Onur hiçbir şey diyemeden Sefer telefonu Onur'un yüzüne kapatmıştı bile. Onur'a baktım sert bir şekilde.
_ Beğendin mi yaptığını ?
_ İsteyerek yapmadığımı sen de biliyorsun.
Dedi üzülmüştü gerçekten çok üstüne gitmek istemedim ama aklım da almıyordu doğrusu koskoca bir insan bunu akıl edemeyip nasıl yapardı ya. Bir şeyler yapmam gerektiğinin farkındaydım ama nereye gidebileceğimiz hakkında en ufak bir fikre bile sahip değildim. Benim evime gidemezdik orası buradan daha tehlikeliydi. Bıkmıştım artık , gerçekten ne dayanacak gücüm kalmıştı ne de her şeyin düzeleceğine dair bir umudum. Onur ile göz göze geldik.
_ Özür dilerim Balın gerçekten buraya gelebileceğini düşünemedim.
Dedi tüm içtenliğiyle.
_ Tamam Onur olan oldu artık sıkma canını tamam mı ? Şimdi gidecek bir yer bulmamız lazım.
Dedim. Acele etmeliydik Sefer gelmeden Ufuk da ben de buradan uzaklaşmalıydık Onur söze atıldı.
_ Buldum otele gidin siz sahilde tarabya da bir otel buluruz orda saklanırsınız bir müddet hem Ufuk'ta toparlar biraz kendini.
Dedi bu fikir ondan mı çıkmıştı bu çocuğa daha alışamamıştım doğrusu neyse Balın dedim belki arada kafası çalışıyordur. Bu fikir aklıma yatmıştı başka da çarem yoktu zaten odaya Ufuk'un yanına gittim bir kaç kez seslendim ama duymadı bile yanına oturup dürtecektim ki onu seyre daldım uzayan sakalları ve boncuk boncuk akan teri bile onu çirkinleştirmeye yetmiyordu.
_ Kendine gel Balın Sefer gelecek şimdi kalk.
Diye uyardım kendimi. Ufuk araladı gözlerini
_ Balın ?
Diye seslendi.
_ Burdayım.
_ Noldu ?
_ Şey yaran açıldı ama be
Sözümü tamamlamamı beklemeden söze atıldı.
_ Onu demiyorum Sefer'den söz ettin.
_ Gitmemiz lazım Ufuk Sefer buraya geliyor daha sonra anlatırım ama şu an gitmeliyiz tamam mı ?
Dedim içimde ki korkuyla. Ufuk'ta soru sormadan doğruldu yataktan üstüne bir tişört geçirdim öylesine. Yanıma da bir kaç tişört ve eşofman aldım onun için ve arabaya ilerledik , Onur ile Ufuk'un arabaya binmesine yardım ettikten sonra direksiyona geçtim. Yola koyulduk.
...
Arabayı otelin otoparkına park ettikten sonra arabadan inip Ufuk'a yardımcı oldum inmesi için. Bir an duraksadım düşüncelere boğuldum acaba dedim kendi kendime acaba kaçmak çaremi daha ne kadar kaçabileceğimizden emin değildim çünkü Ufuk'un sesi düşüncelerimden ayırdı beni.
_ Ufaklık neden durdun ?
_ Pardon daldım öyle.
Dedim ve koluna girdim Ufuk'un Onur biz gelmeden rezervasyonu yapmıştı zaten. Çok büyük ve görkemli bir oteldi bir yandan etrafı inceliyordum bir yandan da lobiye ilerliyordum.
_ Nasıl yardımcı olabilirim ?
Dedi lobideki bayan ince ses tonuyla.
_ Bizim rezervasyonumuz vardı.
Dedim utangaç bir tavırla.
_ ne adına kayıtlıydı?
O an Ufuk'a baktım soyadını bilmediğim için o atıldı söze bitkin ve yorgun haliyle.
_ Ufuk Serez.
Dedi öyle bir söylemişti ki gören de başbakan sanacak. Ufak bir tebessüm ettim.
_ Buyrun anahtarınız.
Dedi bayan. Ama bir dakika bir terslik vardı.
_ Pardon diğer odanın anahtarını alabilir miyim ?
Dedim elimden geldiğince kibar olmaya çalışarak. Ufuk pis pis sırıtıp asansöre doğru ilerlemeye başladı. Bir bokluk olduğunu anlamam uzun sürmedi bayan da bir bokluk olduğunu sözleriyle yineledi zaten.
_ Üzgünüm rezervasyon tek oda.
Bozulmuştum ama belli etmemeye çalıştım teşekkür edip Ufuk'a doğru ilerledim. Asansöre bindik.
_ Ne bu şimdi niye bir tane oda. Kalmam ben seninle bir odada.
Diye bağırdım. Yine o piçimsi gülümsemeyi takındı yüzüne Ufuk böyle gülmeyeli baya olmuştu.
_ Merak etme ufaklık yaralıyken bir şey yapmam.
Dedi ve yine bir gülümseme belirdi dudaklarında gerçekten çok rahatladım geri zekalı diye geveledim ağzımda. Ufuk elinde ki kartla kapıyı açıp içeri girdi ben de onu takip ettim. Uzanmak istediğini ve yorgun olduğunu belirtti. Elimde ki minik bavulu kenara koydum aslında bir duş bütün her şeyi kısa sürede olsa unutturabilirdi bana. Biraz içeride oturup Ufuk'un uykuya dalmasını bekledim ve onun tişörtlerinden birini alıp duşa girdim.
...
Duştan çıktığımda saate baktım ve duşta 1 saatten fazla zaman geçirdiğimi fark ettim. Ama rahatlamadım desem yalan olurdu şimdi bir uyku o kadar iyi giderdi ki . Ya koltukta uyumaya çalışacaktım ya da Ufuk'un yanına kıvrılıp rahat bir uyku çekecektim.
_ Aman Balın ne diye korkuyorsun sanki çocuk yiyecek seni yaralı zaten baktın bir şey yapmaya yelteniyor koyarsın tekmeyi göğsüne kıvransın dursun. Ne diyorum ben be kendi kendime iki dakikada ne senaryo yazdım kafamda . Yat zıbar Balın yat zıbar.
Diye çıkıştım kendime daha fazla saçma sapan şeyler düşünmeden yanına uzandım.
...
Bir ara gözlerimi araladım saate baktım saat baya geç olmuştu. Zaman çok çabuk geçiyordu ben Sefer'den kaçmaya bile alışmıştım galiba. Tekrar uyumayı düşünüyordum. Ufuk'un ateşine baktım ateşi vardı terlemişti de gidip havlu ıslattım ve alnına koydum. Elime bir tişört geçirdim.
_ Ufuk kalk üstünü değiştirelim.
_ Ya. Ufaklık sonra yaparsın.
Diye gevelendi. Gülmeme neden olmuştu, kollarından tutup çektim kendime doğru.
_ Yavaş yavaş.
Dedi. Uykuluyken hiç çekilmiyordu doğrusu ne diyordum ben sanki normalken çok çekiliyordu ya . Üstünü giydirdim ve düşen havluyu alnına koydum tekrar. Uyku sersemi havlunun soğuk olduğunu söyledi.
_ Kalsın biraz sonra çekicem.
Dedim ve tekrar yanına uzandım. Gece boyunca arada kalkıp havluyu ıslatıp yattım en sonunda ben de artık yorgunluğuma yenik düşüp uyumuşum. Sabah bir gürültüye uyandım , uyku sersemi ne olduğunu çözmeye çalışırken çalan kapıya odaklandım...
