekiyordu. Bir kez daha çırpındım ipleri çözmek için yine başarılı olamadım. Daha büyük adımlar atmaya başladım. Kısa bir süre sonra evin önündeydim. Kapıyı çaldım heyecanla , Balın'ın açmasını bekliyordum , karşımda Onur'u görünce hayal kırıklığına uğradım. Donup kaldım belli bir süre , Balın gelmemişmiydi acaba ? Yakalanmışmıydı ? Ben kısa süreli kalp krizi geçirirken Onur Balın'ın içeride olduğunu söyledi. Derin bir nefes aldım , rahatlamıştım. Elimde ki ipleri çözdürüp içeri doğru ilerledim. Salona girdiğimde Balın koltuğun ucuna kıvrılmış uyuyordu. Yaklaştım iyice yanına çok güzel uyuyordu , masum bir güzelliği vardı. Uyandırmak istemedim. Yanağında ki yara dikkatimi çekti , elimi uzattım yüzüne doğru o sırada hissetmiş olsa gerek korkuyla zıpladı yattığı yerden.
_ Sakin ol ufaklık benim , korkmana gerek yok.
Dedim. Bir müddet mal mal suradıma baktı.
_ Ufuk !
Dedi şaşkınlıkla.
_ Geldin.
Diye ekledi.
_ Geldim tabi , ben sana demedim mi eve git gelicem diye ?
_ Dedin ama ben geldiğimde seni göremeyince sandım ki ...

Al işte dememişmiydim ben atlatamadığımı düşünmüştür diye .
_ Hadi sen dinlen biraz.
Dedim tam kalkacaktım ki kolumu tuttu , sımsıkı sarıldı bana neye uğradığımı şaşırmıştım.
_ Çok korktum atlatamadın diye.
Diye gevelendi.

BALIN'IN AĞZINDAN

Bütün gücümle sımsıkı sarıldım sanki bir daha sarılamayacakmışım gibi , bırakmaya da niyetim yoktu açıkçası ama Onur içeri girince Ufuk bırakmam için ittirdi beni heyecanla. Utanmıştım , Ufuk'a takıldı gözlerim gözlerini kaçırdı benden. Sessizliği bozmak için hamle yaptım.
_ Ben bir lavaboya gideyim.
Dedim ve hızlıca kalktım yattığım yerden. Hızlı kalkmamın etkisiyle birden başım döndü ve tökezledim zaten vücudumda fazlasıyla yorgundu. Onur tuttu beni , belimi kavradı. Tutmasaydı fena halde yapışacaktım yere.
_ iyi misin ufaklık ?
Diye bir ses duydum bu ses fazlasıyla paniklemişti. Ufak bir gülümsemeyle cevap verdim.
_ Çok hızlı kalktım ondandır.
_ İyi misin ?
Diye ekledi tekrar.
_ İyiyim Ufuk.
Onur'un Ufuk'a baktığını gördüm benimle fazla ilgileniyordu bu durum Onur'un da dikkatini çekmişti galiba. Bir şey demeden lavaboyo gittim elimi yüzümü yıkadım. Yüzümde ki yara çok derin değildi ama iz kalmaz inşallah diye de düşündüren bir yaraydı ona baktım bir süre. İçeri geçtiğimde ikisi de ayrı köşelerde oturuyordu. İlk sözler Onur'dan geldi.
_ Pizza söyliyeyim yer miyiz ?
_ Bana uyar.
Dedim ve Ufuk'a baktım ne diyecek diye sadece kafasını sallamakla yetindi.

...

Yemeğimizi yedik. Uzun zamandır böyle tıka basa yemek yememiştim doğrusu , bir dilim daha yeseydim kusabilirdim. Ufuk fazlasıyla uykuya muhtaç görünüyordu. Ona bakarken gözlerimiz değdi birbirlerine , o çekmeyince gözlerini ben de ayırmadım. O orman yeşili gözlerinin içinde tam kaybolmaya başlamıştım ki Ufuk seslendi.
_ Balın buradan gitmemiz lazım. Başka bir yere buraya her an gelebilirler.
Haklıydı ama neden Balın demişti ki Onur da vardı. Zaten geldiğinden beri Onur'a karşı garip davranıyordu. Ben bunları düşünürken Ufuk beni aydınlattı zaten.
_ Tabi gideceğimiz yeri bazıları söylemezse..!
Şaşırmıştım. Onur mu söylemişti Sefer'e otelde olduğumuzu ? Hem bir yandan yok Onur yapmaz öyle bir şey desemde bir yandan da yapmadıysa Sefer bizi nasıl buldu diye geçiriyordum içimden.
_ Ne diyorsun Ufuk sen ?
Dedi bütün kızgınlığıyla Onur.
_ Ne dediğim gayet açık değil mi , Nasıl buldu Sefer bizi ? Bir tek sen biliyordun bizim otelde olduğumuzu.
Gayet mantıklıydı Ufuk'un dedikleri ama Onur da öyle bir şey yapmazdı yaa. Ben bunları sorgularken ortam fazlasıyla gerildi , ben ağzımı bile açamadan Ufuk Onur'u tutup duvara yapıştırmıştı bile.
_ Senden bunu beklemezdim lan.
Dedi ve kolumu sıkıca kavrayıp.
_ Yürü gidiyoruz.
Diye çıkıştı bana ben ne yapmışsam ona. Bir şey diyemedim tabi ve yürümeye başladım.

...

Yaklaşık on dakikadır hızlı hızlı yürüyorduk. Hava zifiri karanlıktı , yeşilliklerden gelen çekirge seslerine odaklandı kulaklarım daha sonra da Ufuk'a çıkıştım yere oturarak.
_ Yeter canımı acıtıyorsun.
Bence kolumu ne kadar sıktığının farkında bile değildi sinirden. Elini gevşetti , kıpkırmızı olan bileğimi ovuştururken sordum.
_ Nereye gidiyoruz ?
Ufuk'un gözleri parktaki banka kaydı ve ona doğru ilerlemeye başladı. Ben de kalkıp peşinden gittim. Demek ki o da nereye gideceğimiz hakkında bir fikre sahip değildi. Yanına oturdum gözlerim uyku için yalvarıyorlardı bana. Kafamı dayadım Ufuk'un omuzuna doğru. Bir müddet bir şey söylemesini bekledim. Benim moralim bozuk olduğunda genelde birisine içimi dökünce rahatlardım ama Ufuk bunun yerine susmayı tercih ediyordu. Empati kurdum bir an , çok zor şeyler yaşamış. Annesizliğin , babasızlığın ne demek olduğunu iyi bilirim ben de o yüzden bazen bu sinirliliğini , psikolatlığını , ani duygu değişimlerini buna bağlıyorum yani zor bir hayatı var.
_ Ufuk anlatmak istersen dinlerim.
Diye sözcükler çıkıverdi ağzımdan birden , tutamadım. Yüzünü döndü bana doğru gözlerime baktı ne diyeceğini çok merak ediyordum. Bir müddet daha sessizliğini korudu. Hiç beklemediğim bir anda söze girdi.
_ Sen hiç tükendin mi Balın. Hiç her şey bitti artık dediğin oldu mu , hayattan bıktığın , ölmek istediğin , yaşamanın amaçsız olduğunu kendi hayatının değersiz olduğunu düşündüğün oldu mu hiç ? Ben çaresizliğimden hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyorum ama olmuyor. neden ? Çünkü erkekler güçlüdür , erkekler ağlamaz. Ben yoruldum ufaklık çok yoruldum bana sahip çıkan birinin olmamasından , beni düşünen birinin olmamasından. Ben ailesizlikten , annesizlikten , babasızlıktan yoruldum sen keşke o gün geri dönmeseydin...

Bu kadarını Ufuk'tan beklemiyordum. Ne diyeceğimi şaşırmıştım. Ağladığımı fark ettim onu çok iyi anlıyordum. Sarıldım tekrar sımsıkı. Artık göz yaşlarımı tutmuyordum akmaları için izin vermiştim. Gözlerime baktı. Göz yaşlarımı sildi.
_ Seni ağlatmak istemedim.
_ Bazen ağlamak en iyi kaçış yolu , sen de denemelisin insanı rahatlatıyor.
Dedim gülümsemesini dileyerek. Yüzümü ellerinin içine aldı.
_ Sen yine de ağlama.
Dedi ve gecenin soğuğunda bir sıcaklık hissettim dudaklarımda...


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 05, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ÖLÜM KORKUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin